9 Ekim 2022 Pazar

KILIÇDAROĞLU, AKŞENER GÜVENİRLİĞİ: Abdullah Çağrı ELGÜN

KILIÇDAROĞLU, AKŞENER GÜVENİRLİĞİ

                                                            Abdullah Çağrı ELGÜN

KILIÇDAROĞLU daha güvenilirdir; çünkü İYİ Parti’ye on beş (15) Milletvekili vererek Meclise girmesini sağlamış ve “Güvenilirliğini” ispat etmiştir.

KILIÇDAROĞLU aynı zamanda Devletin bir bürokratıdır. Devlet geleneğinden gelmektedir ve Devleti tanır. Siyasetçiden devlet Adamı olmaz; fakat Devlet Adamından siyasetçi olur. Kılıçdaroğlu da her ikisi de vardır. Cumurbaşkanlığına en uygun adaydır!...

Akşener ise henüz bir, dik duruş gerçekleştirememiştir. Kaygan zeminde balık avlamaktadır. Bu durum “İttifak” için olumlu bir tavır değildir. Sonra Yavuz… (Adı üzerinde, çok yavuz, hatta gereğinden fazla yavuzdur!..)  Yavuz AĞIRALİOĞLU, Halil İbrahim ORAL’ı (KILIÇTAROĞLU aleyhinde kim konuşturuyor?.. Bunların bugüne kadar hiçbir şekilde kulakları çekilmemiş, görevinden de alınmamıştır!.. Halbuki Parti sözcüleri ne istediğini bilen ne dediğini sorgulayan, onlardan anlamlandıran ve kendi sözlerinden mânâlar çıkaran kişilerden oluşur.

Bu zatı muhteremde hangisi var?..

İtitifak Dağılmadan Devam Edebilir mi?

Edebilir; fakat birilerinin güdümünde olan kimi partiler son anda farklı eylemler gerçekleştirebilir.

Bu sebeple İttifakın en büyük ortağının, her parti için ayrı ayrı: A,B,C,Ç,D planları olmalı derim.

Akşener, geçen seçimde "Millet İttifakınca" tek başına desteklenen adaylığını, her ne hikmet ise kabul etmedi. Tek başına Cumhurbaşkanı adayı olmadı!..


Bunun yerine: "Her parti adayını kendi çıkarsın!" dedi. Hatta önce ben aday değilim dedi; dediği andan itibaren “Millet İttifakı” seçimi kaybetti! Sonra Akşener “Her parti adayını kendi çıkarsın! Sözü üzerine; fakat partililerince büyü münakaşalar sonrası ikna edildi…

Bu sözleri, Akşener'e kim söyletiyordu düşünmek gerekmez mi?...

Şimdi de işin başından bu yana: "Ben Başbakan olacağım!" diyor. Çok iddialı ve masumca bir söylem gibi gözüküyor. Peki niçin "Cumhurbaşkanı değil?" de “Başbakanlığa” adaysınız? Diye somamız gerekmez mi?..

Geçen seçimde Akşener'in güvensiz sözleri üzerine, kararsız vatandaş ve partilerinden koparak, yeni bir çıkış arayan vatandaş, Akşener’den ve "Millet İttifakı"ndan ümidini kesti!..

AKŞENER bu tavrıyla, Cumhurbaşkanlığı Koltuğunu, Erdoğan'a altın tepsi içerisinde sundu...  Seçim Akşener sebebiyle kaybedildi!..

Şimdi sormamız gerekmez mi? Peki Meral AKŞENER ne kadar güvenilir?

Akşener "Vafa" yı bilmiyor.  Teşkilatlanmayı bilmiyor. Particiliği hiç bilmiyor veya birileri tarafından yönlendiriliyor. 24 Haziran 2018 Seçimlerinde bu açıkça görülmüştür!.. Tecrübe, tekraren tecrübeyi, gerektirmez!..

2018, Seçimin kaybedilmesinin müsebbini Akşener’dir!.. Zaten bu seçim sonrasında da siyaseti bırakmıştır... Her ne hikmetse birileri yeniden Genel Başkanlıkta kalması için ısrar etmiştir...

Akşener, tek başına %7 oy almıştır. Partisinin oyu da ona yakındır.

Bugün de Akşener. Erdoğan'ın işini kolaylaştırmağa devam ediyor… Yavuz AĞIRALİOĞLU da bu havuza helikopterle su taşıyor. Bu kadar pot kırmasına rağmen yerinden alınmadığına göre, bu adamı kim ve niçin “Ulu Orta” konuşturuyor?.. Akşener de bu konuşulanlardan asla rahatsızlık duymadığına göre…  

İleride çok daha değişik “oyunlar” görebiliriz. Bugünkü ortamda partilerde başkandan izin almadan konuşan sözcüler veya diğer yetkililer hatta vekillerin konuşması mümkün mü?

Olamaz!..

Öyleyse birileri konuşamadığı için diğerlerini konuşturuyor…

Niçin?

Karşı tarafı yıpratmak için.

Kime yaranacak veya ekmeğine yağ bal sürecek?

İktidara…

Haberiniz olsun!

İlk seçim ve sonraki seçimler göstermiştir ki Akşener, ekibini sürekli azaltmış, dağıtmış ve talan etmiştir. İYİ Partide işleyen bir Parti Demokrasisi de yoktur!.. Özel kalem müdüründen sekreterinden, korumalarından içeri dahi girilemez!..

En yakın dava arkadaşlarını saf dışı bırakan biri "Tabi onun davası varsa!.." her daim herkesi bırakır veya satar:

Prof. YUSUF HLAÇOĞLU, Prof. Ümit ÖZDAĞ, Prof. Özcan YENİÇERİ, Türk Kamusen Gen. Bşk. İsmail GONCUK, Yörük Ali Paşa (Ali Aydın), ... saymakla bitmez...

KILIÇDAROĞLU Ne Yapmalı?

MHP'ye küsgün, AKP'den ümidini kesmiş ve içinden çıkamadığı problemlere çözüm arayan “Kararsız”  bir halk var!.. Bu seçmen azımsanmayacak kadar büyüktür...

HDP ile açık ve gizli “Altılı İttifaka” dahil edilmeli... CHP'nin çıkaracağı sol anlayışlı bir adayı Sağdaki bu kalıplaşmış yapıya kabul ettirmek mümkün olmaz!.. Bugün bu yapı 1938 yılının % 9-10luk okuma yazma bilen vatandaşının anlayışından çok daha geride ve tutucudur. Körü körüne taraftarlık gütmektedirler! Sağdaki Müslüman ne derse, o doğrudur diye düşünür!..

Araştırma, sorgulama, soruşturma kabiliyeti de yoktur!  İşte bundan dolayı "Bugünün Halkı" aydın değildir!.. Sol adaya oy vermez!.. Bununla birlikte KILIÇDAROĞLU aday olursa durum farklıdır. KILÇTAROĞLU Ülkücü camiadan da tereddütsüz oy alacaktır!..  Millet onu az veya çok tanımıştır!..

Saplantı niteliği kazanmış görüşler ve fikirler değiştirilebilir mi? Mümkün, fakat çok uğraş gerektirir… Para ve Medya AKP’nin elindedir. Kim kullanırsa o kazanacaktır!.. Ayrıca Tek Bir Partiye ve Tek Bir Adaya oy verilmelidir. Bütün partiler tek partiye oy vermek üzere yan yana gelmeli “Oy Pusulası” TEK olmalıdır!..  Bu en büyük parti CHP olmalıdır!.. Her parti CHP içinde aday ettiği vekilini seçmiş olacaktır. Sayı konusunda da Kemal Bey her partiden daha bonkör ve daha fedakâr olduğu herkesçe görülmüştür! Bu konuda da anlaşma sağlanacaktır.

Herkes kendi partisine oy verirse, durum yine değişmez! 

Bu Seçim de kaybedilir...

KILIÇDAROĞLU aday olmayacak ise Sağdaki Mansur YAVAŞ’ın adaylığı son anlarda süpriz bir şekilde açıklanırsa, seçim büyük farkla kazanır diye düşünürüm.

Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU arasında bir tercih yapılacaktır. En uygun aday ise YAVAŞ gözükmektedir...

İMAMOĞLU da olabilir; fakat seçmenlerden oy alamayabilir. Seçimi risk etmek yerine doğru aday Mansur’dur! Risk etmeden kazanılacaktır…

Kemal KILIÇDAROĞLU, ittifakı büyük bir fedakarlıkla yürütmektedir; fakat bu ittifak daha da genişletilmelidir...

Bence bütün partilerin katılımı sağlanabilir.

HDP de buna dahildir. %10-12 oy seçim de risk edilemeyecek kadar büyüktür. Bu insanlar da bu milletin çocuklarıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür. Yanlış yapan olursa cezası kesilir.

KILIÇDAROĞLU, ihtiyaç duyulduğunda bütün partilere yardım etmiştir. Uzlaşmacı kişiliği dikkate şayandır. Bu “İttifak”ta da başarı sağlayacağına inancım tamdır!..

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate