11 Aralık 2017 Pazartesi

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ; Abdullah Çağrı ELGÜN

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
                                                            Abdullah ÇağrıELGÜN
BİR ÖĞRETMENİN GÜNLÜĞÜ:
“Lise birinci sınıfa kadar gelmiş; fakat okuma yazma bilmeyen öğrenciler var. Çoğu öğrenciler çarpım tablosunu bilmiyor. Onluk sayılarda bile bölme işlemi yaparken hesap makinası kullanıyorlar. Bin (1000) öğrenciden kütüphaneye üye olanların sayısı yedi (7).
Öğrenci tanıtım formalarında bile çaldığınız müzik aletleri bölümüne: radyo, teyip, wolkmen yazan çok sayıda öğrenciler var!
Bir öğrenci okula satır getirmekten okuldan uzaklaştırma cezası aldı. Okulda çıkan kavgada bir öğrencinin boynu döner bıçağı ile kesildi. Yirmi sekiz dikiş atıldı. 
Derste sıkıntı yarattığı için öğretmeni tarafından cezalandırılan öğrencinin aşiret olan ailesi, okulu bastı!..
Kışın akşam beşten sonra kimse sokakta yalnız yürümüyor. Öğrencilerin % 86’sı sigara, % 42’si hap kullanıyor. Okulun etrafında hap kullananları polis biliyor. Müdahale yapmıyor. Öğrencilerimizin % 3 entest ilişki mağduru. Çoğunun ailesinde kan davası, intihar, boşanma, dayak, kaçma, kaçırma, hapis gibi hikâyeler var.
Bir kız öğrencinin babası, çocuğundan dayak yediği için okula sığındı. Sorun çıkardığı için müdürün tartakladığı bir öğrenci, mahalleden topladığı tanıdıkları ile müdürün odasını basıp müdürü tehdit etti.
Koridorda birbirlerine çarptıkları için iki kız öğrencinin aileleri okulun önünde yumruk yumruğa dövüştü.
Bazı kız öğrenciler yüz kontür karşılığında minübüs şoförlerine, halı saha sahiplerine kendilerini kullandırıyorlar.
Geçen yıl bir anne kızının saçları boyalı diye okula çağırıldığında: “Kızını okula koca bulmak için gönderdiğini, bu sebeple süslenmesi gerektiğini” söyledi.
Velilerimizin bir kısmı yoksulluktan üç dört aile bir odası ve bir salonu olan bir evi paylaşıyorlar.
Her ay öğretmenler arasında para toplayıp bir öğrenciye bot, palto veya okul araç ve gereçleri alıyoruz.
Maddî durumu iyi olan sayılı velilerden biri, notlarının hemen hepsi zayıf olan çocuğunun sınıf geçirilmesi şartı ile akan damımızı onarttı.
Kapanış töreninde bayılan bir öğrencinin iki gündür hiçbir şey yemediğini öğrendik. Öğrencilerimizden % 60’ı sağlıksız beslenmeden dolayı hasta; ancak %90’ında son model kameralı telefonu var.
Veliler toplantılara ocakta yemeklerini bırakarak, ayaklarının ökçesine basarak, mantolarını omuzlarına asarak geliyorlar. Velilerin çoğu öğretmenlere nasıl hitap edileceğini bilmiyor.
“Güzelim! Hanım kızım! Sen! Hoca! Hoca Ablası”
Sakallı, şalvarlı, cüppeli bir veli, yalnızca erkek öğretmenlerle görüşüyor.
Her gün büyük bir çaresizlik içinde endişeyle, acaba bugün ne olacak diye başlıyorum işime!..
Ders anlatırken Atatürk’ün gözleri ile karşılaşmamaya çalışıyorum. 10 Kasımlarda, 29 Ekimlerde şiir okunurken, İstiklâl Marşı’mızı dinlerken ağladığımda herke günün anlamına ağladığımı sanıyor. Oysa çaresizliğe ağlıyorum. Muhtaç olduğu kudretin damarlarında dolaştığı asil kanı uyuşturucu ile zehirleyen, öğrencilerimi kurtaramıyorum. Daha fazla yazamıyorum. Yazdıkça yüreğim ağırlaşıyor.
Peki siz onun gözlerine bakabiliyor musunuz?
Gerçeklere sırt çevirerek bir yerlere varmamız mümkün gözükmüyor; fakat bizim ülkemiz çamurda ve bataklıkta yetişen ayrık otları ve zararlı böceklerin yanında, bu verimli topraklardan gür başakların da fışkırdığını, bire yedi, yediye yetmiş, yetmişe yedi yüz verdiğine de şahitlik etmektedir.

İYİ ŞEYLERİN de OLDUĞUNU GÖRÜYOR ve DUYUYORUZ:
İlayda ŞAMİLGİL: Sıvıların içindeki su miktarını mıknatısla, tespit edilebileceğini keşfeden gençlerimiz var: İlayda ŞAMİLGİL, yaptığı çalışma ve buluşlarla Nobel Fizik Ödülünü  alarak NASA’da çalışmaya hak kazanıyor.
Tuna Ilgın KAZAK: Doğatek’te madencilerin bir kaza durumunda hayatlarını kurtarabilecek bir proje ile Londra’da İnovasyon Özel Ödülünü koparıyor ve bütün projeler arasında birinci oluyor.
Mehmet Can DURSUN ve İrfan Efe BOZTEPE: Öyle bir yara bandı geliştiriyorlar ki şeker hastaları için yaraları iyileştiriyor. Bu proje ile ABD birinci oluyorlar. On bin dolar burs alıyorlar.
Barış PAKSOY: Matematikte geliştirdiği bir proje ile Almanya’da matematik öğretmeni olarak ders vermeye başlıyor.
Kağan ALPER: Taşınabilir CSM modeli uydu üretiyor.
Özel Ege Lisesi on birinci sınıf öğrencileri: Leylâ ALMASOUD ve Berna AKDENİZ, “Akciğer, Meme ve Prostat Kanserleri”nin tanısını on beş dakikada tespit edebilen çipler geliştiriyorlar. Avrupa’da düzenlenen Biyoloji Yarışmasında ise dört yüz otuz sekiz(438) proje içinde birinci seçilerek bizleri gururlandırıyorlar...

Bütün bunlar gelişen ve büyüyen ülkemiz ve dünyada üzücü durumların karşısında güzel şeylerin varlığıyla ümitlerimizi kuvvetlendiriyor ve geleceğe daha azimle ve kararlılıkla yürümemize vesile oluyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate