SOYKIRIMI YAPILDI !..
Abdullah Çağrı ELGÜN
Soy kırım yalan değil gerçektir. Bu kırım Osmanlı Rus Harbi yılları (1877-1878)
başlayıp Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan günümüze kadar devam etmştir. Türkiye’de
etmiştir!.. Adalarda etmiştir! Balkan Savaşında, Rumelide, Hocalı’da etmiştir!..
Kıbrıs’ta etmiştir!.. Kırım’da etmiştir!.. Çin’de etmiştir!..
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
Osmanlının bir tebası (halkı)
olan Ermeniler, ülkemizin “Yedi Düvel”
tarafından işgalini fırsat kabul ederek, binlerce yıl birlikte yaşadığı Türk’ü,
tabuta yerleştirmeyi, toprağa gömmeyi hayal etmiştir. Bunun için dışarıdaki
işgal güçleri ile birleşerek Türk’e ve kendisinin
de içinde yaşadığı ülkeye ihanet etmiştir.
İhaneti ile de kalmamış, vatanını savunmak üzere cepheye giden, aile
reislerinin yokluğunu fırsat bilerek, önce ailelerin evlerine ve mallarına el
koymuşlardır. Yetmemiş, yaşlıları öldürmüşler, çocukların ve kadınların
ırzlarına geçmişler, o da yetmemiş, toplu olarak camilere ve okullara doldurup
yakmışlar, o da yetmemiş, kucaktaki bebekler süngülere takılmış oda yetmemiş,
hamile kadınların karınlarını deşerek doğmamış bebeklerini çıkararak vahçice
çıkarılan bebekleri annelerinin kucaklarına
verip emzirmelerini istemişlerdir…
Böyle bir İNFİALDE birlikte
yaşamanın zorlukları göz önüne alınarak TEHCİR gerçekleşmiştir.
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
Osmanlı Hükümeti’nin içine
düşürüldüğü çıkmazlar ve savaşın bir çok çephede birden ve bir çok düşmanla
devam etmesi, Ermeni Taşnaksütyun Komiteleri’nin önerdikleri hayâli ülke ve
Ermeniler’in mağdurluk çığlıklarıyla
sığındıkları ve ittifak ettikleri devletler: Amerika, İngiltere, Rusya,
İtalya, Fransa …vb. bir çok devletlerdi ki biz bunlara ”Yedi Düvel” dedik…
Akıl almaz yalan, iftira,
Anadolu Toprakları’nda erkekleri “Seferbirliğe”
çağırılan Müslüman Halka, Ermeni ve
yandaşlarının uyguladıkları kıyım, işkence, akla ve hayâle gelmeyecek
canavarlıklar … Ham hayâl peşinde koşan Ermeniler’in durmadan değiştirdikleri
kurulacak Ermenistan Devleti sınırları, çıkmazlar ve Sevres Adlaşmasına imza
koyan Osmanlı Hükümeti…
Kazım Karabekir Paşa’nın Rus Heyeti ile birlikte Doğu Anadolu
Vilayetlerimizi dolaşarak Ruslar’ın çektikleri fotoğraflar, Türk köy, ilçe ve
şehirilerinin Ermeniler tarafından yakılması,
katliam ve işkenceleri ile yine Kazım Karabekir Paşa’nın Amerika Heyeti’ne
verdiği ibret dolu ifadeler…
Bu rapordan bir bölümü Kazım Karabekir’in ağzından dinleyelim:
“8 Aralık 1917’de on gün
için Ruslar ile savaşın durdurulması emri geldi. On gün sonra da Mütareke emri
alındı. Ocak ayı içinde cephede Ruslar’ın çekildiği; ancak Mütareke
Subayları’yla Ermeni Birlikleri’nin kaldığı anlaşılıyordu.
Ermeniler’in korkunç bir
İslâm kıyımına başladıklarını, yağma ve ırza saldırılarının dayanılmaz hale
geldiğini her yandan kaçıp gelenler anlatıyor, olayları, Rus subaylar da
doğruluyordu. Bu nedenle cephe komutanları Vehip
Paşa ile Odişelidze arasında
uzun yazışmalar oldu. Bu durum IV. Kolordu Ali
İhsan Paşa komutasında Van,
Doğubeyazıt, I.Kafkas Ordusu, benim komutamda Erzurum, Erzincan, II.Kafkas
Ordusu, Yakup Şevki Paşa komutasında
Bayburt, Trabzon doğrultusunda hareket emrini aldılar.
Her taraf, karlarla kaplı
olduğundan, yürüyüş epeyce güçtü. Özellikle Ermeni çeteleri, Erzincan Ovası’na
inen geçitleri tutmuşlardı. Onun için, gece yürüyüşü ile 13 Şubat’ta Erzincan
Ovası’na indik ve o gün akşama doğru Erzincan’a girdik.
Soy kırım yalan değil gerçektir. Bu kırım Osmanlı Rus Harbi yılları
(1877-1878) yıllarında başlayıp Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna kadar devam
etti. Sonra Balkan katliamı, Bosna Katliamı, Kafkas Katliamı, Çin katliamı,
Hocalı katliamı Bulgarista Katliamı ve Kıbrıs Katliamı izledi…
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
ERZİNCAN’IN KURTARILMASI
Erzincan’daki kıyım
korkunçtu… Kimi güzel yapılar ateşe verilmiş, kimi binalar içine doldurulan
İslâm halkla birlikte yakılmış, kuyular insan cesetleriyle doldurulmuştu. Bu
dokunaklı görünüşler, Erzurum Yöresi’nde neler geçtiğini insana tahmin
ettiriyordu. Rus subayları ile birlikte, bu kıyımlar, fotoğraflar ve raporlarla
bir bir belgelendi.
23 milyon kilometrekarelik
Türk Topraklarını parça parça edip bağımsız Bulgaristan, bağımsız Yunanistan,
Bağımsız Ermenistan…vb. devletleri ortaya çıkaranlarTürk Milletine soy kırımı yaptılar.
Çanakkale’ye “Yedi Düvel” karşınında vatanlarını
kurtarmak için öğrenimlerini bırakarak cepheye koşmak mecburiyetinde kalan
13-17 yaşları arasındaki çocuklarımızı kırarak yaptılar. Dünyanın sömürge devletlerinden devşirerek
eğittikleri donanımlı orduları ile ülkemize girenler, çocuklarımızı katlederek Türk’e soy kırım uyguladılar…
Evet,
Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve
onların Osmanlı içinde yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk
ırkını yeryüzünden silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
Şahitler anlatmaya devam ediyor:
“Kış bütün ağırlığıyla
sürmekte olduğundan hiç olmazsa, çevik bir müfrezeyle Erzurum’un yardımına
koşmayı uygun buldum.
Müfrezemiz 22 Şubat’ta
Mamahatun’u işgal etti. Burada sağ kalan kimse bulunamadı. Bütün ahali büyük
bir çukura doldurularak öldürülmüştü. Aşkale,
Yeniköy’den sonra 2 Mart’ta Karabıyık Hanları işgal edildi. Burada Rus Menzil Teşkilatı’ndan kalmış iki yüz ton yiyecekle bir miktar konserve
et, ele geçirildi.
9.Tümeni ve Kolordu ve
Avcı Taburu’nu Erzurum’a doğru
yürüttüm. Kendim de Karargâhımla, Yeniköy’e geldim. 10 Mart’ta
hazırlığımız bitti; ancak Vehip Paşa
Erzurum müstahkem bir mevki olduğu için az bir kuvvetle taarruza geçmeyi uygun
görmüyor, II. Kafkas Kolordusu’nun katılmasıyla taarruzu, ordu ölçüsünde
gerçekleştirmeyi düşünüyordu. Bunu duruma uygun bulmuştum; çünkü geçtiğim
yerlerde hayat kalmadığını görüyordum.
Alacaköy’de bulunan cesetler, insanın aklını oynatacak bir görünüşte
idi. Bütün çocuklar süngülenmiş, yaşlılar ve kadınlar, samanlıklara doldurulup
yakılmış, gençler baltalarla parçalanmıştı. Çivilere asılmış ciğerler; ve
yürekler görülüyordu. Bütün bu acıklı görünüşler Erzurum’a en kısa sürede atılmaya
ve oradaki zavallılara yardıma koşmaya bizi mahkûm etmişti…
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
Ermeniler Müstahkem Mevki
Hattı dışında geniş bir çizgi üzerinde, Ilıca’nın kuzey ve güneyinde bütün Ova Köylerini işgâl etmişlerdi. Ben de
onları geniş bir cephede işgâl ederek ve
kuvvetleri şose üzerinde tutarak Ilıca,
Gez, Erzurum doğrultusunda taarruz emrini verdim.
11 Mart 1918 sabahı
karanlıkta yürüyüş başladı. Kısa bir çarpışmadan sonra Ilıca ele geçirildi.
Gez’de akşama doğru süren bir direnme görüldü; fakat bunlar da bozularak tel
örgülerinin gerilerine atıldı. Bir gece hücumuyla tel örgüler kesilerek
siperlere girildi.
ERZURUM’UN KURTARILMASI
Ermeniler bu durumda şehrin gerilerindeki Müstahkem
Hat’ta çekildiler. Karasu’yun
Kuzeyi’nde akşama doğru oyalama savaşları oldu. Haydarî Boğazı’nda ise Ermeniler ağır bir bozguna uğradılar.
Akşamüstü şehirde bir çok
yangınlar başladı. Gece birlikler şehrin eteğine yaklaştırılarak, tan atarken
hucuma geçildi ve saat beşte şehir işgal edildi.
Ermeniler’in çekilmesini sağlamak,
yangınların söndürülmesine engel olmak için şehirde kalan Ermeni Çeteleri şuradan buradan kaçarak insan öldürmekten geri
kalmıyorlardı.
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
Hasankale’ye kaçan Ermeni
Suvari Alayı’nı kovalamaya başlattım. Erzurum Savaşı’nda Ermeniler (6.000)altı
bin, biz ise (5.000) kişiyle çarpışmıştık. Bizim yaralı ve şehit (150)yüz elli,
Ermeniler’in ise (500)beş yüz, kadar
telefatı vardı.
Erzurum’da bir topçu subay heyeti ve (38)otuz sekiz Rus Subayı görüldü.
Bunlar Ermeniler’in emrinde zorla savaştırıldıklarını söyleyerek özür
dilediler… Bildikleri Ermeni kıyıcılığını bizimle birlikte bir defa daha
gördüler.
Bu görünüşler insanı kendinden geçiriyordu. Halk gözyaşları içerisinde
buradan şuraya koşuyor, kimi oğlunu, kimi babasını, kimi karısını yakılmış ya
da süngülenmiş buluyor, saçlarını yoluyordu.
Kimi sokaklarda ise bir iz bile kalmamıştı. Yalnız son gece, 11-12 Mart
1918 gecesi (3.000) üç bin Müslüman’ı kestiklerini Yarbay Tverdo-Khlebof,
Ruslar’a övünerek anlattıklarını anılarında açıklamıştır.
Hele tiren istasyonunda sanki bir mezarlık,
ölülerini dışarı fırlatmıştı… Evlere doldurulup yakılanlar ise tüyler ürpertici
bir görünüşte idi. Hele Resul Bey’in
Konağı başta olmak üzere, bir çok ev insanı şaşkına çeviriyordu.
16
Mart’ta Horasan’a geçildi. Burada Ruslar’a tutsak düşen ve Dekovil Hattı’nda
çalıştırılan askerlerimizle bir çok köylü istasyona doldurulup bina ile
birilikte yakılmıştı.
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
23 Mart’ta birliklerimiz
1878 Berlin Konferanası’nda belirlenen eski sınırına dayandı. Öte yandan Oltu
yönüne emrime verilen II. Kafkas Kolordusu’ndan bir alayı sevk etmiştim. Bu
Alay 17 Mart’ta Narman İlçe
Markezi, İd’i işgâl etti. Az sonra da sınırı geçerek yörelerindeki Ermeniler’i kovup burada
kendilerine göre bir şûra kuran Oltu Sancak Merkezi’ne girdi.
Türk Ordusu 5 Nisan’da Sarıkamış’a girdi. Koca Kasaba’da tek
bir Rus Ailesi’nden başka kimse kalmamıştı. 25 Nisan’da Kars alındı. Şehirdeki
Müslümanlar daha 1914’te şehri boşalttıklarından buradaki tutsak Türk
askerlerinden kimisinin istasyondan, kimisinin de Baraj Gölü’nden ve Kars Çayı’ndan
cesetleri toplandı.
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
29 Nisan’da Arpaçay’ından geçen eski hududa
varılarak Türk Toprakları Ermeni Çeteleri’nden temizlenmiş oldu.”
Kazım KARABEKİR gibi namus
ve dürüstlüğü savaştığı komutanlarca da belirtilen bir kimsenin o günler
hakkında Amerikan Heyetine sunduğu Rapor elbette bu anlatılanlarla bitmiyor…
15 Mayıs 1919’da Ermeniler
İngilizler’in korumaları ve yardımlarıyla yeniden toparlanmakta yedi-sekiz bin
kuvvete kadar çıkmışlardı. Ayrıca bu ordu birliklerine Ruslar ve İngilizler son
model telsizler, iletişim istasyonları ve teknolojik silahlarla, hatta uçak
yardımı yaparak takviye etmişlerdi. Bütün bunlara rağmen Kazım Karabekir Paşa
bir emirle durdurulmamış olsaydı belki bugün bir Ermenistan Devleti’nden de söz edilmeyecekti; fakat bunu
İngiltere ve Rusya müsaade edecek miydi? Edecekti; çünkü İngilizler Fransızlar
Ermeniler’in yalanlarından ve iftiralarından artık bıkmışlardı.
Ermeniler’in
iftiraları ve yalancı nufus beyanları üzerine Erzurum’a gelen Amerikan Heyetini Kazım Karabekir Paşa’nın Ermeni
Mezarlığını ve Müslüman mezarlığını göstererek:
“ Bakınız Ermeniler’in ölülerine bir de
Müslümanlar’ın ölülerine, aradaki farkı
görünüz… Bu kadar çoğuz diye çığırtkanlık yapan Ermeniler ölülerini yutmadılar
ya…” diyerek yabancı heyeti pratik olarak ikna etmişti.
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
İngiliz
ve Ruslar’ın tezgahladıkları oyunlar bitmiyordu. Ermeniler: “Buralarda bir tek İslâm kalmayacağını ve
hepsini Aras Nehri ötesine atmaya karar verdiklerini söylüyorlardı.” Hatta Erzincan, Erzurum ve Van
Şehirleri’nin ilçe ve Köyleri’nde bir canlı Müslüman bırakmamışlar, kendilerine
direnen Türk gençlerinin ciğerleriyle yüreklerini çıkartarak kanca ve çivilerle
duvarlara astıklarını yine Kazım Karabekir Paşa yanındaki Rus Heyeti’yle
birlikte tesbit ederek fotoğraflarla belgelemiştir. Bugün bu belgeler Rus
arşivlerinde mevcuttur.
İşte bu sebepledir ki
Osmanlı Hükümeti aldığı tedbirlerin yetersiz olduğunu görerek ve Müslüman
katliamların durdurulamadığını görerek: Ermeni
Patrikliği, Ermeni Mebusları, Komite Rüesasına: Ordumuzun vatan müdafası
ile meşgûl iken isyanlara, taarruzlara, imhalara devam olunduğu taktirde
şiddetli tedbirler alacağını bildirdi. Bu ihtara rağmen faaliyetlere devam
edildiği görüldü. Bunun üzerine hükümet 11 Nisan’da evvelâ Ermeni
Merkezleri’ni kapattı. Komite mensuplarını tevkif ettirerek şu kanunu çıkardı
ki bu kanuna TEHCİR KANUNU adı
verilmektedir:
Türkiye’de Baş Komutanlık
yapan General Bronzart Schellendorf’un
Doyce Algemayne Zaytung isimli gazetede yayımladığı makalesinde “Tehcir”le
ilgili olarak:
“Türkler, kıyım için Ermeniler’e doğrudan doğruya herhangi bir sebep ve vesile sormadılar.
Bu itibarla hadise olan her şeyin mesuliyetini, kabahatini bizzat Ermeniler’e
atfetmek yerinde olur. Türk Ordusunun
vaziyeti pek endişeli idi. Ordu müdafaa halinde bulunuyordu. Ermeniler’in tavır ve hareketleri de cesur
istiklâl muharebelerine yakışır bir halde olmaktan ziyâde hainane ve kindarhane
idi.
Ordu, gerisindeki
tehlikeyi devamlı olarak bertaraf etmek için Türk Hükümeti, kati neticeli bir
tedbire müracaatta bulundu.
Hükümet,
bütün Ermeniler’i başka yerlere nakletti. Bu cebri tedbirler Ermeniler’e sert
geldi; fakat bununla beraber bu tedbir Asyalılar için, Avrupalılarda olduğu
gibi, sertlik ifade etmez… Türkler’in bu tavır hareketleri taktir
edilmelidir.”24
Evet, Soy Kırım Yapılmıştır!.. “Yedi Düvel” ve onların Osmanlı içinde
yerleşik Ermeni, Rum ve diğer çeteleri birleşerek, Türk ırkını yeryüzünden
silmek için soy kırım yapmışlardır…
Türk’e soykırım yapılmıştır…
FAYDALANILAN KAYNAK ESERLER
1.
SONYEL. Salâhi R., “Büyük Devletlerin Osmanlı İmparatorluğunu Parçalama Çabalarında Hıristiyan Azınlıkların Rolü”,
Beletten, Ankara, C. XLIX. Sayı 195 (Aralık 1985), s. 649.
2.
“ Türk Kabile İsimlerine Dair,” Makaleler ve İncelemeler, Ankara Türk Tarihi Kurumu,
1987.
3.
ARMAOĞLU, Fahir,
Siyasî Tarih (1789 – 1960) , 2. B.. Ankara,
Sevinç Matbası, 1973.
4.
_, 20. Yüzyıl Siyasî
Tarihi (1914 – 1980), Ankara
Türkiye İş Bankası, 1987.
5.
ATAÖV, Türk kaya, A. Brief Glance at the “Armenian
Question”. Ankara, Sistem Ofset, 1985.
6.
_, A. British Soruce (1916) On the Armeian Question,
Ankara Sstem Ofset, 1985.
7.
BAYUR, Yusuf Hikmet, Türk İnkılâbı Tarihi, C. I, İstanbul Türk Tarihi Kurumu, 1940
8.
BERKES, Niyazi, Türkiye’de Çağdaşlaşma, İstanbul, Doğu- Batı Yayınları,
1978
9.
BURÇAK, Rıfkı Salim, Türk- Rus- İngiliz Münasebetleri
(1791-1941) , İstanbul, Aydınlık Matbası, 1946.
10.
DEMİRCİOĞLU, Halil, Roma Tarihi, C.I, Ankara Türk Tarih Kurumu, 1953
11.
DIAKOV, V,ve
Kolalev, S... İlkçağ Tarihi , çev.
Özdemir İnce, Ankara, Başarıı Matbaası, 1987.
12.
ERZEN, Atif,
Doğu Anadolu ve Urartular, Ankara, Türk
Tarihi Kurumu, 1984.
13.
GROSS, Feliks
The Seizure of politikal Power, New York. Phillosophical, 1956
14.
GÜREL, Şükrü S.,
Kıbrıs Tarihi (1878-1960) : Kolanyalizm, Ulusçuluk ve Uluslar arası politika,
C.I, Ankara Kaynak Yayınları, 1984
15.
GÜRÜN, Kâmuran,
Ermeni Dosyası, Ankara, Türk Tarihi Kurumu, 1983
16.
HERODOTUS, The Histories, Çev, Aubrey de Selin
court, London R, & R. Clark, 1972
17.
HOCAOĞLU, Mehmet
Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezâlimi ve Ermeniler, İstanbul , ER-TU
Matbaası, 1976
18.
HONIGMANN,
Ernst, Bizans Devletinin Doğu Sınırı, çev., Fikret Işıltan , İstanbul,
Ünüversitesi Edebiyat Fakültesi,1970
19.
HOVANNISIAN,
Richard G. Armenia on the Roadto
İndepence, Berkeley and Los Angeles, Üniversity of California,1967
20.
İLER, Erdal,
Ermeni Meselesi’nin Perspektifi ve
Zeytün İsyanları (1780-1880),
Ankara,Türk Kültürünü Araştırma enstitüsü. 1988
21.
İnternanational Encyclopedia of the Soical Sciences C.XI., Newyork,
Macmillan & Free.Press1968.
22.
KARAL, Enver Ziya, Osmanlı İmparatorluğunda
Ermeni Meselesi, Ankara, Dışişleri Akademesi.1971
23.
Osmanlı
Tarihi,C.VAnkara,Türk Tarihi Kurumu,
1947
24.
Osmanlı Tarihi
C.VIAnkara,TürkTarihi Kurumu, 1956
25.
Osmanlı Tarihi,C.VIII,Ankara,TürkTarihiKurumu,
1962.
26.
KURAT, Yuluğ Tekin, Henry Layard’ın İstanbul Elçiliği, 1977-1980 Ankara,
Ünivertesi Basımevi,1968
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder