Ziya Paşa; Terkib-i Bend; hemşire etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ziya Paşa; Terkib-i Bend; hemşire etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Kasım 2021 Salı

KAVALA OLAYI, SON OLSUN! Abdullah Çağrı ELGÜN

KAVALA OLAYI, SON OLSUN!

Abdullah Çağrı ELGÜN

Terkib-i Bend -Ziya Paşa


Ziya Paşa
(Tanzimat Dönemi Sanatçısı)

Pek rengine aldanma felek eski felektir.
Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir!..

 

Yâ bister-i kemhada ya viranede can ver.
Çün bay u gedâ hâke beraber girecektir.

 

Allah`a sığın şahsı halimin gazabından.
Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pektir…

 

Yakdı nice canlar o nezâketle tebessüm.
Şîrin dahi kasdetmesi cana gülerektir!..

 

Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma?
Zer-dûz palan ursan eşek yine eşektir!..

 

Bed-mâye olan anlaşılır meclis-i meyde.
İşret güher-i âdemi temyize mihektir.

 

Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!..

 

Nâ-danlar eder sohbeti nâ-danla telezzüz.
Dîvânelerin hem-demi dîvâne gerektir!..

 

Afv ile mübeşşer midir ashâb-ı merâtib.
Kânûn-ı ceza âcize mi hâs demektir.

 

Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz.
Birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir…

 

Îmân ile din akçadır erbâb-ı gınâda.
Nâmus u hamiyyet sözü, kaldı fukarada…

Osman KAVALA Olayı

İstiklâlimiz ve İstikbalimizi tehlikeye açık bırakmak akla ve mantığa uymaz! Kavala Hadisesi Uluslararası bir Problem haline geldi… Avrupa Devletleri’nin Elçilerinin ülkeden kovulması ve istenmeyen Adam ilan edilmeleri ile “Güçlü ve Otoriter Devlet” olduğumuz da ortaya çıktı!..

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde bürokratların: “Ne şiş yansın ne kebap!” mantığı ile hareket ettiği, mevcut kanunlara göre değil, “Aman yukarıdaki ne der?” siyasetçi korkusu ile insiyatif kullanamadığı da açıkça görüldü!..

Adaletin işlemediği, yolsuzluklara engel olunamadığı, enflasyonun düşürülemediği, işsizler ordusuna üniversitelerini yeni bitirmiş aydın ve dinamik geçlerin katıldığı, öğretmen, doktor, hemşire, İmam; ve EYTlilere vaad edilen sözlerin sürekli olarak ertelendiği, TL'nin değeri düşerek son birkaç yılda 1.TL’nin 12 EURO; 1, Dolar’ın 10.TL’yi geçtiği, halkın alım gücü yok olduğu döneme girilmiştir…

Halk kendisine yüklenen ÖTV, KDV, Gelir vergileriyle bunalmıştır. Elektrik, Gaz ve Suyun neredeyse bedava olduğu çoğu ülkelere bakıldığında, Türk Halkı yolunacak kaz olarak görülmüştür.

Dövize bağlanarak halkın sırtından soyulan gömleğin, iç çamaşırın vergileriyle ödenen “Gelir Garantili” yatırımlar toplumun büyük kesimini felç etmiş belini bükmüştür!..

“Göçmenler” meselesi ayrı bir yaradır. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” çökmüştür! Acil olarak eski siteme dönüş bir elzemdir.

Türk Halkının üstüne üstüne gidilmektedir. Bu ise halkı huzursuzluğa, kargaşaya ve her an patlayacak bir bombaya dönüştürmüştür! Hükümet bunu mu istenmektedir?.. Maksat nedir?..

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile işlerin daha hızlı ve pratik çözüleceği düşünülürken, bugün tam çıkmaza girdiği ve yürütülemediği; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden çark ederek Sistemin eski rotasına döndürülmesinin kaçınılmaz ve elzem olduğu ortadadır.

Yurda Yerleşen Göçmenler Kırizi

Hiç şüphesiz Türkiye ne II. Mustafa (1695-1703 zamanında 1699 Karlofça Antlaşması ile başlayan Gerileme Devrinin Yönetimi ne de Hasta Adam ilan edildiği III. Selim (1789-1807) ile başlayan günlerdeki gibi arızalı değildir!.. Bununla birlikte 2013’te yaşanan Büyükelçilerin karşılıklı olarak istenmeyen adam ilan edildiği dönemin Faturasına bakarak, gelecekte çıkabilecek Faturayı ödeyip ödeyememe gücümüzü hesap edebiliriz. Rusya’nın düşürülen uçak Krizini unutmak ise büyük gaflet olur…

ABD’nin Papazı’nı derhal hapisten alıp serbest bıraktığınız gibi kuyruk dik durmamaktadır… Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını isteyen on (10) ülkenin Büyük Elçilerinin: ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda diplomasi kaidelerinden uzak mektubu, tam bir efelenme, kabadayılıktır!.. Bu mektubu Devletlerinden izinsiz, irtibatsız, Büyük Elçiler kaleme alabilir mi?

Mümkün değil!

O zaman bu devletlerin başkanlarının istişare ile “ortak” bir bildirisidir.

Öyleyse?..

Susup bekleyecek miydik?

Elbette hayır!..

Millî haysiyetimize yakışan cevap verilecek; ama bütün ipleri kopararak olmamalı… Diplomasi, ve arabuluculuk motoru çalıştırılmalı idi. Hâlâ bu konuda diplomatik ikna yönteminden vaz geçilemez!..

Gereken cevap muhataplarca alınmıştır; ancak Batı bunu: yeyip içip, yutmayacaktır!..

Avrupa’da beş (5) hatta 6-7 milyon aktif çalışan ve iş yeri sahibi olmuş insanlarımız var! Diplomatik çözümleri geri ardı ederek Avrupa’nın bizden bekledikleri ve bizim Avrupa’dan taleplerimizi gözardı ederek bunca kazanımlarımızı heba edemeyiz… Her iki tarafın da birbirlerine ihtiyacı var!..

Avrupa bu olay üzerine bizim yaptığımızın aynısını yapabilir mi?..

İçeride ve dışarıda bunca problemle boğuşurken bir de Avrupa ile kapışmak aklı ve mantığı bir kenara bırakmak olur!..

Bugün özellikle Suriye, sonra İran, Irak, Göçmenleri ve Afganistan hatta yarın Çin’den gelebilecek Uygur Göçmenleri Türkiye’nin kırılgan ekonomisi hesaplanınca, zarar ve kârın hesaplaması yerinde olacaktır.  

Ayrıca siyasî, Diplomatik bir araç varken, bütün bu çıkmazlara ve bataklığa saplanıp kalamayız. Bu işi halletmenin başka başka yolları da var!.. Onları A,B,C Planları gereğince aranmalıyız.

En büyük temennimiz: Kavala olayı son olsun!

İki Dönemdir Seçim vaadleri ile halka verilmiş olan sözler ERTELEMEDEN tez vakitte yerine getirilsin!

Bütün ülke halkı için kalıcı çözümler getirecek:

TAHSİL YILLARI, ÖNCELİK SIRASI, MESLEK RİSKLER, KARİYER, YABANCI DİL BİLME, HİZMET YILLARI, DENEY ve TECRÜBE, ÜNVANLARIN VERİLMESİ, (adama göre iş değil; işe göre adam) kıstasına göre Kurumların kendi yapacağı sınavlar ile işe alım ve atama modeli ile yerinde tesbit, “Geçinebilme Standarttı ile başlayan ve artarak devam eden ücret” açısından değerlendirilmelidir…

Translate