KAVALA
OLAYI, SON OLSUN!
Abdullah
Çağrı ELGÜN
Terkib-i Bend -Ziya Paşa
Ziya Paşa (Tanzimat Dönemi Sanatçısı) |
Pek rengine aldanma felek eski felektir.
Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir!..
Yâ bister-i kemhada ya viranede can ver.
Çün bay u gedâ hâke beraber girecektir.
Allah`a sığın şahsı halimin gazabından.
Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pektir…
Yakdı nice canlar o nezâketle tebessüm.
Şîrin dahi kasdetmesi cana gülerektir!..
Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma?
Zer-dûz palan ursan eşek yine eşektir!..
Bed-mâye olan anlaşılır meclis-i meyde.
İşret güher-i âdemi temyize mihektir.
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!..
Nâ-danlar eder sohbeti nâ-danla telezzüz.
Dîvânelerin hem-demi dîvâne gerektir!..
Afv ile mübeşşer midir ashâb-ı merâtib.
Kânûn-ı ceza âcize mi hâs demektir.
Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz.
Birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir…
Îmân ile din akçadır erbâb-ı gınâda.
Nâmus u hamiyyet sözü, kaldı fukarada…
Osman KAVALA Olayı |
İstiklâlimiz
ve İstikbalimizi tehlikeye açık bırakmak akla ve mantığa uymaz! Kavala Hadisesi
Uluslararası bir Problem haline geldi… Avrupa Devletleri’nin Elçilerinin
ülkeden kovulması ve istenmeyen Adam ilan edilmeleri ile “Güçlü ve Otoriter
Devlet” olduğumuz da ortaya çıktı!..
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde bürokratların: “Ne şiş yansın ne kebap!” mantığı ile hareket ettiği, mevcut kanunlara göre değil, “Aman yukarıdaki ne der?” siyasetçi korkusu ile insiyatif kullanamadığı da açıkça görüldü!..
Adaletin
işlemediği, yolsuzluklara engel olunamadığı, enflasyonun düşürülemediği, işsizler
ordusuna üniversitelerini yeni bitirmiş aydın ve dinamik geçlerin katıldığı, öğretmen,
doktor, hemşire, İmam; ve EYTlilere vaad edilen sözlerin sürekli olarak
ertelendiği, TL'nin değeri düşerek son birkaç yılda 1.TL’nin 12 EURO; 1, Dolar’ın
10.TL’yi geçtiği, halkın alım gücü yok olduğu döneme girilmiştir…
Halk
kendisine yüklenen ÖTV, KDV, Gelir vergileriyle bunalmıştır. Elektrik, Gaz ve
Suyun neredeyse bedava olduğu çoğu ülkelere bakıldığında, Türk Halkı yolunacak
kaz olarak görülmüştür.
Dövize
bağlanarak halkın sırtından soyulan gömleğin, iç çamaşırın vergileriyle ödenen
“Gelir Garantili” yatırımlar toplumun büyük kesimini felç etmiş belini
bükmüştür!..
“Göçmenler”
meselesi ayrı bir yaradır. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” çökmüştür! Acil olarak
eski siteme dönüş bir elzemdir.
Türk
Halkının üstüne üstüne gidilmektedir. Bu ise halkı huzursuzluğa, kargaşaya ve
her an patlayacak bir bombaya dönüştürmüştür! Hükümet bunu mu istenmektedir?..
Maksat nedir?..
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile işlerin daha hızlı ve pratik çözüleceği düşünülürken, bugün tam çıkmaza girdiği ve yürütülemediği; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden çark ederek Sistemin eski rotasına döndürülmesinin kaçınılmaz ve elzem olduğu ortadadır.
Yurda Yerleşen Göçmenler Kırizi |
Hiç şüphesiz Türkiye ne II. Mustafa (1695-1703 zamanında 1699 Karlofça Antlaşması ile başlayan Gerileme Devrinin Yönetimi ne de Hasta Adam ilan edildiği III. Selim (1789-1807) ile başlayan günlerdeki gibi arızalı değildir!.. Bununla birlikte 2013’te yaşanan Büyükelçilerin karşılıklı olarak istenmeyen adam ilan edildiği dönemin Faturasına bakarak, gelecekte çıkabilecek Faturayı ödeyip ödeyememe gücümüzü hesap edebiliriz. Rusya’nın düşürülen uçak Krizini unutmak ise büyük gaflet olur…
ABD’nin
Papazı’nı derhal hapisten alıp serbest bıraktığınız gibi kuyruk dik
durmamaktadır… Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını isteyen
on (10) ülkenin Büyük Elçilerinin: “ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç,
Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda” diplomasi
kaidelerinden uzak mektubu, tam bir efelenme, kabadayılıktır!.. Bu mektubu
Devletlerinden izinsiz, irtibatsız, Büyük Elçiler kaleme alabilir mi?
Mümkün değil!
O
zaman bu devletlerin başkanlarının istişare ile “ortak” bir bildirisidir.
Öyleyse?..
Susup
bekleyecek miydik?
Elbette hayır!..
Millî
haysiyetimize yakışan cevap verilecek; ama bütün ipleri kopararak olmamalı…
Diplomasi, ve arabuluculuk motoru çalıştırılmalı idi. Hâlâ bu konuda diplomatik
ikna yönteminden vaz geçilemez!..
Gereken
cevap muhataplarca alınmıştır; ancak Batı bunu: yeyip içip, yutmayacaktır!..
Avrupa’da beş (5) hatta 6-7 milyon aktif çalışan ve iş yeri sahibi olmuş insanlarımız var! Diplomatik çözümleri geri ardı ederek Avrupa’nın bizden bekledikleri ve bizim Avrupa’dan taleplerimizi gözardı ederek bunca kazanımlarımızı heba edemeyiz… Her iki tarafın da birbirlerine ihtiyacı var!..
Avrupa
bu olay üzerine bizim yaptığımızın aynısını yapabilir mi?..
İçeride
ve dışarıda bunca problemle boğuşurken bir de Avrupa ile kapışmak aklı ve
mantığı bir kenara bırakmak olur!..
Bugün
özellikle Suriye, sonra İran, Irak, Göçmenleri ve Afganistan
hatta yarın Çin’den gelebilecek Uygur Göçmenleri… Türkiye’nin kırılgan ekonomisi
hesaplanınca, zarar ve kârın hesaplaması yerinde olacaktır.
Ayrıca
siyasî, Diplomatik bir araç varken, bütün bu çıkmazlara ve bataklığa saplanıp
kalamayız. Bu işi halletmenin başka başka yolları da var!.. Onları A,B,C
Planları gereğince aranmalıyız.
En
büyük temennimiz: Kavala olayı son olsun!
İki
Dönemdir Seçim vaadleri ile halka verilmiş olan sözler ERTELEMEDEN tez vakitte
yerine getirilsin!
Bütün
ülke halkı için kalıcı çözümler getirecek:
TAHSİL
YILLARI, ÖNCELİK SIRASI, MESLEK RİSKLER, KARİYER, YABANCI DİL BİLME, HİZMET
YILLARI, DENEY ve TECRÜBE, ÜNVANLARIN VERİLMESİ, (adama göre iş değil; işe göre
adam) kıstasına göre Kurumların kendi yapacağı sınavlar ile işe alım ve atama
modeli ile yerinde tesbit, “Geçinebilme Standarttı ile başlayan ve artarak
devam eden ücret” açısından değerlendirilmelidir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder