2 Ekim 2015 Cuma

TEHLİKELİ OYUNLAR; Abdullah Çağrı ELGÜN

TEHLİKELİ OYUNLAR

                      Abdullah Çağrı ELGÜN
Hakkari Şemdinli ve Batman’da yola döşenen bombalar patlatılıyor. Şehitler ebediyete uğurlanıyor. Anneler babalar içten içe, akraba ve yakınlar uzaklardan yanıp yakılıyorlar. Kimi bu acı içerisinde PKK’ya kimi iktidara kimi de şahıslara yönelen suçlamalar ve yakınmalarda bulunuyor. Ölen de öldüren de bu ülke çocukları.  Seksen yedi günde yüz kırk, güvenlik görevlisi şehit edildi. Burada kazanan kim? Bu kişileri birbirleri ile vuruşturan bu ülke üzerinde oyun oynayan ve bu oyunun figüranları kimlerdir? Bilmek ve öğrenmek gerekir. Türkiye, hem içeriden hem de dışarıdan büyük bir tehlike içerisinde uçurumun kenarına doğru itilmek sürüklenmek istenmektedir…Dikkat!..
Karşımızda PKK’nin siyasi uzantısı HDP’nin meclise girmesiyle birlikte alel acele “Meclisi Çalıştırmama” kararı alan iktidar, “1 Kasımda 2015” te seçime gidiyor.  Seçim kararı alan iktidar, seçmenin özgür iradesinin sandığa tezahürünün bir eseri olarak ortaya çıkan ve mutlak derdini halka anlatması ve ne istediğini, ne istemediğini belirtmesi, kendini ifade etmesine fırsat vermişken tam tersi oluyor… İlle de tek parti olarak iktidara geleceğim diyen iktidar, bir zamanlar koyun koyuna olduğu, “Çözüm Süreci” adı ile bir çok ortamda (Olso, Kandil, Dolmabahçe Sarayı, İmralı) yan yana bulunmuştur. Kucak kucağa olduğu HDP ile çözüm üretmek için, “Akil İnsanlar Heyeti” ile de halkın görüş ve düşüncesi doğrultusunda hareket ettiği defalarca görülmüş, gazete ve televizyonlarda boy boy fotoğraflarını sağır sultanlar bile görmüş ve duymuştur… Ayrıca üç yıl boyunca Valilere, Emniyet Müdürlerine, Komutanlara: “Operasyon yapmayın emrini biz verdik. Operasyon yapmayın karakollardan ve kışlalardan çıkmayın, size saldırı olursa savunmada kalın. PKK’ya terörist demeyin. Bizim Sayın Öcalan ile görüşümüz ölçüşmektedir. Sayın Öcalan bizim ufkumuzu ve Türkiye’nin önünü açıyor.”
Denilerek teröristleri kimler neye heveslendirdi? PKK devletin yedide(7/1) birini ele geçirmiş durumda idi… Kimler bunların bu kadar silahları yurdumuzun il ve ilçelerine yığarak cephane deposu haline getirip, yolları mayınladıktan sonra asfaltlayanları seyrettirdi?.. Sonra yine kararlılık gösterdiğini söyleyerek operasyon başlatarak seksen yedi günde,  yüz kırk vatan evladının şehit olmasından sonra bırakıp gitmeleri, istifa etmeleri gerekenler: “Biz hata yaptık. Biz yanıldık.” Diyorlar. Silahların tamamen bırakılması ve üzerine beton dökülmesini istiyorlar… Bu olaylar Avrupa’da veya Japoya’da olsaydı derhal istifa edilir veya harakiri yaparak kendi canına kıyarlardı… Bizde !?..
Bugün şimdi, ne istediklerini halkın gözü önünde Meclis Kürsülerindeki konuşmalarından da rahatlıkla öğrenebileceğimizi düşündüğümüz  HDP’nin, Meclis’te kendini anlatmasına ve kendini ifade etmesine müsaade edilmiyor. Hatta bu yeni yapılacak seçim ile de HDP’nin barajın altına itilerek meclise girişinin engellenmek istenmesinin sebebi nedir?
HDP’yi Meclise taşıyan kim, kimlerdi?.. Şimdi neden mecliste kendini ifade etmesine fırsat verilmiyor? Bu çok düşündürücü bir durumdur!
Bugün tek parti olarak dört yüz millet vekili almak için seçime giderken, çok titizce ve en ince ayrıntılarla yapılmış seçim oylarının bölgelerdeki dağılım oranlarına bakılıyor. HDP, MHP ve CHP seçmenlerinin durumları gözden geçiriliyor. Tek başına iktidara çıkış, ince ayarlarla dizayn ediliyor. Niçin tek başına? Kimden niçin korkuluyor? Koalisyon olursa ne olur veya başka partiler iktidarı kazanırsa ne olur?!. Hepsi bu ülkenin çocukları hepsi bu ülkemizin partileri değiller mi?.. Neyi, kimden, ve ne için, almak isteniyor?.. Diğerlerine niçin bu kadar tahammülsüzlük?.. Gazetelerde yazı yazan  “Ahmet HAKAN” yazarlar önce tehdit ediliyor, sonra evinin önünde kemikleri kırılıyor. Ya tek başına iktidara gelinemezse, düşünülmesi bile iktidarı tedirgin ediyor…
Bunun için de seçim sandıklarının taşınılmasını isteyerek oy veren vatandaşların sandıktan uzaklaştırılması, veya  oy verme oranının düşürülerek HDP’ye gidecek oylara engel olunması mı hedefleniyor?.. Bunun için Karadeniz bölgesinde MHP’nin yok edilmesi, Doğu Anadolu bölgesinde de HDP’nin boynunun kırılması ve tarihe gömülmesi hedefleniyor.
Bu seçim için de sayın Cumhurbaşkanının çeşitli vesilelerle  (Muhtarları toplayarak, Bakanlıkların açılışlarına katılarak, Cumhurbaşkanlığı Sarayında verdiği yemeklerle…vb.) seçim için sahaya inmiş olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Tehlikeli oyunlar devam ediyor. 
Yetkililer sorumlulukları üzerinden atmak, aklanmak ve suçsuzluğunu ispatlamak için birbirlerinin üzerine suç atmağa başlarsa, millet evlatları birbirine düşer. Allah bizi birbirimiz ile uğraşmaktan, kavgalı olmaktan, ve suçlamaktan korusun… Böyle gidecek olursa, daha da ileri giderek valiler, emniyet müdürleri, vekiller birbirine düşman olur.  Bu ise bize fayda değil zarar getirir. 
DIŞARIYA KULAK KABARTIRKEN
Ülkemiz sınırları içerisinde bunlar cereyan ederken, yanı komşumuz Irak parçalanmış, Suriye  birkaç parçaya bölünmek isteniyor. Ülkemiz üzerinde gözü olan ve siyaseti geçmişten bu yana sıcak denizlere inmek ve boğazları ele geçirmek olan Rus ideolojisi de kulaklarımızın dibine dayanmıştır. Gürcistan’ın bir kısım topraklarını işgal eden Rusya, Bugün bizde olması gereken Kırım’ı ince bir siyaset ile elimizden almış, ayak sesleri kulağımızın dibindedir. 
SICAK DENİZLERDE GEMİLERİNİ YÜZDÜRMEKTEDİR. BUGÜN BU HALİYLE YÜZ YILLIK HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR. 
Hava sahamızı ihlal etmekte tepemizde dolaşmakta deneme uçuşları yapmaktadır. Boğazlara dayanmasına ramak kalmıştır. Suriye’de Eset’i güçlendirmek ve ayakta tutmak ve güçlü kılmak için Özgür Suriye ordusunun kontrolündeki yerleri vuruyor; fakat İŞİD’i vurduğunu beyan ediyor!.. Dostlarımızn yurdu yuvası yağmalanıp yerle bir edilirken gıkımız çıkmamaktadır? Bize ne oldu? Biz bu hale nasıl geldik?.. Düşünelim ve yeniden BİR ve BERABER OLMANIN YOLARINI BULALIM. 
Aksi halde çok geç olabilir...
Enerji konusunda “Gaz” konusunda tamamen Rusya’ya bağımlı olmamız da ayrı bir riski beraberinde getirmektedir. İran ile görüşmelerini artırarak  devam ediyor. Amerika üstler kuruyor.  Karadeniz üstünde, uçak gemileri, füzeler, uçak savarlar…vb. müthiş bir silah yığınağı var..
Almanlar ise Rusya ile kol kola olması sebebiyle Amerika’nın hedefindedir. Wolsvagen şirketine yaptığı kıskaç ile başlatığı ekokomik sıkıştırma devam ediyor.  Ukrayna ayrı bir tehlike ile bize uyarılar veriyor. Türkiye’nin silahlı güçlerini gözden geçirilmesi, savunma sanayinin üzerinde daha fazla durulması ve giderek deniz, hava ve kara kuvvetleri gücünü en üst düzeye çıkarmak, çıkarlarımız ve güvenliğimiz için bir mecburiyettir. Yetkililer içeriye ve dışarıya kulak tıkarken ülkemizde ve dünyada neler oluyor, neler olacak, analiz etmek ve dikkatli olmak durumundayız?
Bugün gelinen noktada, hükümet, yapılan hataların sorumluluklarını kamu görevlilerinin üstüne yıkmağa, Valiyi, askeri ve polisi bu işte sorumlu tutmağa çalışmakta ve herkes görevinin gereğini yapmalıydı demeğe getiriyor.
Bu kişileri birbirleri ile vuruşturan bu ülke üzerinde oyun oynayan ve bu oyunun figüranları kimlerdir? Bilmek ve öğrenmek gerekir. Türkiye, hem içeriden hem de dışarıdan büyük bir tehlike içerisinde, uçurumun kenarına doğru itilmek sürüklenmek istenmektedir…Dikkat!.. 
Ankara/Çarşamba, 30 Eylül 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate