29 Mayıs 2020 Cuma

VİRÜS DEĞİL, BAKTERİNİN ARKASINDAKİ GİZLİ PLAN ,Abdullah Çağrı ELGÜN

VİRÜS DEĞİL, BAKTERİNİN 
ARKASINDAKİ GİZLİ PLAN
                                                                 Abdullah Çağrı ELGÜN

Günlerdir, hatta aylardır eve kapandık. Bizi “Korana Virüs” korkusuyla terbiye etmeğe, kontrol etmeğe, hatta robatlaştırmaya alıştırıyorlar. Yarın bizden kolumuza, bileğimize, ensemize veya kafamızın herhangi bir yerine cip takmak için ikna etmeye çalışırlarsa asla şaşırmayınız.
İşte tam o zaman tasmalı köleler olacağız. Özgürlüğümüz, serbest teşebbüs hürriyetimiz, inanç serbestliğimiz, seyahat (serbest dolaşım) hürriyetimiz, ortadan kalkacak. Hiçbir gizliliğimiz kalmayacak. Evimizin en ücra köşesinde, yatak odamızda dahi gözetlenecek ve izleneceğiz. Kısaca insan olma özelliğimiz gasp edilecek ve Enstitü, Üniversite ve özel labaratuvurlarda denek, kobay olan tavşan, fare ve diğer canlılardan farkımız kalmayacak…
Fertler kendilerini güvende hissetmek adına hür kalmaktan ve hür olmaktan vazgeçip özgürlüklerini ikinci üçüncü şahıslara devredebiliyorlar. Geçmiş savaşalar bunların en bariz delilleridir. İnsanların zihinlerini yozlaşmış medya aracılığı ile ipotek altına alarak, onları kontrol etmek ve istedikleri gibi kullanmak isteyen durmadan tekrar edilen reklam dayatmaları, hitaplar, empozeler; Şirketler, Para Lobileri, Sağlık Adına Faaliyet Yapan Vakıflar hatta Devletler var. Bunlara izin vermek doğru mu? Hani insan hakları, hani bağımsız mahkemeler, savcılar ve olaya dur diyebilecek cesur adalet?..
Geçmiş ve bugün de körpe çocukların kanından istifade eden canavar güçler olduğu gibi onları istismar eden kuruluşlar da var. Ne yazık ki bunların çoğu da kendi adlarını taşıyan ve bunları korumak adına kurulmuş kuruluşlardır. Dünyanın birçok yerinde her yıl yüzlerce 0-5 yaş ve üzeri çocuk kayboluyor? Neredeler bunlar? Nereye götürülüyorlar? Ömürlerini uzatmak isteyen birkaç vampirin kısır ve hezeyan düşüncelerinin kurbanı mı oluyorlar?.. Sadece Türkiye’de (8) yılda on altı (16) ülkenin nüfusundan daha fazla çocuğun kaybolduğunu TÜİK Raporları bildiriliyor!.. Cinsel istismarın dışında organ kaçakçılığı ve taze kan içmek, (hücre yenileme, ömür uzatma) için olduğunu anmak bile istemiyoruz. Araştırdıkça içinden çıkılmaz bir hal alan Andrenochrom ve Çocuk Kurban Etme olaylarını kim araştıracak?..
Bir arınma, temizlenme, dezenfektan NPLgibi unsurlarla ve sürekli tekrarlarla duygusal bağlarımızı ve duygularımızı ve bütün insanlık hassasiyetlerimizi ve masumiyetimizi elimizden alarak, bizi kontrol etmek mi istiyorlar?  Bizim davaranışlarımızı onaydan geçirmelerine bizzat izin vermiş olduk. Yok birinci dalga, yok ikinci dalga şeklindeki korku ve korkutmalarla virüsten ölmüyoruz; fakat evlerde kapalı kalarak da ölüyoruz…
Şimdi masum çocuklarımız da çok büyük tehlikede!.. Onların okula gitme, oynama, dışarı çıkma hakları ellerinden alınarak köleliğe şimdiden alıştırılıyor mu? Yarın kollarına, bileklerine veya vücutların başka yerlerine takılacak ciplerle bunlar sanal toplama kamplarında köle gibi mi kullanılacak? Endişelerimiz gün geçtikçe ve virüs korkusuyla yaşamağa alıştırılmak istendikçe, bir misli daha artıyor…
Dijital kimlik oluşturulmasına karşı çıkmak gerekiyor. Modern köleler oluşturulmasına karşı çıkmak gerekiyor.  Bütün bu yapılanların amacı insanlar üzerinde mutlak kontrol sağlamak olmasın?.. Bunların hepsi insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlar ve cinayetler kapsamına girmez mi?..

İlaç Şirketleri, Kan Şirketleri, Sağlıkla İlgili Kuruluşlar, Huzur Evleri, Çocuk Bakım Evleri, Çocuk Islah Evleri, Öğrenci Yurtları, Öğrenci Evleri …vb. çok sıkı ve çok detaylı ve uzun süreli hatta sürekli denetim ve kontrol altında tutulmalı. Buralarda çalışanların secereleri ve gen haritaları çıkarılmalı, sosyal ve ekonomik yapıları detaylı bir şekilde araştırılarak sık sık gözden geçirilmeli diyorum…
Bunların hepsi sizlere, Finansal Kapitalizmi doyurmak için dünya sahnesinden oynanan bir oyundan başka bir şey değil gibi gelmiyor mu?..
Her şey küresel güçleri yöneten para babalarının kontrollerinde gerçekleşiyor. Bize kanunların da zoru ile hükümetler eli ile içeriye kapatıyorlar… İstediklerinde Salı veriyor istediklerinde kontrollü serbest bırakıyorlar.
Devlet arasında bir hesaplaşma mı yaşanıyor? Küresel güçlerin gazabına mı geldik? Çin ile anlaşma imzalayan İsrail’deki Çin’in Telaviv Büyükelçisi Du Wei, evinde ölü bulunuyor… Hem de ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun İsrail’de, İsrail’e: “Çin ile yaptığınız bu anlaşmayın bozun!” diyen ziyaretinden hemen sonra…
Du Wei, büyük elçi ve Çin devlet adamı olarak ünlü bir isimdi. 2013’te Urayna’da görev yapmış ve Ukrayna’dan üç milyon hektar (3.Milyon) toprak kiralamak için anlaşma imzalamıştı… ABD bu anlaşma sonrası Ukrayna’da ayaklanma başlattı!.. Hedef Başkan Victor YANIKOVİÇ Rusya’ya kaçtı. Anlaşma iptal oldu. Dijital para piyasaya girdi ve ilk olarak Çin, İsrail dahil olmak üzere yirmi dört ülke ile dijital para anlaşması yapmıştı… Kağıt para Yen’in yerini, dijital paraya bırakacağı belli oldu.
Amerika derin devleti Çin’de “Du Wei istihbarat birimlerinin saha ajanları kadar operasyonel aklı olan ve kendini koruyabilen” üç kişiden biriydi…  Ukrayna’da ABD’nin pazarlık yaptığı Motor Sich‘i de araya girerek Çin Şirketine satın aldırdı. Büyük arazi anlaşması Amerika’ya rağmen tekrar imzalanmıştı!. Amerika, Çin’den Du Wei öldürmekle ve tek virüsle, küresel sermayede gücüne güç katan Çin’den hesap mı soruyor?..  ABD, bugüne kadar önüne geleni indiren bir hamle gerçekleştirirken bugün Corana’nın Covit 9‘un gereğinden fazla abartıldığını yazıp çizen ve bangır bangır bağıran birçok ilim adamı var. Aşı uygulamasına gidilmesi ve İlaç Şirketlerinin kazancının düşmesi aşı yapımını ve geliştirilmesini mecburî mi kılıyor? İnsan ve insanlıkla dalga mı geçiliyor?
Corana’nın arkasında İlaç şirketleri var. Çin, İran ve İtalya’daki virüsler farklı mı ki oralarda hastalar biraz tedavi sonucu çabucak iyileşiveriyor?..
Yılan zehri, Aspirin ve Apronak ile kan pıhtılaşmasını gideren her şey Covid 19‘u yanebiliyorsa, ölülerin bedenlerini niçin yakıyorsunuz? Neyi bizden saklıyorsunuz?.. Yoksa aşı geç bulunsun, hatta hiç bulunamasın diye mi bütün uğraşları?.. WHO, birçok ölümü örtbas ettiği ve dünyada birçok ülkede ekonomiyi çökerttiği için dava edilmeyecek mi?..
KAYNAKLAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate