TÜRK HALKI ZOR GÜNLER
GEÇİRİYOR.
Abdullah Çağrı ELGÜN
Etrafımızda alev alev yanan ormanlarımız,
içerimizdeki terör uzantıları ve yaktıkları ciğerlerimiz… İktidarsa yaraları
sarmak ve halkın zor zamanlarında yanında olmak yerine, ödedikleri fahiş
ÖTV, KDV ve Gelir vergileri ile devlete para akıtan halka, sesleniyor ve ondan para
istiyor…
Pandemi sebebiyle siftahsız kepenk kapatan esnaf ve yerlerde sürünen halka da bir Cami İmamının Minberde veya Kilise Papazının Ambon’da takındığı tavır ve eda ile bollukta şükür, yoklukta sabır, tavsiyesi ile İban Numarası veriliyor. Gizli ve açıktan kesilen vergilerle canına kastediliyor, açıktan selâsı verilirken, Türk halkı zor günler geçiriyor.
Takdire Şayan Üç Şey ve Söze
Sadakatsizlik Sebebiyle Güven Kaybı:
1)Kıbrıs Magosa’nın açılması; ama
tamamını açmak gerekir.
2) Azerbaycan’a saldıran Ermenistan’a karşı
kardeşlerinin yanında olabilmek…
3) Çin’de Uygurlara yapılan zulme karşı
çıkmak ise takdire şayandır.
20 yıldır terörü bitireceğiz, diye nutuk
atarak iktidarı elinde bulundurmak büyük hile, tilki kurnazlığı ve manevra olsa
gerek!.. Bütün bunlara rağmen ne terör bitmiştir ne de iktidar yerinden
gitmiştir. Teröristler, büyük bir cüret göstererek hâlâ ormanlarımızı yakmakta,
şehirlerimizi bombalamakta, yol kesmekte, adam öldürmekte ve terör estirmeğe
devam etmektedir. Yani söz verilen terör bitmemiştir.
Polis, Hemşire, Öğretmen’e vâdedilen 3.600 Gösterge her
iki dönemde de yerine getirilememiştir. Bu sebeple de iktidar, takdire
şayan üç şeye rağmen, söze sadakatsizlik sebebiyle mevcut iktidar güven kaybına
uğramıştır.
Orman Güvenliği:
Ormanlarımızı yakanlar, sadece
ormanlarımızı yakmıyorlar. Ciğerlerimizi nefessiz bıraktıkları gibi
ormanlarımız içinde yaşayan binlerce nadide canlıları da cayır cayır
yakıyorlar. Binlerce canlıyı yok eden bu katillere Müebbet Hapis vermek
yetmez!.. Bu şahısların yedi sülâlesi araştırılıp bulunacak; çünkü: “Hainin
soyu da haindir!..” Bu sebeple bunlara Devletin kamuya ait kapıları
tamamen kapalı olacak! Yedi sülâlesi kamu kurumlarından herhangi birine memur
olarak giremeyecek ve çalışamayacaktır… Bu vatan hainleri ve onların yedi
sülalesine, yaktıkları orman fidanları sayısınca, yeniden fidan diktirilmeli
Ormana ve araziye zararın bedeli yedi sülalesine taksit taksit yansıtılarak
ödettirilmeli yaktıkları ve yerine diktirilecek fidanlar gür bir ağaca dönüşüp
olgunlaşıp ormanlaşıncaya kadar, bulundukları polis noktasına her gün, sabah ve
akşam gelip tekmil vererek ve sürekli güvenlik güçlerinin nezaretinde ve
gözetiminde bulundurulmalılar…
Yapılan Yanlış Uygulamalar:
Baz İstasyonu kurarak halka zehir saçanlara
yanlış yere baz istasyonu kurmaktan dolayı kesilen yedi milyarlık (7.Milyarlık)
cezaları affedilebilir mi? Halkı zehirleyen ve halkın tüyü bitmemiş
çocuklarını, elektromanyetik, kozmik akımların etkisinde, şoka sokan ve beyin
hasarlarına ve daha nice bilinmeyen hastalıklara yol açan, bu baz istasyonları
ve bunları yanlış yere kuranlar, affedilebilir mi?.. Bu hangi vicdanla
bağdaşır?.. Hükümet bunları affettikleri yetmiyormuş gibi şimdi de baz
istasyonlarını serbest bırakmak için kanun çıkarıyor. Bu nasıl bir halk
düşmanlığı, insanlık kini; veya rant, sormak gerekmez mi?
Halkın sağlığı sebil çeşme suyu gibi
halktan habersiz dağıtılıyor. Bu da yetmiyor deniz sahillerimizdeki
kamuya ait araziler, kurulan vakıflar yoluyla ele geçiriliyor, yandaşlara peşkeş
çekiliyor. Olağanüstü bir hal olmamasına rağmen, insanların en temel
hak ve hürriyetlerden olan sendika yürüyüşleri, grev, boykot ve
eylemlere izin verilmeyerek engelleniyor. En temel haklar kısıtlanıyor.
Devlete Atanan Kadro:
Yazılan ve çizilenlere biraz olsun kulak
verin!.. Ey halkım! Sizin de yapacağınız şeyler var!.. Düşünmeniz, akıl
etmeniz, Sorgulamanız ve probleme ve problemleri ortaya koyanları sahiplenmeni…
Gerektiğinde her yerde düşündüğünüz doğruları ve yanlışları ortaya koymanızdır…
Oy verdiğiniz kişileri sorgulamanız ve hesaba çekmenizdir… Doğruysa doğru,
eğriye eğri olduğunu cesaretle söylemenizdir.
2005’te AKP iktidara geldiğinde Devlette
Kamu Görevlisi sayısı 2.000 idi. Bugün bu oran nispeten yükselmiş
olmasına rağmen, % 2.5 oranıyla Şili’den bile
geride kalarak, sonuncu durumda bulunmamız bize, ayıp olarak yeter de artar
bile!..
Kamuda dağıtılan kadrolarda işe, branşa,
kişinin okuduğu uzmanlık alanlarına göre olmayıp, “adama göre iş” formülüne
dayanan: “Liyakat, ehliyet, kariyer, hizmet yılı, uzmanlık alanları” bir
tarafa bırakılarak:
“Hanımım,
oğlum kızım, akrabam, yakınım, benim adamın, partilim, bizim ekipten” anlayışı ile
yandaşlara verilerek 5.000’e çıkarmıştır; fakat kamu kurumlarında da hâlâ
özelleştirmeye devam edilmektedir. Özelleştirilen fabrikaların büyük
çoğunluğu el değiştirdikten sonra üretime devam etmemiş ya tamamen kapatılmış
ya da arsası veya içindeki malzemelerle birlikte, başka birine devredilerek,
çürümeye terk edilmiştir.
“Bu
ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” demek, yerinde ve çok doğru olur!..
Maaş Ödemeleri ve Adaletsiz Uygulamalar:
Örneğin: Emniyetten
Emekli Bir Baş Müfettiş 9.000 küsür maaş alırken, Emekli bir Baş Öğretmen yani
Okul Müdürü 4.000.TL maaş almaktadır. Lise Mezunu bir astsubay 5.750 emekli
Maaşı alırken. Yüksek Lisans yapmış Uzman bir emekli öğretmen 3.850.TL maaş almaktadır…
TEDAŞ’tan emekli ilkokul mezunu çaycı 5.800TL emekli maaşı almakta iken yine
Sosyal Güvenlik Kurumundan Emekli bir hizmetli 2.850TL maaş alabilmektedir…
Bugün fiilen çalışanların da farklı Kurumlar
arasındaki maaşları ve maaş farklılıkları ve
bu yanlış uygulama devam etmektedir…
Ayrıca: “Sözleşmeli, Kadrolu”, SSK (4A); BAĞKUR (4B) 657
Sayılı Devlet Memuru da (4C) kapsamına dahil edilerek, bir
akıl kargaşası ve bilinmezlik zırhına sokulmuştur.
En kötüsü de “Sözleşmelilik” esasına
dayalı, “Öğretmen, Hemşire, Asker ve Doktor”dur. Bu tarz bir uygulama
ise çalışanlarımızda güvensizlik hissi uyandırırken geleceği garanti olmayan
çalışanları, gelecek kaygı ve endişeye sürüklemiş ve nedeyse psikolojisini
bozmuş ve bozmaya devam etmektedir… Hakkaniyete aykırı, bu adaletsiz uygulamaya
bir an önce son verilmelidir.
Üstelik de bu memurlar arasında aynı
tahsil, aynı kariyer aynı hizmet yılı vb… kriterleri aynı olmasına rağmen, aynı
birimde çalışan memurların aldıkları maaşlar arasında da büyük uçurumlar
bulunmaktadır…
Devletteki Kadro Sayıları ve Dünya
Devletleri ile Karşılaştırma:
Diğer ülkelere baktığımızda da kamudaki durumumuz daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır; çünkü Türkiye ülkelerin en alt sırasında yer almaktadır…
Ülkeler ve Kamuda Nüfus Oranı
Yüzdesine Göre Memur İstihdam Oranı |
Ülkeler
Yüzde %
Ülkeler
Yüzde % |
1.Slovenya
41.9
14.
Finlandiya 10.4 2.Polonya 36.4
15.
Kanada 8.15 3. İsrail
29.1
16. Brezilya
7.90 4. Fransa
24.8
17.
Macaristan 7.80 5. Çin
20.2
18. Çek Cumhuriyeti 6.96 6. Güney Afrika 19.6
19.
İrlanda 6.19 7.
İtalya
16.1
20.
Japonya 6.00 8. Almanya
15.6
21.
Avusturya 5.44 9.
İspanya 15.2
22. Yeni
Zelanda 5.37 10. İngiltere 14.2
23.
Rusya 2.90 11.ABD 14.0
24.
Yunanistan 2.56 12.Hollanda 12.0
25.
Şili 2.50 13.İsviçre
11.4
26.
Türkiye 2.43 |
2020 İtibariyle Genel
Bütçe Kapsamındaki Kamu
İdarelerine Ayrılan Bütçe, Bazı Kurumların Çıkartılmaları ile
Aşağıdaki Gibidir:
Cumhurbaşkanlığı 3.152.937.000
Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı 2.182.381.000
Diyanet İşleri Başkanlığı 11.519.609.000
Yargıtay 505.290.000
Danıştay 210.775.000
Sayıştay 412.090.000
Adalet Bakanlığı 19.751.360.000
Millî Savunma Bakanlığı 53.859.342.000
İçişleri Bakanlığı 9.672.218.000
Jandarma Genel Komutanlığı 22.968.117.000
Emniyet Genel Müdürlüğü 38.973.189.000
Sahil Güvenlik Komutanlığı 1.128.824.000
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 2.511.171.000
Afet ve Acil Durum Yön.Başkanlığı 1.637.171.000
Hazine
ve Maliye Bakanlığı 468.270.853.000
Millî Eğitim Bakanlığı 125.396.862.000
Sağlık Bakanlığı 58.875.829.000
Kültür ve Turizm Bakanlığı 5.127.247.000
Aile, Çalış.ve Sos. Hiz. Bak. 125.809.131.000
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 7.939.333.000
Gençlik ve Spor Bakanlığı 17.810.481.000
Tarım ve Orman Bakanlığı 40.302.916.000
Genel Toplam : 1.082.021.197.000
Sğlık Bakanlığı: 58.875.829.000 MEB: 125.396.862.000 Millî Savunma, İçişleri, Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik, yani kısaca “güvenliğe” ayrılan bütçe: 126.601.690.000 53,9 milyar lira, Tarım ve Orman Bakanlığına 40,3 milyar lira, Emniyet Genel Müdürlüğüne 39 milyar lira ödenek tahsis edildiği görülmektedir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı için
ayrılan ödenek 29 milyar lira, Jandarma Genel Komutanlığına ayrılan ödenek
miktarı da 23 milyar lira nasıl olabiliyor, şaşırmamak elde
değil!.. Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay’dan tamamen
vazgeçilmiş olduğu, “güvenlik” için neredeyse bütün imkanların
(144 Milyar) kullanıldığı görülmektedir.
Diyanetin bütçesi 12 Milyar; Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının Bütçesi 8 Milyardır!.. Emniyet Genel Müdürlüğünün Bütçesi
40 Milyardır… Ailenin ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Bütçesi ise 125
Milyardır. Hangi aile, nasıl, ne şekilde buradan yararlandığı da
meçhuldür!.. Eğitime ayrılan pay ile halkın sağlığına sunulan pay da
insanlarımız ve geleceğimize ne kadar değer verildiğini açıkça göstermektedir…
İktidar, Başkanlık, Genel Müdürlük ve
Bakanlıklara ayrılan bütçeye bakarak adaletsizliği ortaya koymaktadır.
Arabalara konulan vergilerle ne memur ne bürokrat ne de orta halli bir
vatandaşın araba alması bir mucizeye dönüşmüştür. KDV, ÖTV, Gelir Vergisi
milletin belini bükmüş, doğrulamaz ve kıpırdayamaz hale getirmiştir.
Ödeme Garantili Otoyol, Hasta
Garantili Hastane, Geçit garantili tüneller … Mütaitlere bu garantiler
verilirken “Kalite Garantisi” hiç mi düşünülmemiş,
istenmemiş?.. Böyle olunca yıkılan Hastane, bozulan Yol,
çöken Tünel, Köprü, Tüp Geçitin paraları,
yine vatandaşın cebinden çıkıyor.
Örneğin: Bir zamanlar, Kıbrıs’sa su taşıyan deniz altı boruları patlamış. Kıbrıs uzun süre susuz kalmıştı…Bu boruların tamiratı yine aynı şirkete yeniden “500 Milyar” verilerek tekrar yaptırılmış, halk bu firmaya, ödedikleri vergileriyle ikinci kez soydurulmuştur. Ödemesi süreklilik arz eden ve ayları ve yılları sürekli zararla kapatan bu kurumlar “Osmanlının Kapitilasyonları”, “Duyunu Umimiye”den başka bir şey değildir.
Hükümetleri denetleyebilecek hiçbir
kurum kalmamış Sayıştay görevini yapamamaktadır. Zaten verilen bütçelerden de
anlaşıldığına göre hükümet bu birimleri gözden çıkarmış bulunmaktadır.
Halkından ürken, halkından korkan bir iktidar vardır. Ankara’da neredeyse
mubalâğâ gibi gelse de her bir metre kareye iki polis bir bekçi düşmektedir… Bu
gelecekte olası bir halk hareketine karşı durmak için midir?.. Emniyet Genel
Müdürlüğüne ayrılan 40 Milyarlık bütçe bunun için midir? Sorusunu akla
getirmektedir…
Bu ülkenin çalışanlarının % 49.5’i
asgari ücretli olup peşin vergi vermektedir. Bu da yetmezmiş gibi
marketlerden aldığı her gıda maddesi: ekmekten, zeytinden, peynirden,
yumurtadan da ayrıca ÖTV, KDV, Gelir Vergisi, adı altında % 80,90,100,120,150,200,300 gibi gizli vergiler alınmaktadır.
Türkiye’de dünyanın en büyük ihalelerini
alan firmalar hem hiç vergi ödemiyorlar hem de geçmişe dönük,
holdinglerin “Milletin a… goyacağım!” diyen “Mehmet
Cengiz” in (Cengiz Holding) vergi cezaları derhal siliniyor;
Kalyon İnşaat’a 9.5 Milyar Liralık Vergi İstisnası tanınırken, Pandemi sebebiyle siftahsız kepenk kapatan esnaf ve yerlerde sürünen halka da bir Cami İmamının Minberde veya Kilise Papazının Ambon’da takındığı tavır ve eda ile bollukta şükür, yoklukta sabır, tavsiyesi ile İban Numarası veriliyor. Gizli ve açıktan vergilerle canına kastediliyor, açıktan selâsı veriliyor. Kısaca: Türk halkı zor günler geçiriyor.
Kaynaklar:
(http://www.tid.gov.tr/Makaleler/466selimcapar.pdf)
(https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/208435)
https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/belge/Belcika_Raporu.pdf
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/memur-artiyor-isciler-azaliyor-1828228
https://www.aa.com.tr/tr/politika/2020-yili-merkezi-yonetim-butcesi-belli-oldu/1616663
https://www.memurlar.net/haber/862076/butceden-en-yuksek-payi-alan-bakanliklar.html
https://www.memurlar.net/haber/862076/butceden-en-yuksek-payi-alan- bakanliklar.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder