Abdullah Çağrı ELGÜN; Türk Halkı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Abdullah Çağrı ELGÜN; Türk Halkı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Kasım 2020 Cumartesi

TÜRK HALKI ZOR GÜNLER GEÇİRİYOR; Abdullah Çağrı ELGÜN

TÜRK HALKI ZOR GÜNLER GEÇİRİYOR.

Abdullah Çağrı ELGÜN

Etrafımızda alev alev yanan ormanlarımız, içerimizdeki terör uzantıları ve yaktıkları ciğerlerimiz… İktidarsa yaraları sarmak ve halkın zor zamanlarında yanında olmak yerine, ödedikleri fahiş ÖTV, KDV ve Gelir vergileri ile devlete para akıtan halka, sesleniyor ve ondan para istiyor…

Pandemi sebebiyle siftahsız kepenk kapatan esnaf ve yerlerde sürünen halka da bir Cami İmamının Minberde veya Kilise Papazının Ambon’da takındığı tavır ve eda ile bollukta şükür, yoklukta sabır, tavsiyesi ile İban Numarası veriliyor. Gizli ve açıktan kesilen vergilerle canına kastediliyor, açıktan selâsı verilirken, Türk halkı zor günler geçiriyor.


Takdire Şayan Üç Şey ve Söze Sadakatsizlik Sebebiyle Güven Kaybı:

1)Kıbrıs Magosa’nın açılması; ama tamamını açmak gerekir.

2) Azerbaycan’a saldıran Ermenistan’a karşı kardeşlerinin yanında olabilmek…

3) Çin’de Uygurlara yapılan zulme karşı çıkmak ise takdire şayandır.

20 yıldır terörü bitireceğiz, diye nutuk atarak iktidarı elinde bulundurmak büyük hile, tilki kurnazlığı ve manevra olsa gerek!.. Bütün bunlara rağmen ne terör bitmiştir ne de iktidar yerinden gitmiştir. Teröristler, büyük bir cüret göstererek hâlâ ormanlarımızı yakmakta, şehirlerimizi bombalamakta, yol kesmekte, adam öldürmekte ve terör estirmeğe devam etmektedir.  Yani söz verilen terör bitmemiştir. 

Polis, Hemşire, Öğretmen’e vâdedilen 3.600 Gösterge her iki dönemde de yerine getirilememiştir. Bu sebeple de iktidar, takdire şayan üç şeye rağmen, söze sadakatsizlik sebebiyle mevcut iktidar güven kaybına uğramıştır.

Orman Güvenliği:

Ormanlarımızı yakanlar, sadece ormanlarımızı yakmıyorlar. Ciğerlerimizi nefessiz bıraktıkları gibi ormanlarımız içinde yaşayan binlerce nadide canlıları da cayır cayır yakıyorlar.  Binlerce canlıyı yok eden bu katillere Müebbet Hapis vermek yetmez!.. Bu şahısların yedi sülâlesi araştırılıp bulunacak; çünkü: “Hainin soyu da haindir!..” Bu sebeple bunlara Devletin kamuya ait kapıları tamamen kapalı olacak! Yedi sülâlesi kamu kurumlarından herhangi birine memur olarak giremeyecek ve çalışamayacaktır… Bu vatan hainleri ve onların yedi sülalesine, yaktıkları orman fidanları sayısınca, yeniden fidan diktirilmeli Ormana ve araziye zararın bedeli yedi sülalesine taksit taksit yansıtılarak ödettirilmeli yaktıkları ve yerine diktirilecek fidanlar gür bir ağaca dönüşüp olgunlaşıp ormanlaşıncaya kadar, bulundukları polis noktasına her gün, sabah ve akşam gelip tekmil vererek ve sürekli güvenlik güçlerinin nezaretinde ve gözetiminde bulundurulmalılar…

Yapılan Yanlış Uygulamalar:

Baz İstasyonu kurarak halka zehir saçanlara yanlış yere baz istasyonu kurmaktan dolayı kesilen yedi milyarlık (7.Milyarlık) cezaları affedilebilir mi? Halkı zehirleyen ve halkın tüyü bitmemiş çocuklarını, elektromanyetik, kozmik akımların etkisinde, şoka sokan ve beyin hasarlarına ve daha nice bilinmeyen hastalıklara yol açan, bu baz istasyonları ve bunları yanlış yere kuranlar, affedilebilir mi?.. Bu hangi vicdanla bağdaşır?.. Hükümet bunları affettikleri yetmiyormuş gibi şimdi de baz istasyonlarını serbest bırakmak için kanun çıkarıyor. Bu nasıl bir halk düşmanlığı, insanlık kini; veya rant, sormak gerekmez mi?

Halkın sağlığı sebil çeşme suyu gibi halktan habersiz dağıtılıyor. Bu da yetmiyor deniz sahillerimizdeki kamuya ait araziler, kurulan vakıflar yoluyla ele geçiriliyor, yandaşlara peşkeş çekiliyor. Olağanüstü bir hal olmamasına rağmen, insanların en temel hak ve hürriyetlerden olan sendika yürüyüşleri, grev, boykot ve eylemlere izin verilmeyerek engelleniyor. En temel haklar kısıtlanıyor.

Devlete Atanan Kadro:

Yazılan ve çizilenlere biraz olsun kulak verin!.. Ey halkım! Sizin de yapacağınız şeyler var!.. Düşünmeniz, akıl etmeniz, Sorgulamanız ve probleme ve problemleri ortaya koyanları sahiplenmeni… Gerektiğinde her yerde düşündüğünüz doğruları ve yanlışları ortaya koymanızdır… Oy verdiğiniz kişileri sorgulamanız ve hesaba çekmenizdir… Doğruysa doğru, eğriye eğri olduğunu cesaretle söylemenizdir.

2005’te AKP iktidara geldiğinde Devlette Kamu Görevlisi sayısı 2.000 idi. Bugün bu oran nispeten yükselmiş olmasına rağmen, % 2.5 oranıyla Şili’den bile geride kalarak, sonuncu durumda bulunmamız bize, ayıp olarak yeter de artar bile!..

Kamuda dağıtılan kadrolarda işe, branşa, kişinin okuduğu uzmanlık alanlarına göre olmayıp, “adama göre iş” formülüne dayanan: “Liyakat, ehliyet, kariyer, hizmet yılı, uzmanlık alanları” bir tarafa bırakılarak:

 “Hanımım, oğlum kızım, akrabam, yakınım, benim adamın, partilim, bizim ekipten” anlayışı ile yandaşlara verilerek 5.000’e çıkarmıştır; fakat kamu kurumlarında da hâlâ özelleştirmeye devam edilmektedir. Özelleştirilen fabrikaların büyük çoğunluğu el değiştirdikten sonra üretime devam etmemiş ya tamamen kapatılmış ya da arsası veya içindeki malzemelerle birlikte, başka birine devredilerek, çürümeye terk edilmiştir.

 “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” demek, yerinde ve çok doğru olur!..  

Maaş Ödemeleri ve Adaletsiz Uygulamalar:

Örneğin: Emniyetten Emekli Bir Baş Müfettiş 9.000 küsür maaş alırken, Emekli bir Baş Öğretmen yani Okul Müdürü 4.000.TL maaş almaktadır. Lise Mezunu bir astsubay 5.750 emekli Maaşı alırken. Yüksek Lisans yapmış Uzman bir emekli öğretmen 3.850.TL maaş almaktadır… TEDAŞ’tan emekli ilkokul mezunu çaycı 5.800TL emekli maaşı almakta iken yine Sosyal Güvenlik Kurumundan Emekli bir hizmetli 2.850TL maaş alabilmektedir…

Bugün fiilen çalışanların da farklı Kurumlar arasındaki maaşları ve maaş farklılıkları ve  bu yanlış uygulama devam etmektedir…

Ayrıca: “Sözleşmeli, Kadrolu”, SSK (4A); BAĞKUR (4B) 657 Sayılı Devlet Memuru da (4C) kapsamına dahil edilerek, bir akıl kargaşası ve bilinmezlik zırhına sokulmuştur. 

En kötüsü de “Sözleşmelilik” esasına dayalı, “Öğretmen, Hemşire, Asker ve Doktor”dur. Bu tarz bir uygulama ise çalışanlarımızda güvensizlik hissi uyandırırken geleceği garanti olmayan çalışanları, gelecek kaygı ve endişeye sürüklemiş ve nedeyse psikolojisini bozmuş ve bozmaya devam etmektedir… Hakkaniyete aykırı, bu adaletsiz uygulamaya bir an önce son verilmelidir.

Üstelik de bu memurlar arasında aynı tahsil, aynı kariyer aynı hizmet yılı vb… kriterleri aynı olmasına rağmen, aynı birimde çalışan memurların aldıkları maaşlar arasında da büyük uçurumlar bulunmaktadır…

Devletteki Kadro Sayıları ve Dünya Devletleri ile Karşılaştırma:

Diğer ülkelere baktığımızda da kamudaki durumumuz daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır; çünkü Türkiye ülkelerin en alt sırasında yer almaktadır…


Ülkeler ve Kamuda Nüfus Oranı Yüzdesine Göre Memur İstihdam Oranı

Ülkeler                 Yüzde %        Ülkeler                       Yüzde %

1.Slovenya            41.9            14. Finlandiya                  10.4

2.Polonya              36.4            15. Kanada                       8.15

3. İsrail                  29.1            16. Brezilya                      7.90

4. Fransa                24.8            17. Macaristan                 7.80

5. Çin                     20.2            18. Çek Cumhuriyeti       6.96

6.  Güney Afrika    19.6            19. İrlanda                       6.19

7. İtalya                 16.1             20. Japonya                     6.00

8. Almanya           15.6             21. Avusturya                  5.44

9. İspanya             15.2             22. Yeni Zelanda             5.37

10. İngiltere          14.2             23. Rusya                         2.90

11.ABD                14.0             24. Yunanistan                 2.56

12.Hollanda          12.0             25. Şili                             2.50

13.İsviçre              11.4             26. Türkiye                      2.43    

 

2020 İtibariyle Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerine Ayrılan Bütçe, Bazı Kurumların Çıkartılmaları ile Aşağıdaki Gibidir:

 

Cumhurbaşkanlığı                                 3.152.937.000

Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı     2.182.381.000

Diyanet İşleri Başkanlığı                     11.519.609.000

Yargıtay                                                     505.290.000

Danıştay                                                    210.775.000

Sayıştay                                                     412.090.000

Adalet Bakanlığı                                  19.751.360.000

Millî Savunma Bakanlığı                     53.859.342.000

İçişleri Bakanlığı                                    9.672.218.000

Jandarma Genel Komutanlığı              22.968.117.000

Emniyet Genel Müdürlüğü                  38.973.189.000

Sahil Güvenlik Komutanlığı                  1.128.824.000

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü               2.511.171.000

Afet ve Acil Durum Yön.Başkanlığı     1.637.171.000

Hazine ve Maliye Bakanlığı               468.270.853.000

Millî Eğitim Bakanlığı                       125.396.862.000

Sağlık Bakanlığı                                   58.875.829.000

Kültür ve Turizm Bakanlığı                   5.127.247.000

Aile, Çalış.ve Sos. Hiz. Bak.              125.809.131.000

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı               7.939.333.000

Gençlik ve Spor Bakanlığı                   17.810.481.000

Tarım ve Orman Bakanlığı                  40.302.916.000

Genel Toplam                         :      1.082.021.197.000

Sğlık Bakanlığı: 58.875.829.000 MEB: 125.396.862.000 Millî Savunma, İçişleri, Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik, yani kısaca “güvenliğe” ayrılan bütçe: 126.601.690.000 53,9 milyar lira, Tarım ve Orman Bakanlığına 40,3 milyar lira, Emniyet Genel Müdürlüğüne 39 milyar lira ödenek tahsis edildiği görülmektedir.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı için ayrılan ödenek 29 milyar lira, Jandarma Genel Komutanlığına ayrılan ödenek miktarı da 23 milyar lira nasıl olabiliyor, şaşırmamak elde değil!..   Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay’dan tamamen vazgeçilmiş olduğu, “güvenlik” için neredeyse bütün imkanların (144 Milyar) kullanıldığı görülmektedir.

Diyanetin bütçesi 12 Milyar; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Bütçesi 8 Milyardır!.. Emniyet Genel Müdürlüğünün Bütçesi 40 Milyardır… Ailenin ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Bütçesi ise 125 Milyardır. Hangi aile, nasıl, ne şekilde buradan yararlandığı da meçhuldür!.. Eğitime ayrılan pay ile halkın sağlığına sunulan pay da insanlarımız ve geleceğimize ne kadar değer verildiğini açıkça göstermektedir…

İktidar, Başkanlık, Genel Müdürlük ve Bakanlıklara ayrılan bütçeye bakarak adaletsizliği ortaya koymaktadır. Arabalara konulan vergilerle ne memur ne bürokrat ne de orta halli bir vatandaşın araba alması bir mucizeye dönüşmüştür. KDV, ÖTV, Gelir Vergisi milletin belini bükmüş, doğrulamaz ve kıpırdayamaz hale getirmiştir.

Ödeme Garantili Otoyol, Hasta Garantili Hastane, Geçit garantili tüneller … Mütaitlere bu garantiler verilirken “Kalite Garantisi” hiç mi düşünülmemiş, istenmemiş?.. Böyle olunca yıkılan Hastane, bozulan Yol, çöken Tünel, Köprü, Tüp Geçitin paraları, yine vatandaşın cebinden çıkıyor. 

Örneğin: Bir zamanlar, Kıbrıs’sa su taşıyan deniz altı boruları patlamış. Kıbrıs uzun süre susuz kalmıştı…Bu boruların tamiratı yine aynı şirkete yeniden “500 Milyar” verilerek tekrar yaptırılmış, halk bu firmaya, ödedikleri vergileriyle ikinci kez soydurulmuştur. Ödemesi süreklilik arz eden ve ayları ve yılları sürekli zararla kapatan bu kurumlar “Osmanlının Kapitilasyonları”, “Duyunu Umimiye”den başka bir şey değildir.

Hükümetleri denetleyebilecek hiçbir kurum kalmamış Sayıştay görevini yapamamaktadır. Zaten verilen bütçelerden de anlaşıldığına göre hükümet bu birimleri gözden çıkarmış bulunmaktadır. Halkından ürken, halkından korkan bir iktidar vardır. Ankara’da neredeyse mubalâğâ gibi gelse de her bir metre kareye iki polis bir bekçi düşmektedir… Bu gelecekte olası bir halk hareketine karşı durmak için midir?.. Emniyet Genel Müdürlüğüne ayrılan 40 Milyarlık bütçe bunun için midir? Sorusunu akla getirmektedir…

Bu ülkenin çalışanlarının % 49.5’i asgari ücretli olup peşin vergi vermektedir.  Bu da yetmezmiş gibi marketlerden aldığı her gıda maddesi: ekmekten, zeytinden, peynirden, yumurtadan da ayrıca ÖTV, KDV, Gelir Vergisi, adı altında % 80,90,100,120,150,200,300 gibi gizli vergiler alınmaktadır.   

Türkiye’de dünyanın en büyük ihalelerini alan firmalar hem hiç vergi ödemiyorlar hem de geçmişe dönük, holdinglerin “Milletin a… goyacağım!” diyen “Mehmet Cengiz” in (Cengiz Holding) vergi cezaları derhal siliniyor; 

Kalyon İnşaat’a 9.5 Milyar Liralık Vergi İstisnası tanınırken, Pandemi sebebiyle siftahsız kepenk kapatan esnaf ve yerlerde sürünen halka da bir Cami İmamının Minberde veya Kilise Papazının Ambon’da takındığı tavır ve eda ile bollukta şükür, yoklukta sabır, tavsiyesi ile İban Numarası veriliyor. Gizli ve açıktan vergilerle canına kastediliyor, açıktan selâsı veriliyor. Kısaca: Türk halkı zor günler geçiriyor.

Kaynaklar:

(http://www.tid.gov.tr/Makaleler/466selimcapar.pdf)

(https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/208435)

(https://t24.com.tr/haber/milletin-a-koyacagiz-diyen-cengiz-milletime-kufredecek-kadar-aptal-miyim,281110)

https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/belge/Belcika_Raporu.pdf

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/memur-artiyor-isciler-azaliyor-1828228

https://www.aa.com.tr/tr/politika/2020-yili-merkezi-yonetim-butcesi-belli-oldu/1616663

https://www.memurlar.net/haber/862076/butceden-en-yuksek-payi-alan-bakanliklar.html

https://www.memurlar.net/haber/862076/butceden-en-yuksek-payi-alan- bakanliklar.html

 

 

 

 

Translate