TEHLİKELİ
OYUNLAR
Hakkari
Şemdinli ve Batman’da yola döşenen bombalar patlatılıyor. Şehitler ebediyete
uğurlanıyor. Anneler babalar içten içe, akraba ve yakınlar uzaklardan yanıp
yakılıyorlar. Kimi bu acı içerisinde PKK’ya kimi iktidara kimi de şahıslara
yönelen suçlamalar ve yakınmalarda bulunuyor. Ölen de öldüren de bu ülke
çocukları. Seksen yedi günde yüz kırk, güvenlik görevlisi
şehit edildi. Burada kazanan kim? Bu kişileri birbirleri ile vuruşturan bu ülke
üzerinde oyun oynayan ve bu oyunun figüranları kimlerdir? Bilmek ve öğrenmek
gerekir. Türkiye, hem içeriden hem de dışarıdan büyük bir tehlike içerisinde
uçurumun kenarına doğru itilmek sürüklenmek istenmektedir…Dikkat!..
Karşımızda
PKK’nin siyasi uzantısı HDP’nin meclise girmesiyle birlikte alel acele “Meclisi
Çalıştırmama” kararı alan iktidar, “1 Kasımda 2015” te seçime
gidiyor. Seçim kararı alan iktidar,
seçmenin özgür iradesinin sandığa tezahürünün bir eseri olarak ortaya çıkan ve
mutlak derdini halka anlatması ve ne istediğini, ne istemediğini belirtmesi,
kendini ifade etmesine fırsat vermişken tam tersi oluyor… İlle de tek parti
olarak iktidara geleceğim diyen iktidar, bir zamanlar koyun koyuna olduğu, “Çözüm Süreci”
adı ile bir çok ortamda (Olso, Kandil, Dolmabahçe Sarayı, İmralı) yan yana
bulunmuştur. Kucak kucağa olduğu HDP ile çözüm üretmek için, “Akil İnsanlar Heyeti” ile de halkın
görüş ve düşüncesi doğrultusunda hareket ettiği defalarca görülmüş, gazete ve
televizyonlarda boy boy fotoğraflarını sağır sultanlar bile görmüş ve duymuştur…
Ayrıca üç yıl boyunca Valilere, Emniyet Müdürlerine, Komutanlara: “Operasyon yapmayın
emrini biz verdik. Operasyon yapmayın karakollardan ve kışlalardan çıkmayın, size
saldırı olursa savunmada kalın. PKK’ya terörist demeyin. Bizim Sayın Öcalan ile
görüşümüz ölçüşmektedir. Sayın Öcalan bizim ufkumuzu ve Türkiye’nin önünü açıyor.”
Denilerek
teröristleri kimler neye heveslendirdi? PKK devletin yedide(7/1) birini ele geçirmiş durumda idi… Kimler
bunların bu kadar silahları yurdumuzun il ve ilçelerine yığarak cephane deposu
haline getirip, yolları mayınladıktan sonra asfaltlayanları seyrettirdi?.. Sonra
yine kararlılık gösterdiğini söyleyerek operasyon başlatarak seksen yedi günde, yüz kırk vatan evladının şehit olmasından
sonra bırakıp gitmeleri, istifa etmeleri gerekenler: “Biz hata yaptık. Biz yanıldık.”
Diyorlar. Silahların tamamen bırakılması ve üzerine beton dökülmesini istiyorlar…
Bu olaylar Avrupa’da veya Japoya’da olsaydı derhal
istifa edilir veya harakiri yaparak kendi canına kıyarlardı… Bizde !?..
Bugün
şimdi, ne istediklerini halkın gözü önünde Meclis Kürsülerindeki konuşmalarından
da rahatlıkla öğrenebileceğimizi düşündüğümüz HDP’nin, Meclis’te kendini anlatmasına ve
kendini ifade etmesine müsaade edilmiyor. Hatta bu yeni yapılacak seçim ile de
HDP’nin barajın altına itilerek meclise girişinin engellenmek istenmesinin sebebi
nedir?
HDP’yi
Meclise taşıyan kim, kimlerdi?.. Şimdi neden mecliste kendini ifade etmesine fırsat
verilmiyor? Bu çok düşündürücü bir durumdur!
Bugün
tek parti olarak dört yüz millet vekili almak için seçime giderken, çok titizce
ve en ince ayrıntılarla yapılmış seçim oylarının bölgelerdeki dağılım
oranlarına bakılıyor. HDP, MHP ve CHP seçmenlerinin durumları gözden
geçiriliyor. Tek başına iktidara çıkış, ince ayarlarla dizayn ediliyor. Niçin
tek başına? Kimden niçin korkuluyor? Koalisyon olursa ne olur veya başka
partiler iktidarı kazanırsa ne olur?!. Hepsi bu ülkenin çocukları hepsi bu
ülkemizin partileri değiller mi?.. Neyi, kimden, ve ne için, almak isteniyor?..
Diğerlerine niçin bu kadar tahammülsüzlük?.. Gazetelerde yazı yazan “Ahmet HAKAN” yazarlar önce tehdit ediliyor,
sonra evinin önünde kemikleri kırılıyor. Ya tek başına iktidara
gelinemezse, düşünülmesi bile iktidarı tedirgin ediyor…
Bunun
için de seçim sandıklarının taşınılmasını isteyerek oy veren vatandaşların
sandıktan uzaklaştırılması, veya oy
verme oranının düşürülerek HDP’ye gidecek oylara engel olunması mı
hedefleniyor?.. Bunun
için Karadeniz bölgesinde MHP’nin yok edilmesi, Doğu Anadolu bölgesinde de
HDP’nin boynunun kırılması ve tarihe gömülmesi hedefleniyor.
Bu
seçim için de sayın Cumhurbaşkanının çeşitli vesilelerle (Muhtarları toplayarak, Bakanlıkların
açılışlarına katılarak, Cumhurbaşkanlığı Sarayında verdiği yemeklerle…vb.)
seçim için sahaya inmiş olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Tehlikeli oyunlar devam
ediyor.
Yetkililer sorumlulukları üzerinden atmak, aklanmak
ve suçsuzluğunu ispatlamak için birbirlerinin üzerine suç atmağa başlarsa,
millet evlatları birbirine düşer. Allah bizi birbirimiz ile uğraşmaktan,
kavgalı olmaktan, ve suçlamaktan korusun… Böyle gidecek olursa, daha da ileri
giderek valiler, emniyet müdürleri, vekiller birbirine düşman olur. Bu ise bize fayda değil zarar getirir.
DIŞARIYA KULAK KABARTIRKEN
Ülkemiz
sınırları içerisinde bunlar cereyan ederken, yanı komşumuz Irak parçalanmış,
Suriye birkaç parçaya bölünmek
isteniyor. Ülkemiz üzerinde gözü olan ve siyaseti geçmişten bu yana sıcak
denizlere inmek ve boğazları ele geçirmek olan Rus ideolojisi de kulaklarımızın
dibine dayanmıştır. Gürcistan’ın bir kısım topraklarını işgal eden Rusya, Bugün
bizde olması gereken Kırım’ı ince bir siyaset ile elimizden almış, ayak sesleri
kulağımızın dibindedir.
SICAK DENİZLERDE GEMİLERİNİ YÜZDÜRMEKTEDİR. BUGÜN BU HALİYLE YÜZ YILLIK HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR.
Hava sahamızı ihlal etmekte tepemizde dolaşmakta deneme uçuşları yapmaktadır. Boğazlara dayanmasına ramak kalmıştır. Suriye’de Eset’i güçlendirmek ve ayakta tutmak ve güçlü
kılmak için Özgür Suriye ordusunun kontrolündeki yerleri vuruyor; fakat İŞİD’i
vurduğunu beyan ediyor!.. Dostlarımızn yurdu yuvası yağmalanıp yerle bir edilirken gıkımız çıkmamaktadır? Bize ne oldu? Biz bu hale nasıl geldik?.. Düşünelim ve yeniden BİR ve BERABER OLMANIN YOLARINI BULALIM.
Aksi halde çok geç olabilir...
Enerji
konusunda “Gaz”
konusunda tamamen Rusya’ya bağımlı olmamız da ayrı bir riski beraberinde
getirmektedir. İran ile görüşmelerini artırarak
devam ediyor. Amerika üstler kuruyor.
Karadeniz üstünde, uçak gemileri, füzeler, uçak savarlar…vb. müthiş bir silah
yığınağı var..
Almanlar ise Rusya ile
kol kola olması sebebiyle Amerika’nın hedefindedir.
Wolsvagen şirketine yaptığı kıskaç ile başlatığı ekokomik sıkıştırma devam
ediyor. Ukrayna ayrı bir tehlike ile bize
uyarılar veriyor. Türkiye’nin silahlı güçlerini gözden geçirilmesi, savunma
sanayinin üzerinde daha fazla durulması ve giderek deniz, hava ve kara kuvvetleri
gücünü en üst düzeye çıkarmak, çıkarlarımız ve güvenliğimiz için bir
mecburiyettir. Yetkililer içeriye ve dışarıya kulak tıkarken ülkemizde
ve dünyada neler oluyor, neler olacak, analiz etmek ve dikkatli olmak
durumundayız?
Bugün
gelinen noktada, hükümet, yapılan hataların sorumluluklarını kamu
görevlilerinin üstüne yıkmağa, Valiyi, askeri ve polisi bu işte sorumlu tutmağa
çalışmakta ve herkes görevinin gereğini yapmalıydı demeğe getiriyor.
Bu kişileri birbirleri
ile vuruşturan bu ülke üzerinde oyun oynayan ve bu oyunun figüranları
kimlerdir? Bilmek ve öğrenmek gerekir. Türkiye, hem içeriden hem de dışarıdan
büyük bir tehlike içerisinde, uçurumun kenarına doğru itilmek sürüklenmek
istenmektedir…Dikkat!..
Ankara/Çarşamba, 30 Eylül 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder