ATATÜRK
ve VATAN
Abdullah
Çağrı ELGÜN
Osmanlı Devletini yıkan Atatürk'tür diyorlar. Bu akıldan
yoksunluktur. Bu tarih ve olayları bilmemektir. Bu, tarihi yalan yanlış anlatıp,
çarpıtıp, yazanların, tarih bilgisi yoksunlarının tekerini yağlamaktır. Halbuki
Atatürk:
YUNAN, İTALYAN, BULGAR,
İNGİLİZ, FRANSIZ, KANADA, ANZAK,
AVUSTURYA askerlerinden oluşan dünyanın yedi düveli yan yana gelerek Osmanlı
Türkiyesi’nin topraklarını işgal ettiği ve bütün ümitlerin bittiği, halkın
çaresiz şaşkınlığı arasında Osmanlının dağıtılmış per perişan askerlerini toplayarak
şehir, kasaba ve de köylerini düşman çizmeleri altında çiğnenmekten kurtararak,
düşmanı denize döken kahraman, gazi, mareşaldir. Bu ve bunun gibi düşünceler kıskançlık, aşağılık komleksi, Atatürk
gibi bir Türk olamama, Atatürk’ü geçememe kıskançlığı ve ezilmişliği
sendromudur… Milletimizin ve diğer milletlerin de gönlüne taht kurmuş dehaları değersizleştirme, itibarsızlaştırma,
küçültme girişim ve teşebbüsleri, bilerek ve isteyerek yapılan, millet
düşmanlığı ve vatan hainliğinden başka bir şey değildir.
Yunan Başbakanı Venizelos’un oğlu,
Bursa'ya girmiş dedem Ertuğrul Gazi’nin sandukasına ayaklarını koyarak: "Ey Ertuğrul kalk! Kalk da
torunlarının haline bir bak! Şimdi sen de onlar da ayaklarımın altındasınız!"
diyen ağır sözler ediyordu…
Bir başka yer, İzmir Konak Meydanında Türk bayrağı düşman komutanının ayaklarının
altına serilerek, Türk bayrağını çiğneyerek üzerinden geçip kendi bayraklarını
göndere asan, Yunan komutanı hararetle ve alkışlarla selamlanmaktadır…
İstanbul’u ele geçirerek, Padişahı gözetim
altına almış olan İngilizler, Türk
halkına, her yerde hakaret ediyor. Kadınlarımızın ve kızlarımızın ırzına geçiliyor.
İşgalci İngiliz askerleri, İstanbul’da hava atarak gezerlerken, esnaftan aldıkları malın bedelini
ödemiyorlar; üstelik hakaret ediyorlar, aşağılıyorlardı... Bu işgal
kuvvetlerinin her bir askeri ve subayı, İstanbul’da bindikleri otobüs ve
vapurlarda ücret ödemiyorlar….O halde bindikleri otobüs ve vapurlarda, koltuklarda
oturan hamile, kadın, kız ve yaşlılarımızı zorla, ite kaka kaldırarak, taciz ediyorlardı...
Kaldırdıkları yolcuların koltuklarına İngiliz’in o genç subay ve erleri, ayaktaki yolcuları
koltuklara oturtturmamak için uzun oturuşla, ayaklarını uzatarak, sırıtarak, yılışarak ve yatarak gidiyorlardı.
İngiliz’in askerleri, her yeri işgal
etmekle kalmamışlar, bizim gözetleme kulesi olarak kullandığımız askeri
beldeleri de işgal etmişler. Galata
Kulesinde nöbet tutuyorlardı...
Ülke per perişan, millet aç, fakir
ve savaş yorgunu... Türk Halkı, hemen her cephede, her aileden bir iki erkeğini o
amansız savaşlarda Şehit vermiş. Tekrar savaş yapmaya, canlanıp silkinmeye
mecali, takati yok! Yorgun ve bitkin bir haldedir…
Bütün bu şartlar altında ve çaresizlik
içinde bir arayış ile kimisi İngiliz himayesini, kimisi de Amerikan korumasını
(Mandatörlük) ister duruma gelmişti.
İşte böyle, her taraf işgal altında,
en kutsal mezarlarımız, mabet, Cami, Mescit, ve Türbelerimiz top
mermileri, şarapneller ve düşman çizmeleri ile paramparça edilmiş halde iken,
bir yiğit adam Atatürk çıkıyor...
Hanedanlığı ve Türk’ün namus ve
şerefini kurtarıyor. Sandukaya ayakları ile basanların ayaklarını kırıyor ve
İzmir’de “İlk hedefiniz Akdeniz’dir
ileri!” diyerek İzmir’i yakıp yıkarken analarımıza, kadın ve kızlarımıza
musallat olmuş, tecavüz eden düşmanları, denize döküyor. Vatanı, düşmanlardan
temizliyor.
Osmanlı ordularını Libya’da yöneten,
Tobruk’u kazanı, Derne’yi, Libya’yı İtalyanlar’dan gözü gibi koruyan. Çanakkale’yi,
Conk Bayırı'nı, o dönemde Osmanlı Türkü’nün
bozulmuş, dağıtılmış ordularını bir araya toplayarak, kınından çekilmiş kılıç
gibi ordu yapan yiğit adam, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Düşmanın bin bir yerden, binlerce
asker, mühimmat,
şarapnel, top, cephane ve gemilerle saldırarak, akıl almaz
taarruzlarına karşı yeni taktik ve planlar geliştirerek, çemberi yaran veehmet Âkif'in:Kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne belâ;
Hani, tâuna da züldür, bu rezil istilâ!.." dediği bu Cehennemî savaşı kazanan deha adam, Gazi
Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Padişahın yanına çağırarak şeref madalyaları
verdiği, en küçük kızını onunla nişanlamak istediği ve kendisine, küçük bir
ceylan hediye ettiği, çiçeği burnunda
korkusuz komutan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Diyarbakır’ı, Muş’u, Birtlis’i
Ruslar’dan; Bingöl, Van, Tatvan, Erzincan, Erzurum’u Ermeniler’den tamamen
temizleyen kahraman Gazi Mareşal Mustafa
Kemal Atatürk’tü...
Filistin’de dağılmış, aç susuz,
cephanesiz kalmış askerleri toplayıp bir araya getiren, onlardan bir ordu kuran
komutan: Gazi Mareşal Mustafa Kemal
Atatürk’tü.. .
Ülkemizdeki düşmanları kovmak için
memleketin bütün bölgelerinde tek tek cephe oluşturan, Amasya’da Erzurum’da
Sivas’ta kongreler tertip ederek, milleti uyandırıp. ne İngiliz ne Amerika ne
de başka bir devletin korumasını(Mandatörlüğüne) kabul ettirmeyen, halkı
heyecanlandırarak, ayağa kaldıran kahraman: “Haddı müdafa yoktur, sathı müdafaa vardır; ve bu satıh, bütün
vatandır” diyerek halka ufuk açan, yol göstererek, vatanını savunması için heyecanlarını
diri ve canlı tutarak şahlandıran: Gazi
Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
İzmir ve Eskişehir’deki Yunan’ı; Konya’da İtalyan’ı; İstanbul’da İngiliz’i; Antep ve Adana'da Fransız’ı, topraklarımızdan def eden dahi, yine
Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Yeni bir devlet kurarak, bu millete,
kendisinin kim olduğunu hatırlatan, ona Türklüğünü, Türk olmakla övünmeyi,
Türklüğü ile gurur duymayı, muhtaç olduğu kudretin damarlarındaki asil kanda
mevcut olduğunu, çalışması gerektiğini, yükselmesi gerektiğini, ilimde, fende,
sanatta ilerlemesi gerektiğini öğreten, Gazi
Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Halkına, okumayı ve yazmayı öğreten de odur. 1929’da
Mısır’da bulunan Mehmet Âkif’e Kuran’ı tercüme etmesi içn 1000TL. gönderen
odur. Arapça yazılı Kuran’ı, ilk defa Türk Diline çevirttirerek, ana dili ile Türkçe
okunmasını sağlayan, Gazi Mareşal
Mustafa Kemal Atatürk’tü...
İlk defa kadınlara seçme ve seçilme
hakkı tanıtan, kadının ilk defa pilot, öğretmen, doktor, avukat, mühendis, polis,
olmasının önünü açarak, kafese kapatılmaktan, peçelerin altında gizlenmekten,
karanlık odalara terk edilmekten kurtaran mucizevî kahraman, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tür...
23 Nisan Çocuk Bayramı ilan ederek
çocukları sevindiren, dünyada ilk defa çocuklara bayram hediye eden, onları koruyan
ve kollayan babanın adı Gazi Mareşal
Mustafa Kemal Atatürk’tür...
Geometri kitabı yazan, Türkçeyi Arap
ve Fars dilinin baskısından kurtararak yeni alfabe ile herkesin anlamasını, anlaşmasını
sağlayan bilim adamı, mucit, deha Gazi
Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tür...
Atatürk, ölümünden sonra bile diri
kalmayı başarmıştır. Hasta yattığı yatağında bile düşmanlarını kıskandırmış, bugün
yattığı ebedî istirahatgâhında bile bütün dünyaya ders vermiştir, Karanlık güçleri,
düşünce ve ileri fikirleri ile her defasında yenmiş, mahçup etmiş bir kahramandır…
Bu kadar sahtekar, din düşmanı
yobazların, İslâm dininin güzelliklerini tanımadan herkesi, olur olmaz her
şeyde Cehennem ile korkutmaları akıl almaz bir şeydir…
Oysaki Kuran; ve Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed Mustafa: “Korkutan,
müjdelemeyen; kolaylaştırmayıp, zorlaştıran;
güldürmeyip eziyet ve sıkıntı çektiren; anlamayan,
düşünmeyen, akıl etmeyen, sorgulamayan, ibret almayan…ve benzerleri kulunu
sevmez…”
Halka ve din mensuplarına korku
salanları, onları sindirenleri, korkutan, göz dağı ve baskı ile kapatanları, evlerine
odalara hapsetmeyi, içeriden dışarıya çıkmanın, hamile olarak yürümenin haram olduğunu iddia edenleri, kadının bir erkeğin karşısında konuşmasının günahlığını anlatanları, peygamberlik ötesi tebliğciliğe soyunanları, Allah ile kul arasına girenleri ve ATATÜRK düşmanlığını, bu millet ve de insanlık affetmeyecektir!..
Kendisine hizmet etmiş halk
kahramanlarını, millete hizmette yarış etmiş büyüklerini ve devlet adamlarını
bilmeyen, halkın liderlerinden bihaber, geçmişini okumayan, araştırmayan ve onlardan
feyiz almayan milletlerin çocuklarının gelecekleri yoktur. Olmayacaktır!..
Atatürk’e düşman olanlar olsa olsa, dünün
İngiliz ve Amerikan Mandacılığını, Koruyuculuğunu kabul etmek istemiş mandatörlerin
torunlarıdır. Bu sebeple Atatürk’e
düşmandırlar. Değil ise bu düşmanlık bilerek ve isteyerek yapılıyorsa düpedüz,
büyük Türk milletine ve onun asil evlatlarına hakarettir ve millete ihanetin ta
kendisidir…
KAYNAKLAR:
1. www.idefix.com
2.wwwtevfıkbir.com
3.www.uyaneyturkgidiyoruz.com
4. “Cemaat ve Mesut Barzani”, Erdal SARIZEYBEK;
5.http://www.kitapyurdu.com/kitap/cemaat-ve-barzani/325955.html
6.http://www.yeniakit.com.tr/haber/abdli-yahudi-bankaci-rockefellerden-yuzyilin-itirafi-iste-turkiye-uzerinde-oynanan-kirli-oyunlar-247109.html
7.https://bpakman.wordpress.com/inanc-dunyasi/dinler-arasi-diyalog/musevi-islami-cemaat-iliskileri/gumushanevi-dergahi-museviler-ve-bop/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder