İ Abdullah Çağrı ELGÜN Âkif’in iki meziyeti vardır: Kuvvet ve samimiyet. O misâlsizdi; ve sanatı hür ve müstakildi. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İ Abdullah Çağrı ELGÜN Âkif’in iki meziyeti vardır: Kuvvet ve samimiyet. O misâlsizdi; ve sanatı hür ve müstakildi. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mart 2016 Pazartesi

İSTİKLÂL MARŞI ŞAİRİMİZ, MEHMETÂKİF ve KİŞİLİĞİ Abdullah Çağrı ELGÜN


İSTİKLÂL MARŞI ŞAİRİMİZ
 MEHMET ÂKİF ve KİŞİLİĞİ
Abdullah Çağrı ELGÜN

Âkif’in iki meziyeti vardır: Kuvvet ve samimiyet. O misâlsizdi; ve sanatı hür ve müstakildi. Takip edeceği yolun planını kendi şiirlerinden almış, ve dahi zekasıyla kendi yolunu açmıştır.
Onun kalbi katı hislerden çok uzak, yüksek iki aşk ile yanar: Din aşkı ve vatan aşkı… Hiç kimse, o kadar billurî ve şeffaflık içinde milletini ve milliyetini teşhir etmemiştir.  Yazarken de yaşarken de Türk olmanın gururu içindedir. O herkesten olmaktan kurtulan bir insandı. Âkif’e şunu düşünmesi,  bunu beğenmesi tembih edilemezdi. Nazmı muhteşemdir.  O bir seldir, boşanıştır ki karşısına ne çıkarsa ona tesir eder.
Ahlâkı, düşüncelerine duygularına esas teşkil eden, ahlâkî hayatına düzen veren  dinî ahlâkî prensipleridir.  Ahlâkla, Allah korkusunu esas tutar.

Şiirlerinde bir taraftan hürriyet, doğruluk, vefakârlık, samimiyet, vatanseverlik, adalet istiklal gibi yüce ahlâkî kıymetleri telkin ederken, öbür taraftan da riyakârlık,  münafıklık, korkaklık, dalkavukluk, tembellik, lüzumsuz rezaletlere sebep oldukları, toplumsal yıkımları, ileri sürüp misaller vererek şiddetle hücum ederdi.
Çok mütevazî idi. Gösterişi hiç sevmezdi. Sırası gelmeyince fikrini bile açıklamaz, ilmini göstermezdi. En sevdiği şey yalnız kalıp düşünmekti… Şehrin kalabalıklarından sıkılıp, daima ve ıssız yerlerde dergâh gibi bir yerde olmasını düşünür, oralarda insanlardan uzak, tabiatla baş başa kalmak isterdi.

Cahilâne taassubun, müthiş düşmanıydı. Eskiye kayıtsız şartsız bağlı değildi. Yeniye de körü körüne taraftar değildi. Ona göre: “Eski eski olduğu için değil; kötü ise atılır; yeni de yeni olduğu için değil iyi olur ise alınırdı…” Âkif hem şair,  hem âlimdi. Ahlâki meziyetleri, insanî vasıfları, şiirlerindeki hislerinden yüksekti. Milletleri sapık yollara götüren şair ve yazar çizerlere müthiş düşmandı. Çok geniş görüşlü, hür fikirli ve hoş görüş sahibi idi.
Musikiyi çok sever, bir çok ağır şarkılar, besteler ve ilahiler hafızasında idi… Daima erken kalkar, yatakta uyanık yatmak adeti değildi.
Kimsenin özelliklerine karışmazdı. Kısaca, yüksek bir karakterli bir şair olduğu kadar, tam anlamıyla olgun bir insandı.
Bu vesile ile bu Türk İslâm şairimize Allah’tan rahmet diliyor, mekanı Cennet olsun diyoruz…
FOTOĞRAF KAYNAKLARI:
3)      https://www.google.com.tr/search?q=Mehmet+%C3%82kif+ERSOY&safe=off&espv=2&biw=1178&bih=802&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiK3YGXxdHLAhVGj3IKHQQUBfMQ_AUIBigB#imgrc=40tY4DwaBg-AvM%3A

Translate