Ali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mayıs 2023 Salı

ERDOĞAN NİÇİN GİTSİN DİYORSUNUZ? Abdullah Çağrı ELGÜN

ERDOĞAN NİÇİN GİTSİN DİYORSUNUZ?

Abdullah Çağrı ELGÜN

          Herkesin gönlünde bir aslan yatar. Türk Milletin gönlünde de Vatan Türkiye yatmaktadır… İktidara kim gelirse gelsin Seçimlerde Hak ve Adalet kazanacaktır.

Kimi eş dostlar asında hararetle geçen konuşmalara şahit oluyoruz Erdoğan taraftarları liderlerine öylesine bağlanmışlar ki ufacık bir eleştiriyi dahi asla kabul etmiyorlar. Muhataplarına: “Siz Erdoğan düşmanlığı yapıyorsunuz. Nankörsünüz!” diyorlar… Halbuki konuşanlardan herkes birbirini gayet iyi tanıyor ve kimin ne zaman kimlere oy verdiğini de biliyor, kimin yanlış kimin doğru söylediğini de biliyorlar; fakat birine körü körüne bağlanmak gözlerini kör etmiş! Herkesin daha fazla kör kalmaması için:

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!..

Erdoğan’ın yirmi iki (22) yıl iktidarda kalmasının sağlayan bu halk değil mi? 

Her iki kişiden biri onu tercih edip oy verdi…

Şimdi eleştiriyorsa, bunda gocunacak ne var? Böyle olduğu halde bile liderlerine toz kondurmak istemeyen haklı mı?

Sayıyorlar: Yol, Köprü, Otoban, Tünel, Hastane, Stadyum, Havaalanı yapma; SSK-BAĞKUR-SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’daki yenileşme…vb. var da var!.. Biri de çıkmış diyor ki: “Dün doktorlar, BAĞKUR’lu SSK’lı Hastaları odasına çip evire çevre dövüyorlardı. Bugün biz, doktorları dövüyoruz. İşte neler değiştiğini bir anlayın!..” diyor iyi mi?..

Kim getirdi bu değişim?

Erdoğan!

Doğru mu?  

Doğru!..

Peki Bunları kim inkâr ediyor?

Hiç kimse; fakat bunların nasıl ve kimlere hangi tüyü bitmedik yetimin hakkını gasp ederek, çalarak, hırsızlayarak, yedirerek, yapılan bu bahsi geçenlere gelir garantileri verilerek getirildiğini söylemiyorlar…

Biz Söyleyelim: 

Recep Tayyip Erdoğan’ın Çıraklık Dönemi: Kazım TÜRKERLER, Remzi GÜR, Cihan KAMER.

Kalfalık Dönemi: Nihat ÖZDEMİR, Mehmet CENGİZ (Milletin Anasına avradına söven zat!..), Cemal KALYONCU, KOLİN İnşaat, MAKYOL;

Ustalık Dönemi: TOSYALI HOLDİNG

Bunların yanından Devletten alınıp el değiştiren, özelleşerek yok pahasına satılan, yağmalanan, talan edilen ve sonra kapatılan kurumların neler olduğunu, bunların akıbetinin ne olduğunu kaç vatandaş biliyor?.. Bunları yazsak satırlara sığmaz!.. 

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!.. 

Milletin ve ülkenin mal varlığına çökme, satma, yandaşlara peşkeş çekme…
Yılların birikimlerini, milletten alınan vergi kazançlarını, birkaç müteahhitte yedirme, icabında (1) liraya yapılacak işi: 10-100-1000 liraya verip üzerinden komisyon alma, bunları da gelir garantili işletmeler haline dönüştürme, millete ve vatana ihanet değil midir? 

Bu uygulamayı başlatan, kurulu sistemi zaafa uğratarak, doğru işleyen kurumlarını çürüten, devletin ayarları ile oynayarak onu bozan uygulamanın başında, kim varsa, o gitsin diyoruz… 

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!.. 

Ülkemiz insanlarını kamplara bölme, otuz altı (36) etnik gruba ayırma, ötekileştirme, kafir, dindar diye ayırma, Türkiye’ye Harp İlan etme (Darül Harp), ülkenin yağmalanıp bütün malları ve servetiyle birlikte talan edilmesi… Güçlünün, güçsüzü öldürüp ortadan kaldırdığı, faili meçhül cinayetler, kadın cinayetleri, fuhuş, kaset şantajları, güzellik salonları altında açılan fuhuş evi işletmeleri, eşcinsel evlilkler, eroin kokain ve uyuşturucu baronlarının (Devlet, Siyaset, Ticaret Mafya Trafiğinde Türkiye’yi üst edinmeleri, devletin en yetkililerinin bu olaya adlarının karışması, vatandaşın mallarına çökme. Ülkenin gelir getiren kurumlarının, Kıyı ve Deniz Sahillerinin, Devlet Arazileri ve Devlet Kurumlarının özel vakıflara oradan da yandaşlara yok fiyatına satılması. Yandaşların zenginleştirilmesi, haksız ve usulsüzlükten kazanç elde etme, adil olmayan, haksız kazançla Karunlaşmaya, giden bütün yolların açılması…

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!..

Arap Emevi anlayışıyla ülkemizi “Kafir Ülkesi” ilan ederek, sekiz milyon insan: İŞİDÇİ, Mısır, Şeriat yanlısı, Afgan ve benzerleri İstanbul başta olmak üzere altı şehrimizde silahlarını toprak altına gizleyerek ülkemize girmişler… Biz bu senaryoyu, Hatay şehrimizde gördük. Taliban Temsilcisinin bulunduğu bir heyet Diyarbakır şehrimizde gösteri yaparak “Şeriat!” çağrısı yapıyor. HÜDAPARLI bir sakallı sokakta uzatılan mikrofona konuşarak: “Az kaldı, sizleri keseceğiz!” diyerek vatandaşa korku salıyor. Sonra tutuklanıp serbest kalıyor.

İstisnasız her gün sınırlarımızdan kaçak giren Müslüman kılıklı terörist mi, ajan mı, ne ildiği belli olmayan yabancılara açık hale getirme, sınır kaçakçılarının buraların parselleyerek kişi başı alınan 700 Doları; Devlet, Siyaset, Ticaret üçgeni içerisinde paylaşma…

İlerimizin Afgan, Pakistan, Suriyeli, Taliban Örgütlerinin; DEAŞ, YPG, PYD, KCK ve PKK’lı ajanların cirit attığı, göçmen sığınağı haline getirilmesi...

28 Mart’ta İmralı’da seçim kazanmak için: Abdullah ÖCALAN’a heyet göndermek yetmiyor, Barzani çağırılarak, samimi ve sözünün geçerli olduğu Kürt Aşiret liderleri ile görüştürülüp Erdoğan’a oy devşiriliyor… Bunlar ellerindeki devletin bütün imkanlarını siyasî araç olarak kullanıp ne yapıp yapıp iktidarda kalmak istiyorlar… Türk Halkından gizlenen, vatandaşın bilmediği, hangi ihanetler yapıldı ki sakız gibi sakız gibi yapıştıkları bu koltuklarından asla kalkmak istemiyorlar… İşte bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!..

Kimsenin şahıslarla bir derdi sıkıntısı olamaz!.. Körü körüne iddia ve ispatın peşinde değiliz. Her şey medyada yayınlanmış yazılarda, videolarında ayan beyan ortaya çıkmış ve açıktadır. İtirafçıların bir kısmı (Sedat PEKER, Muhammet YAKUT, Ali YEŞİLDAĞ) tarafından da ifşalar yoluyla yeni yeni bilinmeyenler birçok sır da dile getirilmektedir.  Bu kokuşmuş, çürümüş hukuk ve adaletten yoksun çarkın başı kimdir? Erdoğan’dır… Haberi ve izni olmadan kimse elini kıpırdatamaz. Bu yanlışları yapan kim olursa olsun gitsin.Halk bir nefes alsın. Değişim olsun diyoruz. 

Bu sebeple Erdoğan, gitsin diyoruz!..

 Türkiye olarak bu eşsiz vatanın: 8 Aralık 1925’te, Millî Eğitim Bakanlığı, Kürt, Çerkez ve Laz, Kürdistan ve Lazistan gibi bölücü ifadeler kullanılmasını yasaklayan bir genelge yayınladı.  Mustafa Kemal yeni düşüncesini, 1930’da manevî kızı Afet İnan’a yazdırdığı:

“Yurttaşlık İçin Medeni Bilgiler” adlı eserinde açıklamıştır. Konuyla ilgili paragrafta şöyle yazmaktadır:

“Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri, Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş, vatandaş ve millettaşlarımız vardır; fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış adlandırmalar, birkaç düşman aleti mürteci beyinsiz haricinde, hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir hasıl etmemiştir; çünkü bu milletin fertleri de Türk toplumunun geneli ile aynı müşterek maziye, tarihe, ahlâka ve hukuka sahip bulunuyorlar.”

Halbuki bugün Cumhuriyetin ayarları ile oynanmış, kanunlara uyma ve uygunluk ortadan kalkmış, bu iktidarın uygulamalarında kaldırılmıştır! Bu yönetim başı: Erdoğan’dır. 

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!..

Seçim sadece bir yarıştır. Milletin oyuyla gelinir. Yine milletin oyuyla gidilir. Bu, bir Bizans Osmanlı Türk Savaşı değildir. Kazanan da kaybeden de bu ailenin içinden, bizlerin evlatlarıdır… Kimse ne ürksün ne de korksun!.. Bu işi gereğinden fazla geren, insanlarımızı hasımlaştıranlar utansın… Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!..

Bu dünden, bugüne sertleşme, birbirine sataşma, hasımlaşmanın müsebbibi iktidardır… Halka korku salarak ve gözdağı vererek: “15 Temmuz da yapamadıklarımızı yapacağız. 15 Temmuz’da yarım kalan işi tamamlayacağız!” Diyen bir İç İşleri Bakanı var! “Sizi keseceğiz!..” diye dehşet saçmak isteyen gözü kararmış, aklını yitirmişler var!.. Ülkeyi bu hale getiren, yönetim ve bu yönetimin başı: Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!.. 

İktidarda bulunun hükümetin Bakanları kanun gereği seçim öncesi bakanlıklarını bırakması gerekirken bırakmamıştır. Hiçbir şey olmamış gibi Bakan Koltuklarına sakız gibi yapışmaya devam etmektedirler. Bu durumu göz yuman ülkenin savcıları, hakimleri durum karşısında hareketsiz kalmış, tarafsızlıklarını muhafaza edememişlerdir. 

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!..

Yüksek Seçim Kuruluna İçişleri Bakanı davet edilmediği halde gidip gelmektedir. Durum mevcut kanunlarımıza aykırıdır. Suçtur!.. İç işleri Bakanı dışarıda, Bilgisayar sisteminden YSK’nı an be an takip eden Paralel bir YSK oluşturmuş gözükmektedir. Bu durum T.C. Kanunlarına aykırıdır. İç işleri Bakanı alenî suç işlemektedir. Halk mevcut iktidarın, adalet sistemine olan güvenini kaybetmiştir. 

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!..

“Mafya, devlet, siyaset üçgeninde dönen dolaplar, işlenen ve cezasız bırakılan suçlar, harcanan insanlar, çökülen mallar, ideolojik kılıflara sokularak meşrulaştırılan ulusal veya uluslararası kirli ilişkiler, uyuşturucu baronlarına bilgi satan polisler, tacirlerden rüşvet alan hakimler-hakimler onlara yardımcı olan siyasetçiler, Sedat Peker, Muhammed YAKUT,  Ali Yeşildağ itirafları, iftiraları, tehditleri, aba altından sopa göstermelere dair elinde tuttuğu bilgilere… 

Bu sebeple Erdoğan gitsin diyoruz!.. 

Translate