VİRÜS DEĞİL, BAKTERİNİN
ARKASINDAKİ GİZLİ PLAN
Abdullah Çağrı ELGÜN
Günlerdir,
hatta aylardır eve kapandık. Bizi “Korana Virüs” korkusuyla terbiye
etmeğe, kontrol etmeğe, hatta robatlaştırmaya alıştırıyorlar. Yarın
bizden kolumuza, bileğimize, ensemize veya kafamızın herhangi bir yerine cip
takmak için ikna etmeye çalışırlarsa asla şaşırmayınız.
İşte
tam o zaman tasmalı köleler olacağız. Özgürlüğümüz, serbest teşebbüs
hürriyetimiz, inanç serbestliğimiz, seyahat (serbest dolaşım) hürriyetimiz, ortadan
kalkacak. Hiçbir gizliliğimiz kalmayacak. Evimizin en ücra köşesinde, yatak
odamızda dahi gözetlenecek ve izleneceğiz. Kısaca insan olma özelliğimiz gasp edilecek
ve Enstitü, Üniversite ve özel labaratuvurlarda denek, kobay olan tavşan, fare
ve diğer canlılardan farkımız kalmayacak…
Fertler
kendilerini güvende hissetmek adına hür kalmaktan ve hür olmaktan vazgeçip
özgürlüklerini ikinci üçüncü şahıslara devredebiliyorlar. Geçmiş savaşalar
bunların en bariz delilleridir. İnsanların zihinlerini yozlaşmış medya
aracılığı ile ipotek altına alarak, onları kontrol etmek ve istedikleri gibi
kullanmak isteyen durmadan tekrar edilen reklam dayatmaları,
hitaplar, empozeler; Şirketler, Para Lobileri, Sağlık Adına Faaliyet
Yapan Vakıflar hatta Devletler var. Bunlara izin vermek doğru mu?
Hani insan hakları, hani bağımsız mahkemeler, savcılar ve olaya dur diyebilecek
cesur adalet?..
Geçmiş
ve bugün de körpe çocukların kanından istifade eden canavar güçler olduğu gibi
onları istismar eden kuruluşlar da var. Ne yazık ki bunların çoğu da kendi
adlarını taşıyan ve bunları korumak adına kurulmuş kuruluşlardır. Dünyanın
birçok yerinde her yıl yüzlerce 0-5 yaş ve üzeri çocuk kayboluyor? Neredeler
bunlar? Nereye götürülüyorlar? Ömürlerini uzatmak isteyen birkaç vampirin kısır
ve hezeyan düşüncelerinin kurbanı mı oluyorlar?.. Sadece Türkiye’de (8) yılda
on altı (16) ülkenin nüfusundan daha fazla çocuğun kaybolduğunu TÜİK
Raporları bildiriliyor!.. Cinsel istismarın dışında organ kaçakçılığı ve
taze kan içmek, (hücre yenileme, ömür uzatma) için olduğunu anmak bile
istemiyoruz. Araştırdıkça içinden çıkılmaz bir hal alan Andrenochrom ve
Çocuk Kurban Etme olaylarını kim araştıracak?..
Bir
arınma, temizlenme, dezenfektan NPLgibi unsurlarla ve sürekli
tekrarlarla duygusal bağlarımızı ve duygularımızı ve bütün insanlık
hassasiyetlerimizi ve masumiyetimizi elimizden alarak, bizi kontrol etmek mi istiyorlar?
Bizim davaranışlarımızı onaydan geçirmelerine
bizzat izin vermiş olduk. Yok birinci dalga, yok ikinci dalga şeklindeki korku
ve korkutmalarla virüsten ölmüyoruz; fakat evlerde kapalı kalarak da ölüyoruz…
Şimdi
masum çocuklarımız da çok büyük tehlikede!.. Onların okula gitme, oynama, dışarı
çıkma hakları ellerinden alınarak köleliğe şimdiden alıştırılıyor mu? Yarın
kollarına, bileklerine veya vücutların başka yerlerine takılacak ciplerle
bunlar sanal toplama kamplarında köle gibi mi kullanılacak? Endişelerimiz gün
geçtikçe ve virüs korkusuyla yaşamağa alıştırılmak istendikçe, bir misli daha
artıyor…
Dijital
kimlik oluşturulmasına karşı çıkmak gerekiyor. Modern köleler oluşturulmasına
karşı çıkmak gerekiyor. Bütün bu
yapılanların amacı insanlar üzerinde mutlak kontrol sağlamak olmasın?..
Bunların hepsi insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlar ve cinayetler kapsamına
girmez mi?..
İlaç
Şirketleri, Kan Şirketleri, Sağlıkla İlgili Kuruluşlar, Huzur Evleri, Çocuk
Bakım Evleri, Çocuk Islah Evleri, Öğrenci Yurtları, Öğrenci Evleri …vb.
çok sıkı ve çok detaylı ve uzun süreli hatta sürekli denetim ve kontrol altında
tutulmalı. Buralarda çalışanların secereleri ve gen haritaları çıkarılmalı,
sosyal ve ekonomik yapıları detaylı bir şekilde araştırılarak sık sık gözden
geçirilmeli diyorum…
Bunların
hepsi sizlere, Finansal Kapitalizmi doyurmak için dünya sahnesinden oynanan bir
oyundan başka bir şey değil gibi gelmiyor mu?..
Her
şey küresel güçleri yöneten para babalarının kontrollerinde gerçekleşiyor. Bize
kanunların da zoru ile hükümetler eli ile içeriye kapatıyorlar… İstediklerinde
Salı veriyor istediklerinde kontrollü serbest bırakıyorlar.
Devlet
arasında bir hesaplaşma mı yaşanıyor? Küresel güçlerin
gazabına mı geldik? Çin ile anlaşma imzalayan İsrail’deki Çin’in
Telaviv Büyükelçisi Du Wei, evinde ölü bulunuyor… Hem de ABD Dışişleri Bakanı
Pompeo’nun İsrail’de, İsrail’e: “Çin ile yaptığınız bu anlaşmayın
bozun!” diyen ziyaretinden hemen sonra…
Du
Wei,
büyük elçi ve Çin devlet adamı olarak ünlü bir isimdi. 2013’te Urayna’da
görev yapmış ve Ukrayna’dan üç milyon hektar (3.Milyon) toprak kiralamak
için anlaşma imzalamıştı… ABD bu anlaşma sonrası Ukrayna’da
ayaklanma başlattı!.. Hedef Başkan Victor YANIKOVİÇ Rusya’ya
kaçtı. Anlaşma iptal oldu. Dijital para piyasaya girdi ve ilk olarak Çin,
İsrail dahil olmak üzere yirmi dört ülke ile dijital para anlaşması yapmıştı…
Kağıt para Yen’in yerini, dijital paraya bırakacağı belli oldu.
Amerika
derin devleti Çin’de “Du Wei istihbarat birimlerinin saha ajanları
kadar operasyonel aklı olan ve kendini koruyabilen” üç kişiden biriydi… Ukrayna’da ABD’nin pazarlık
yaptığı Motor Sich‘i de araya girerek Çin Şirketine satın aldırdı.
Büyük arazi anlaşması Amerika’ya rağmen tekrar imzalanmıştı!. Amerika,
Çin’den Du Wei öldürmekle ve tek virüsle, küresel sermayede gücüne
güç katan Çin’den hesap mı soruyor?..
ABD, bugüne kadar önüne geleni indiren bir hamle gerçekleştirirken bugün
Corana’nın Covit 9‘un gereğinden fazla abartıldığını yazıp çizen ve
bangır bangır bağıran birçok ilim adamı var. Aşı uygulamasına gidilmesi ve İlaç
Şirketlerinin kazancının düşmesi aşı yapımını ve geliştirilmesini mecburî mi kılıyor?
İnsan ve insanlıkla dalga mı geçiliyor?
Corana’nın
arkasında İlaç şirketleri var. Çin, İran ve İtalya’daki virüsler farklı
mı ki oralarda hastalar biraz tedavi sonucu çabucak iyileşiveriyor?..
Yılan
zehri, Aspirin ve Apronak ile kan pıhtılaşmasını gideren her
şey Covid 19‘u yanebiliyorsa, ölülerin bedenlerini niçin yakıyorsunuz?
Neyi bizden saklıyorsunuz?.. Yoksa aşı geç bulunsun, hatta hiç bulunamasın diye
mi bütün uğraşları?.. WHO, birçok ölümü örtbas ettiği ve dünyada birçok
ülkede ekonomiyi çökerttiği için dava edilmeyecek mi?..
KAYNAKLAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder