2 Ekim 2017 Pazartesi

ATATÜRK ve VATAN; Abdullah Çağrı ELGÜN

ATATÜRK ve VATAN
Abdullah Çağrı ELGÜN
Osmanlı Devletini yıkan Atatürk'tür diyorlar. Bu akıldan yoksunluktur. Bu tarih ve olayları bilmemektir. Bu, tarihi yalan yanlış anlatıp, çarpıtıp, yazanların, tarih bilgisi yoksunlarının tekerini yağlamaktır. Halbuki Atatürk:
YUNAN, İTALYAN,  BULGAR, İNGİLİZ, FRANSIZ,  KANADA, ANZAK, AVUSTURYA askerlerinden oluşan dünyanın yedi düveli yan yana gelerek Osmanlı Türkiyesi’nin topraklarını işgal ettiği ve bütün ümitlerin bittiği, halkın çaresiz şaşkınlığı arasında Osmanlının dağıtılmış per perişan askerlerini toplayarak şehir, kasaba ve de köylerini düşman çizmeleri altında çiğnenmekten kurtararak, düşmanı denize döken kahraman, gazi, mareşaldir. Bu ve bunun gibi düşünceler kıskançlık, aşağılık komleksi, Atatürk gibi bir Türk olamama, Atatürk’ü geçememe kıskançlığı ve ezilmişliği sendromudur… Milletimizin ve diğer milletlerin de gönlüne  taht kurmuş dehaları değersizleştirme, itibarsızlaştırma, küçültme girişim ve teşebbüsleri, bilerek ve isteyerek yapılan, millet düşmanlığı ve vatan hainliğinden başka bir şey değildir.
Yunan Başbakanı Venizelos’un oğlu, Bursa'ya girmiş  dedem Ertuğrul Gazi’nin sandukasına ayaklarını koyarak: "Ey Ertuğrul kalk! Kalk da torunlarının haline bir bak! Şimdi sen de onlar da ayaklarımın altındasınız!" diyen ağır sözler ediyordu…

Bir başka yer, İzmir Konak Meydanında Türk bayrağı düşman komutanının ayaklarının altına serilerek, Türk bayrağını çiğneyerek üzerinden geçip kendi bayraklarını göndere asan, Yunan komutanı hararetle ve alkışlarla selamlanmaktadır…
 İstanbul’u ele geçirerek, Padişahı gözetim altına almış olan İngilizler, Türk halkına, her yerde hakaret ediyor. Kadınlarımızın ve kızlarımızın ırzına geçiliyor.  İşgalci İngiliz askerleri, İstanbul’da hava atarak gezerlerken, esnaftan aldıkları malın bedelini ödemiyorlar; üstelik hakaret ediyorlar, aşağılıyorlardı... Bu işgal kuvvetlerinin her bir askeri ve subayı, İstanbul’da bindikleri otobüs ve vapurlarda ücret ödemiyorlar….O halde bindikleri otobüs ve vapurlarda, koltuklarda oturan hamile, kadın, kız ve yaşlılarımızı zorla, ite kaka kaldırarak, taciz ediyorlardı... Kaldırdıkları yolcuların koltuklarına İngiliz’in  o genç subay ve erleri, ayaktaki yolcuları koltuklara oturtturmamak için uzun oturuşla, ayaklarını uzatarak, sırıtarak, yılışarak ve yatarak gidiyorlardı.
İngiliz’in askerleri, her yeri işgal etmekle kalmamışlar, bizim gözetleme kulesi olarak kullandığımız askeri beldeleri de işgal etmişler.  Galata Kulesinde nöbet tutuyorlardı...
Ülke per perişan, millet aç, fakir ve savaş yorgunu... Türk Halkı, hemen her cephede, her aileden bir iki erkeğini o amansız savaşlarda Şehit vermiş. Tekrar savaş yapmaya, canlanıp silkinmeye mecali, takati yok! Yorgun ve bitkin bir haldedir…
Bütün bu şartlar altında ve çaresizlik içinde bir arayış ile kimisi İngiliz himayesini, kimisi de Amerikan korumasını (Mandatörlük) ister duruma gelmişti.
İşte böyle, her taraf işgal altında, en kutsal  mezarlarımız, mabet, Cami, Mescit, ve Türbelerimiz top mermileri, şarapneller ve düşman çizmeleri ile paramparça edilmiş halde iken, bir yiğit adam Atatürk çıkıyor...
Hanedanlığı ve Türk’ün namus ve şerefini kurtarıyor. Sandukaya ayakları ile basanların ayaklarını kırıyor ve İzmir’de “İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” diyerek İzmir’i yakıp yıkarken analarımıza, kadın ve kızlarımıza musallat olmuş, tecavüz eden düşmanları, denize döküyor. Vatanı, düşmanlardan temizliyor.
Osmanlı ordularını Libya’da yöneten, Tobruk’u kazanı, Derne’yi, Libya’yı İtalyanlar’dan gözü gibi koruyan. Çanakkale’yi, Conk Bayırı'nı, o dönemde Osmanlı Türkü’nün bozulmuş, dağıtılmış ordularını bir araya toplayarak, kınından çekilmiş kılıç gibi ordu yapan yiğit adam, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Düşmanın bin bir yerden, binlerce asker, mühimmat,
şarapnel, top, cephane ve gemilerle saldırarak, akıl almaz taarruzlarına karşı yeni taktik ve planlar geliştirerek, çemberi yaran veehmet Âkif'in:
Kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne belâ;
Hani, tâuna da züldür, bu rezil istilâ!.." dediği bu Cehennemî savaşı kazanan deha adam, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Padişahın yanına çağırarak şeref madalyaları verdiği, en küçük kızını onunla nişanlamak istediği ve kendisine, küçük bir ceylan hediye ettiği, çiçeği burnunda korkusuz komutan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Diyarbakır’ı, Muş’u,  Birtlis’i  Ruslar’dan; Bingöl, Van, Tatvan, Erzincan, Erzurum’u Ermeniler’den tamamen temizleyen kahraman Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Filistin’de dağılmış, aç susuz, cephanesiz kalmış askerleri toplayıp bir araya getiren, onlardan bir ordu kuran komutan: Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü.. .
Ülkemizdeki düşmanları kovmak için memleketin bütün bölgelerinde tek tek cephe oluşturan, Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler tertip ederek, milleti uyandırıp. ne İngiliz ne Amerika ne de başka bir devletin korumasını(Mandatörlüğüne) kabul ettirmeyen, halkı heyecanlandırarak, ayağa kaldıran kahraman: “Haddı müdafa yoktur, sathı müdafaa vardır; ve bu satıh, bütün vatandır” diyerek halka ufuk açan, yol göstererek, vatanını savunması için heyecanlarını diri ve canlı tutarak şahlandıran: Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
İzmir ve Eskişehir’deki Yunan’ı; Konya’da İtalyan’ı; İstanbul’da İngiliz’i; Antep ve Adana'da Fransız’ı, topraklarımızdan def eden dahi, yine Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
Yeni bir devlet kurarak, bu millete, kendisinin kim olduğunu hatırlatan, ona Türklüğünü, Türk olmakla övünmeyi, Türklüğü ile gurur duymayı, muhtaç olduğu kudretin damarlarındaki asil kanda mevcut olduğunu, çalışması gerektiğini, yükselmesi gerektiğini, ilimde, fende, sanatta ilerlemesi gerektiğini öğreten, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...

 Halkına, okumayı ve yazmayı öğreten de odur. 1929’da Mısır’da bulunan Mehmet Âkif’e Kuran’ı tercüme etmesi içn 1000TL. gönderen odur. Arapça yazılı Kuran’ı, ilk defa Türk Diline çevirttirerek, ana dili ile Türkçe okunmasını sağlayan, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tü...
İlk defa kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıtan, kadının ilk defa pilot, öğretmen, doktor, avukat, mühendis, polis, olmasının önünü açarak, kafese kapatılmaktan, peçelerin altında gizlenmekten, karanlık odalara terk edilmekten kurtaran mucizevî kahraman, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tür...
23 Nisan Çocuk Bayramı ilan ederek çocukları sevindiren, dünyada ilk defa çocuklara bayram hediye eden, onları koruyan ve kollayan babanın adı Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tür...
Geometri kitabı yazan, Türkçeyi Arap ve Fars dilinin baskısından kurtararak yeni alfabe ile herkesin anlamasını, anlaşmasını sağlayan bilim adamı, mucit, deha Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’tür...

Atatürk, ölümünden sonra bile diri kalmayı başarmıştır. Hasta yattığı yatağında bile düşmanlarını kıskandırmış, bugün yattığı ebedî istirahatgâhında bile bütün dünyaya ders vermiştir, Karanlık güçleri, düşünce ve ileri fikirleri ile her defasında yenmiş, mahçup etmiş  bir kahramandır…
Bu kadar sahtekar, din düşmanı yobazların, İslâm dininin güzelliklerini tanımadan herkesi, olur olmaz her şeyde Cehennem ile korkutmaları akıl almaz bir şeydir…
Oysaki Kuran; ve Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed Mustafa: “Korkutan, müjdelemeyen; kolaylaştırmayıp, zorlaştıran; güldürmeyip eziyet ve sıkıntı çektiren; anlamayan, düşünmeyen, akıl etmeyen, sorgulamayan, ibret almayan…ve benzerleri kulunu sevmez…”
Halka ve din mensuplarına korku salanları, onları sindirenleri, korkutan, göz dağı ve baskı ile kapatanları, evlerine odalara hapsetmeyi, içeriden dışarıya çıkmanın, hamile olarak yürümenin haram olduğunu iddia edenleri, kadının bir erkeğin karşısında konuşmasının günahlığını anlatanları, peygamberlik ötesi tebliğciliğe soyunanları, Allah ile kul arasına girenleri ve ATATÜRK düşmanlığını, bu millet ve de insanlık affetmeyecektir!..

Kendisine hizmet etmiş halk kahramanlarını, millete hizmette yarış etmiş büyüklerini ve devlet adamlarını bilmeyen, halkın liderlerinden bihaber, geçmişini okumayan, araştırmayan ve onlardan feyiz almayan milletlerin çocuklarının gelecekleri yoktur. Olmayacaktır!..
Atatürk’e düşman olanlar olsa olsa, dünün İngiliz ve Amerikan Mandacılığını, Koruyuculuğunu kabul etmek istemiş mandatörlerin torunlarıdır. Bu sebeple Atatürk’e düşmandırlar. Değil ise bu düşmanlık bilerek ve isteyerek yapılıyorsa düpedüz, büyük Türk milletine ve onun asil evlatlarına hakarettir ve millete ihanetin ta kendisidir…
KAYNAKLAR:
1.  www.idefix.com
2.wwwtevfıkbir.com
3.www.uyaneyturkgidiyoruz.com
4. “Cemaat ve Mesut Barzani”,  Erdal SARIZEYBEK;
5.http://www.kitapyurdu.com/kitap/cemaat-ve-barzani/325955.html
6.http://www.yeniakit.com.tr/haber/abdli-yahudi-bankaci-rockefellerden-yuzyilin-itirafi-iste-turkiye-uzerinde-oynanan-kirli-oyunlar-247109.html
7.https://bpakman.wordpress.com/inanc-dunyasi/dinler-arasi-diyalog/musevi-islami-cemaat-iliskileri/gumushanevi-dergahi-museviler-ve-bop/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate