30 Kasım 2020 Pazartesi

TERÖRİST DEVLET ve HAMİLERİ, Abdullah Çağrı ELGÜN

 TERÖRİST DEVLET ve HAMİLERİ

Abdullah Çağrı ELGÜN

Türkistan Yolunu Kapatan Düşman Seddi:

Türkiye ile Rusya arasında yapılan Kars Anlaşması 1921 Moskova Anlaşması gereğince Türkiye’nin Ermenistan’a müdahale etme hakkı doğmuştur. Osmanlı Türkiyesi dahil Türkistan, Ruslar ile iki yüz yıldır (200) kesintisiz savaş halindedir. Terörist Ermenistan, Türkistan Yolu Üzerine bilinçli ve maksatlı olarak çekilmiş bir Düşman Seddi’dir..

Bu terörist devletçiğin, kendi kendine istikbal ve istiklâlini yoktur! Olmamıştır! Olmayacaktır!..

Ermenistan’a dersini vermek ve “Türkistan’a Açılan Kapı”yı doksan dokuz (99) yıl önce kapatmış olan dış odaklara da kim olduğumuzu yeniden göstermek, Terörist ve Soy Kırımcı Ermenistan ve hamileri: Rus, Alman, İngiliz, Amerika, Fransa’ya da bir ikazda bulunmak için Türkistan’a açılan koridoru boşaltma zamanı gelmiş, hatta çoktan geçmiştir!..

Bu sebeple Karabağ yetmez, Ermenistan’ın tamamını almak, boynumuza borçtur!..

Bazan Barışa, Savaşarak Ulaşırsın:

“Kars Antlaşması”, Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından 13 Ekim 1921’de Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanmıştı! Bu Antlaşmanın üçüncü Maddesinde (3. Mad.) geçen: “Herhangi bir devlet, bu kanunları tanımazsa diğer devletler de tanımayacak!..” olarak belirlenmişti. Ermenistan yıllardır bu anlaşmayı ihlâl etmektedir. Bugünlerde ise defaten ihlâli bozmuştur… “Barış Teklifi” ile bütün ikaz ve uyarılara rağmen, yirmi sekiz yıl önce (28) Azerbaycan’a saldırarak, el koyduğu Karabağ yetmemiş bugün de Azerbaycan’a saldırmıştır. Bu saldırı sebebiyle anlaşma yaptığı devletler: Türkiye ve Azerbaycan’a da  “anlaşmayı bozma, saldırı ve savaş açma hakkı”  doğmuştur!..

Karabağ alındıktan sonra Erivan ve bütün Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan’a dahil edilmedikçe barış yapılmayacaktır!..

Kötü yöneticiler, kötü din adamları ve kötü siyasetçiler elinde aslında, kökleri bir ve kardeş olan bu devletler, çok büyük kırıma uğramış ve düşman oyunlarıyla, birbirlerini öldürüp kırmışlar ve çok büyük katliam ve acılar yaşamış, yaşatılmışlardır. Her iki taraftan da insanların, daha fazla acı çekmemesi için bu kışkırtma, düşmanlık ve savaş haline son verme zamanıdır. Bazan barış, savaş yapılarak sağlanır…Ermenistan’ın tamamı alınmadan barış yapılamaz!..

Bu sebeple Karabağ yetmez, Ermenistan’ın tamamını almak, boynumuza borçtur!..

Ermeni (Arman) Halkına Niçin Devlet Kurdular?

Ermeniler Kaçar Hanedanlığı içinde Revan Boyu olarak önce Türkistan, sonrasında Rusya, tekrar Osmanlı Türkiyesi, son kez de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği içerisinde otonom bir topluluk olarak vardılar. 23 Ağustos 1991’de Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla bağımsız kaldılar. Birbirleriyle tarihen bir ve beraber olan bu halkların, kötü yöneticiler, din adamları ve siyasetçiler eliyle büyük devletler, çıkarları doğrultusunda, bu halkları bir satranç piyonu gibi öne sürerek kullanmakta ve birbirlerine düşman etmektedirler. Artık bu sinsi oyuna son verilecektir!..

Ermeniler (Armanlar), köklerine bakıldığında Kaçar Hanlığı’na bağlı Revan Hanlığı’ndan ibarettir…Yani bu halk Armanlar, 1000’li yıllar içinden gelen Türkistan Halkı ve topluluğudur. Geçmişteki arma ve sembollerine bakıldığında da Ermeniler’i tanımak mümkündür… Armaları çift başlı Kartal ve Aslandır. Bu sembolün, tarihte birçok beylikler ve milletlerin: Alman (Germen), Almanya, Pers, Yunan, Selçukluların da sembolü olduğu görülür. Böyle olunca Ermeniler’in köken halkının Türkistanlı olduğu anlaşılır…

Ermeniler (Arman), Altınorda Devletinin yıkılıp, parçalara bölünmesinden sonra oluşan: Kırım, Kazan, Sibir, Tatar, Astrahan, Volga Hanlıkları içerisinde yaşamaktadırlar.  1827’de Kaçar Hanlığına bağlı Revan Boyu, Rus Komutan Paskeviç tarafından ele geçirildiğinde, “Oblast” adı ile Rusya’ya dahil edilmiştir. Bu tarihlerde yüzde yirmi bile olmayan Ermeni (Arman) nüfusu, İran’dan davet edilen Ermeniler ile birlikte % 48’e kadar yükselmiş, Osmanlı İmparatorluk Türkiyesinin yıkılmasıyla, Türkiye’den “Tehcir” yoluyla gelen Ermeniler ile birlikte bu sayı  % 70’e ulaşmıştır. Yani Ermenistan denilen bir devlet ne önceden vardır ne de sonrasında!..

Türkistan’a açılan yolu kapatmak ve Türkiye’nin kökleri ve akrabaları ile irtibatını kesmek üzere özellikle, Rusya’nın desteğiyle ve diğer büyük güçlerce: “Suni, Paravan, Kukla ve Piyon Devletçik” Ermenistan’ı kurdular!.. İsimleri, hayat tarzları, gelenek ve görenekleri Türkistan Halkından hiçbir farkı olmayan bu halk, birlikte yaşadığı büyük topluluklardan koparılarak ayrıştırılıp düşmanlaştırılarak devletleştirilmiştir!.. Bugün Asya topraklarında yaşayan Bağımsız, Otonom ve Özerk olarak birbirlerinden koparılmış Türk Cumhuriyetler gibi… 

Büyük devletlerin siyaset oyunlarına alet edilen Ermenistan, o dönemin çıkar çatışmaları sebebiyle, stratejik öneme sahip ve yüzde yüz Türk toprakları olan Erivan başkent yapılarak, Türkistan yolunu Türkler’e kapatmak amacıyla kurulmuştur.

Ermeniler, çeşitli devletler içerisinde (İran, Irak, Almanya, Yunan, Rusya, Osmanlı Türkiyesi) yaşayan dağınık bir topluluk olup, doksan dokuz (99) yıl öncesinde böyle bir “devlet” yoktur.  Başka devletlerin içinde azınlık topluluklar olarak yaşayan Ermeniler, büyük devletlerin kışkırtma ve yönlendirmelerine her daim müsait parçala, yönet veya yut politikasına kurban edilmiştir!..

Ermenistan topraklarının tamamı Osmanlı Türkiyesine aittir. Ermenistan 45 yıl boyunca yaptığı terör, öldürme, katletme, işgaller ve nihayet “Türkler’e, Soykırım Yaptırılarak” Ermenistan Denilen Terörist ve İşgalci Bir Devlet kurdurulmuştur. Ceberrut uygulamalar ve terörist eylemlerle, Osmanlı Türkiyesi ve Azerbaycan topraklarına sürekli saldırtılmakta, işgal ile katliam yapmakta ve Türk halkına soykırım uygulamaktadır. Bu ise kabul edilebilir bir durum değildir… Terör ve işgalleri destekleyen ve arka çıkan devletler de terörist ve işgalcidirler. Ermeni Destekçileri: Rusya, İran, Almanya, Fransa, İngiliz ve Amerika’dır...

“Ermenistan”: Büyük devletlerin fikrî birliği ile Bütün Türkler’in birleşerek kurmak istedikleri “Turan Devleti”ni gerçekleştirebilirler korkusu sebebiyle kurduruldu! Ruslar desteğinde Fransızlar, Almanlar, İran, İngiliz ve Amerikalılar, Türkistan’a giriş ve çıkış yolunu kontrol altında tuttular, hatta kapattılar. Kardeşin kardeş ile alış verişi haberleşme, konuşma ve gidip gelme bağlantılarını koparttılar!..

Bu sebeple Karabağ yetmez, Ermenistan’ın tamamını almak, boynumuza borçtur!..

Geçmiş Geleceğimizi Aydınlatır!..

Geçmiş Dönemlerden hatırlayalım: Cuci (1225-1227), Batuhan (1235-1241), Sertak (1255-1256), Ulakçı (1256-1257), Berke (1257-1266), Nogay (1261-1299), …; Toktamış (1375-1397), …

 Batuhan’ın kurduğu Altınorda Devleti, nasıl yıkıldı? Altınorda Devleti Hanı Berke ilk Müslüman Türk olarak bölgenin tamamını Müslümanlaştırmıştı. Hülağu Han, Berke’ye savaş açtığında Türk ve Müslüman Memluk Hakanı Baybars’ın (1223-1277), Hülağu Han’a (1218-1265) yardım etmesi ve Berke’yi yendirtmesi çok şaşırtıcı değil midir?..  

Sonraki yıllarda Altınorda Han’ı Uluğ Muhammet Han (1419-1445), Rus Kinezliği üzerine yürüyüp Moskova’yı yerle bir etmişken, Rus Kinezi ile anlaşan Kırım Hanı, Altınordu Devletinin başkenti Saray’ı yerle bir edip, bütün Müslümanları katletmesini anlamak mümkün mü?..

Uluğ Muhammet Han döndüğünde, bu katliam karşısında üzüntüden kahrından ölür!..

Timur: Altınorda Han’ı Toktamış’ı, üç kez Altınorda Devleti’nin başına getirir? Toktamış, kendini her zorlukta koruyan ve iktidara yeniden yeniden getiren Timur’a, her kargaşalıkta Rus Kinezliği ile birlikte olup saldırır ve Timur’u yıkmak ister; fakat buna rağmen Timur, Altınordu Devleti’ni parçalara bölmemiştir!..

Altınorda Han’ı Uluğ Muhammet Han’dan sonra koca devlet beş parçaya bölünür: Kırım, Astrahan, Sibir, Kazan, Volga Hanlıkları orya çıkar… Hanlıklar bölününce birbirini yerler… Zayıf Hanlıklar Moskova Kinezliğinden yardım ister. Böylece, Rusya Kinezzliği Türk Hanlıklarını kullanarak ve birbirleriyle savaştırarak, hepsini tek tek ortadan kaldırır!.. Yükselmeğe başlar.  Kinezlikleri birleştirip Rus Devletini kurar!

Kırım, Türk ve Müslüman olduğu halde niçin Ruslar ile birlikte Altınorda’ya saldırmıştır?..

Bugün Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan “Nahçivan, Karakalpakistan, Gagavuzya, Sincan Özerk Bölgesi; Dağıstan, Altay, Balkar, Hakasya, Karaçay; Tuva, Yakutistan, Başkurtistan, Tataristan, Çuvasistan; Afganistan, Pakistan, Bangladeş”  ile aynı dili, dini, kültürü ve tarihi paylaştıkları Türkistan Halkı oldukları halde, niçin Azerbaycanlı kardeşlerine yardım etmiyor, asker gönderemiyor?..  Kimi “otonom” kimi “özerk”, kimi de “tam bağımsız devlet” olalı kırk (40) yıla yaklaştığı halde, yan yana gelip birleşemiyorlar?.. Hatta kırk yıl önce, bu devletlerin, henüz bağımsız kaldıkları anda “Doğu ve Batı Almanya” gibi hemen birbirleriyle, (Birleşik Türkiye, Birleşik Türkistan, Birleşik Türk Devletleri) adları altında birleşmeleri gerekmez miydi?.. Dikkat ile baktığınızda göreceğiniz gibi devletlerin buhranlı, zayıf, kargaşalı ve fetret dönemleri olur: Batu Han’dan sonra Altınorda Devletinde yirmi (20) yılda on beş (15) Han yer değiştirmiş ve Uluğ Muhammet Han sonrasında bu koca devlet, beş Hanlığa bölünmüş ve sonrasında Rusların egemenliğinde yaşamağa devam etmişlerdir.    


Osmanlı Türkiyesi son dönemlerinde öyle zor günler geçirmiştir ki kimi zaman bir hafta, bir ay hatta kimi zaman da günde bir, Hakan değiştirir olmuştur!.. Türkiye’de bunu yaşamıştır!..

Mete, Bumin, Bilge Tonyukuk torunları Çin’de Han sülalesi olarak 1125 yıl kaldıktan sonra varlıkları Çin kültüründe erimiştir. Sincan Uygur ve Uygur Özerk Bölgesi dışında tam olarak bilinen 100 milyon, bilinmeyen 5-6 yüz milyon Türk yaşamaya devam etmektedirler…

Cengiz, Timur Devletinin büyük çoğunluğu Çin’in egemenliği, bir kısmı da Cengiz’in torunları Babür, Hümayun Şah, Şir Şah Suri, İslâm Şah Suri, Ekber, Cihangir, Şah Cihan; Hindistan, Afganistan, Pakistan, Bangladeş (Doğu Pakistan) altında kısmen kendi benliklerini unutmuş veya hayat sürdüğü kültürlere direnerek yaşamağa devam etmektedirler.

Bu sebeple Karabağ yetmez, Ermenistan’ın tamamını almak, boynumuza borçtur!..

Rus’un Yayılmacı Politikaları:                          

Son gelinen noktada Türk’ün prensibi: “Yurtta sulh, cihanda sulhtur”; fakat “Barış” bazan savaş ile sağlanır!.. “Barışı” bozan Ermenistan’a dersini vermek bugüne kadar işgal ettikleri topraklarda yaşama hakkı verdiği için Türk milletine teşekkür etmesi gerekirken saldırması “ateşkesi” bozarak Azerbaycan’ı işgale kalkışması bardağı taşıran son damladır!..

Ermenistan, işgalci bir devlettir.  Türkiye topraklarında adı “Kürt” olarak savaşan teröristler de Kürt değildir! Bunlar da geçmişteki Ermeni ASALA örgütüdür!.. Son yüz yılda en çok soy kırımına uğrayan ve susan ve bu soy kırımına sabreden millet yine Türk Milletidir.

 Türkler’e “Soykırım” yaparakErmenistan” denilen terörist ve işgalci bir devlet kuran ve sürekli terör estirerek vatan topraklarını işgale kalkan hainlere, cezası derhal verilecektir… Bugün suskunluğumuz bozulmuştur. Durma zamanı değil gereken dersi verme zamanıdır. Bu ders en sert ve en öldürücü darbeyle verilecektir!..

Cephelerde vurulan, öldürülen çoğu teröristlerin üzerinde “Ermeni Pasaportu” çıkmaktadır. Bu ise Türkiye’nin beka meselesidir. ASALA’da budur! PKK’da budur! Ermeni de budur!.. Bu da İran üzerinden beslenmektedir. Mühimmat, cephane yine buradan, Almanya, Fransa, Rusya, Amerika ve İngiltere’den gitmektedir. Yakalanan ve konuşturulan bu teröristlerin üzerinde, çoğu kez Alman, İran, Fransız, Rus Amerikan ve İngiliz uyruğuna kayıtlı olduklarını gösteren, pasaportlara çıkmaktadır…

Bunun için Azerbaycan ve Türkiye kesin bir çözüm için 28 yıl önce işgal edilen Karabağ’ın tamamını almalı ve Türkiye, Azerbaycan da “TEK DEVLET” olarak bütünleşmelidir!..

“İki devlet bir millet” safsata, safça ve safiyâne, düşmanlarımızca uydurulmuş koca bir yalandır!  Nerede olursa olsun, bütün Türkler:  “TEK DEVLET TEK MİLLETTİR!..”

1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na 19 Mayıs 1919 kadar geçen kırk iki (42) yıldır yapılan terörist eylemler sonucu özel olarak Türkistan’ın geçidini kapatmak maksatlı kurdurulmuş Terörist Devlet Ermenistan tamamen ortadan kaldırılarak, bu çıban Türk vücudundan temizlenmelidir. 28 yıl önce Karabağ işgal ederek bugün de Azerbaycan’a saldıran ve “ateşkes (BARIŞ)” önerimizi dinlemeyen, bu hayırsız evlada dersini vermek ve dünya âleme, Türk adını ve haklılığımızı yeniden haykırmak en büyük fırsattır… Safiyâne uydurulmuş “İki devlet bir millet” safsatası, düşman oyun ve tuzağından başka bir şey değildir! Bu bir fırsattır! Her fırsat yüz yılda bir doğar. Türkiye ve Azerbaycan TEK DEVLET TEK MİLLETTİR!.. Derhal birleşmelidir!..

Bu sebeple Karabağ yetmez, Ermenistan’ın tamamını almak, boynumuza borçtur!..

Rus’un Rulet Oyunu:

Rus Ruleti tutmadı!.. Putin‘in hamlesi PKK’yı Ermenistan’a getirip silah ve cephaneyi yığmışlardı. Bir sabah ansızın Ermenistan’ın Azerbaycan’a girmesi Ruslar’ın oynadığı Rulet’ti… Ermeni’nin bu şımarıklığı, Rusya’nın isteğiyledir! Ermenistan yine santraç tahtasında bir piyondur. Rus (Putin): İdeali, yayılmacı politikasından asla vaz geçmemiştir, vaz geçmez!..            Tarihe bir bakın 200 yıldan fazla Ruslar ile gizli ve açık aktif savaştayız!.. Putin, Ermenistan’da bir zafer ilan ettikten sonra, Türkiye’yi burada da durmak maksatlı Suriye’de bir Kürt Devleti kurmak istemektedir. Böylece İslâm ülkelerine uzanacak Türk kolunu kökünden kesmek istemektedir!.. Türkiye bu oyunu şimdilik bozmuş gibi gözükse de gelecek için Rus’un oyunu askıdadır. “Barış” taktiği Ruslar’a yaramıştır!.. Bu sebeple “Barış” yapılmadan önce Ermenistan’ın tamamı ortadan kaldırılacaktır!.. Dünü mutlaka görün!..

Rusya politikası yayılmacılık üzerine kuruludur. Osmanlıdan koparttığı şehir ve toprakların üzerinde bugün (Litvanya, Letonya, Estonya, Slovakya, Erdel, Gürcistan, Kırım, Azerbaycan) Rusya oturmaktadır. ABD’de Rusya’da iktidara gelen kim olursa olsun strateji ve politika hiçbir şekilde değişmemektedir!.. Sovyetler’in dağılmasından sonraki şu “birkaç yıl” içinde Putin: Gürcistan, Kırım, Moldova, Suriye, Mısır’a kalıcı olarak yerleşerek yıllardır hayalini süsleyen sıcak denizlere (Akdeniz) inmiştir!.. Bu Türkiye için büyük tehdittir!..

Rus oyun ve tuzağı Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan’da görülmüş; fakat tesirli olmamıştır. Bu güçsüz devletler diken üzerindedir. Bu sinsi taktik ve manevraların, yayılmacı Rus için yarın tekrar yapmayacağını kimse garanti edemez!.. Türk’ün toprağı olan Karabağ’ın tamamının bile (% 40)’nı henüz alamamışken, Azerbaycan sınırına asker yığacak olan Rus’un, Azerbaycan Hükümeti içindeki yandaşlarını, yarın makam ve para ile satın alarak, Azerbaycan’a bir hükümet darbesiyle el koymayacağını kim garanti edebilir?.. Türkiye ve Azerbaycan Tek Devlet Tek Millettir!.. Onun için de Azarbaycan ve Türkiye derhal birleşmelidir!..

ABD, İngiltere ve Israil’in Suriye’de kuramadığı Kürt Devleti’ni bu defa Rusya kendisi kurmağa kalkışmıştı… Şimdi Türkiye’nin hamle zamanıdır… Arkasından, Suriye’ye dönüp, Suriye vatandaşlarımızı yeniden memleketlerine yerleştirmek ve oralarda ve ötelerinde ileri karakollar oluşturmak gerekecektir. 

Putin çok kötü bir darbe yemiş ve Ermenistan’ın hayatını heba etmiştir. Ruslar’ı arkasına alan Ermeniler oynadığı Rus Ruletiyle kendi hayatını riske atmış, kendi kendini vurmuştur…

Türkiye, Azerbaycan: “İKİ DEVLET BİR MİLLET” saftirikliğini bırakıp, “TEK DEVLET TEK MİLLET” olarak birleşebilirler ise Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Suriye, Libya ve Kırgızistan’da oynanan oyunları da bir santranç oyunuyla halletmek Türkiye’ye için basit bir hamle olacaktır!..

Suudi Arabistan ABD ile bir olup Türkiye’ye ambargo koymaktadır; fakat bu en büyük talihsizliktir. Birleşik Arap Emirlikler, İsrail ile savaşacak ve birbirleriyle yiyerek yok olacaklardır. Mısır, Rusya yönetimi yine büyük darbelere sahne olacak ve nihayet Birleşik Arap Emirlikleri Türkiye üzerine gönderilecek; fakat bunlar da tamamen yok olup gideceklerdir… Sonra Ermenistan’ı sürekli silah ve cephane yığınaklarıyla destekleyen ve Türk’e ihanetten hiçbir zaman geri durmayan İran’ın tek tük Azeri’si tek tük Acem’i ile Terörist Ermenistan ve Destekçileri de gereken derslerini Türkiye’den alacaklardır.

Bu sebeple Karabağ yetmez, Ermenistan’ın tamamını almak, boynumuza borçtur!..

Yaşasın Türkiye Azerbaycan Birliği 

Yaşasın Türkistan, Yaşasın Kızıl Elma! Yaşasın Turan!..

KAYNAKLAR:

1.     https://tr.wikipedia.org/wiki/Ka%C3%A7ar_Hanedan%C4%B1

2.     https://tr.wikipedia.org/wiki/Ermenistan

3.     https://tr.wikipedia.org/wiki/Ermenistan_tarihi

4.     https://tr.wikipedia.org/wiki/Kars_Antla%C5%9Fmas%C4%B1

5.     https://tr.wikipedia.org/wiki/Moskova_Antla%C5%9Fmas%C4%B1

6.     https://tr.wikipedia.org/wiki/Bar%C4%B1%C5%9F_antla%C5%9Fmas%C4%B1

7.     https://www.google.com/search?q=Kars+Antla%C5%9Fmas%C4%B1&safe=off&tb

8.     http://unalyildiz.blogspot.com/2015/12/bilinen-ilk-turk-hz-nuhun-oglu-yafesin.html

9.     https://tr.wikipedia.org/wiki/Karaba%C4%9F_Sava%C5%9F%C4%B1

10. https://turk.injil.me/from-the-books-noah/

11. https://www.haberler.com/turkiye-ye-komsu-olan-ulkeler-iran-yunanistan-12669898-haberi/

12. http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=114642

13. https://tr.wikipedia.org/wiki/Rusya

14. https://tr.wikipedia.org/wiki/Banglade%C5%9F_Kurtulu%C5%9F_Sava%C5%9F%C4%B1

15. https://www.kulturportali.gov.tr/portal/hindistan-turk-devleti--delhi-turk-sultanligi---1206-1413-

16. https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_devletleri_listesi

 

 


14 Kasım 2020 Cumartesi

TÜRK HALKI ZOR GÜNLER GEÇİRİYOR; Abdullah Çağrı ELGÜN

TÜRK HALKI ZOR GÜNLER GEÇİRİYOR.

Abdullah Çağrı ELGÜN

Etrafımızda alev alev yanan ormanlarımız, içerimizdeki terör uzantıları ve yaktıkları ciğerlerimiz… İktidarsa yaraları sarmak ve halkın zor zamanlarında yanında olmak yerine, ödedikleri fahiş ÖTV, KDV ve Gelir vergileri ile devlete para akıtan halka, sesleniyor ve ondan para istiyor…

Pandemi sebebiyle siftahsız kepenk kapatan esnaf ve yerlerde sürünen halka da bir Cami İmamının Minberde veya Kilise Papazının Ambon’da takındığı tavır ve eda ile bollukta şükür, yoklukta sabır, tavsiyesi ile İban Numarası veriliyor. Gizli ve açıktan kesilen vergilerle canına kastediliyor, açıktan selâsı verilirken, Türk halkı zor günler geçiriyor.


Takdire Şayan Üç Şey ve Söze Sadakatsizlik Sebebiyle Güven Kaybı:

1)Kıbrıs Magosa’nın açılması; ama tamamını açmak gerekir.

2) Azerbaycan’a saldıran Ermenistan’a karşı kardeşlerinin yanında olabilmek…

3) Çin’de Uygurlara yapılan zulme karşı çıkmak ise takdire şayandır.

20 yıldır terörü bitireceğiz, diye nutuk atarak iktidarı elinde bulundurmak büyük hile, tilki kurnazlığı ve manevra olsa gerek!.. Bütün bunlara rağmen ne terör bitmiştir ne de iktidar yerinden gitmiştir. Teröristler, büyük bir cüret göstererek hâlâ ormanlarımızı yakmakta, şehirlerimizi bombalamakta, yol kesmekte, adam öldürmekte ve terör estirmeğe devam etmektedir.  Yani söz verilen terör bitmemiştir. 

Polis, Hemşire, Öğretmen’e vâdedilen 3.600 Gösterge her iki dönemde de yerine getirilememiştir. Bu sebeple de iktidar, takdire şayan üç şeye rağmen, söze sadakatsizlik sebebiyle mevcut iktidar güven kaybına uğramıştır.

Orman Güvenliği:

Ormanlarımızı yakanlar, sadece ormanlarımızı yakmıyorlar. Ciğerlerimizi nefessiz bıraktıkları gibi ormanlarımız içinde yaşayan binlerce nadide canlıları da cayır cayır yakıyorlar.  Binlerce canlıyı yok eden bu katillere Müebbet Hapis vermek yetmez!.. Bu şahısların yedi sülâlesi araştırılıp bulunacak; çünkü: “Hainin soyu da haindir!..” Bu sebeple bunlara Devletin kamuya ait kapıları tamamen kapalı olacak! Yedi sülâlesi kamu kurumlarından herhangi birine memur olarak giremeyecek ve çalışamayacaktır… Bu vatan hainleri ve onların yedi sülalesine, yaktıkları orman fidanları sayısınca, yeniden fidan diktirilmeli Ormana ve araziye zararın bedeli yedi sülalesine taksit taksit yansıtılarak ödettirilmeli yaktıkları ve yerine diktirilecek fidanlar gür bir ağaca dönüşüp olgunlaşıp ormanlaşıncaya kadar, bulundukları polis noktasına her gün, sabah ve akşam gelip tekmil vererek ve sürekli güvenlik güçlerinin nezaretinde ve gözetiminde bulundurulmalılar…

Yapılan Yanlış Uygulamalar:

Baz İstasyonu kurarak halka zehir saçanlara yanlış yere baz istasyonu kurmaktan dolayı kesilen yedi milyarlık (7.Milyarlık) cezaları affedilebilir mi? Halkı zehirleyen ve halkın tüyü bitmemiş çocuklarını, elektromanyetik, kozmik akımların etkisinde, şoka sokan ve beyin hasarlarına ve daha nice bilinmeyen hastalıklara yol açan, bu baz istasyonları ve bunları yanlış yere kuranlar, affedilebilir mi?.. Bu hangi vicdanla bağdaşır?.. Hükümet bunları affettikleri yetmiyormuş gibi şimdi de baz istasyonlarını serbest bırakmak için kanun çıkarıyor. Bu nasıl bir halk düşmanlığı, insanlık kini; veya rant, sormak gerekmez mi?

Halkın sağlığı sebil çeşme suyu gibi halktan habersiz dağıtılıyor. Bu da yetmiyor deniz sahillerimizdeki kamuya ait araziler, kurulan vakıflar yoluyla ele geçiriliyor, yandaşlara peşkeş çekiliyor. Olağanüstü bir hal olmamasına rağmen, insanların en temel hak ve hürriyetlerden olan sendika yürüyüşleri, grev, boykot ve eylemlere izin verilmeyerek engelleniyor. En temel haklar kısıtlanıyor.

Devlete Atanan Kadro:

Yazılan ve çizilenlere biraz olsun kulak verin!.. Ey halkım! Sizin de yapacağınız şeyler var!.. Düşünmeniz, akıl etmeniz, Sorgulamanız ve probleme ve problemleri ortaya koyanları sahiplenmeni… Gerektiğinde her yerde düşündüğünüz doğruları ve yanlışları ortaya koymanızdır… Oy verdiğiniz kişileri sorgulamanız ve hesaba çekmenizdir… Doğruysa doğru, eğriye eğri olduğunu cesaretle söylemenizdir.

2005’te AKP iktidara geldiğinde Devlette Kamu Görevlisi sayısı 2.000 idi. Bugün bu oran nispeten yükselmiş olmasına rağmen, % 2.5 oranıyla Şili’den bile geride kalarak, sonuncu durumda bulunmamız bize, ayıp olarak yeter de artar bile!..

Kamuda dağıtılan kadrolarda işe, branşa, kişinin okuduğu uzmanlık alanlarına göre olmayıp, “adama göre iş” formülüne dayanan: “Liyakat, ehliyet, kariyer, hizmet yılı, uzmanlık alanları” bir tarafa bırakılarak:

 “Hanımım, oğlum kızım, akrabam, yakınım, benim adamın, partilim, bizim ekipten” anlayışı ile yandaşlara verilerek 5.000’e çıkarmıştır; fakat kamu kurumlarında da hâlâ özelleştirmeye devam edilmektedir. Özelleştirilen fabrikaların büyük çoğunluğu el değiştirdikten sonra üretime devam etmemiş ya tamamen kapatılmış ya da arsası veya içindeki malzemelerle birlikte, başka birine devredilerek, çürümeye terk edilmiştir.

 “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” demek, yerinde ve çok doğru olur!..  

Maaş Ödemeleri ve Adaletsiz Uygulamalar:

Örneğin: Emniyetten Emekli Bir Baş Müfettiş 9.000 küsür maaş alırken, Emekli bir Baş Öğretmen yani Okul Müdürü 4.000.TL maaş almaktadır. Lise Mezunu bir astsubay 5.750 emekli Maaşı alırken. Yüksek Lisans yapmış Uzman bir emekli öğretmen 3.850.TL maaş almaktadır… TEDAŞ’tan emekli ilkokul mezunu çaycı 5.800TL emekli maaşı almakta iken yine Sosyal Güvenlik Kurumundan Emekli bir hizmetli 2.850TL maaş alabilmektedir…

Bugün fiilen çalışanların da farklı Kurumlar arasındaki maaşları ve maaş farklılıkları ve  bu yanlış uygulama devam etmektedir…

Ayrıca: “Sözleşmeli, Kadrolu”, SSK (4A); BAĞKUR (4B) 657 Sayılı Devlet Memuru da (4C) kapsamına dahil edilerek, bir akıl kargaşası ve bilinmezlik zırhına sokulmuştur. 

En kötüsü de “Sözleşmelilik” esasına dayalı, “Öğretmen, Hemşire, Asker ve Doktor”dur. Bu tarz bir uygulama ise çalışanlarımızda güvensizlik hissi uyandırırken geleceği garanti olmayan çalışanları, gelecek kaygı ve endişeye sürüklemiş ve nedeyse psikolojisini bozmuş ve bozmaya devam etmektedir… Hakkaniyete aykırı, bu adaletsiz uygulamaya bir an önce son verilmelidir.

Üstelik de bu memurlar arasında aynı tahsil, aynı kariyer aynı hizmet yılı vb… kriterleri aynı olmasına rağmen, aynı birimde çalışan memurların aldıkları maaşlar arasında da büyük uçurumlar bulunmaktadır…

Devletteki Kadro Sayıları ve Dünya Devletleri ile Karşılaştırma:

Diğer ülkelere baktığımızda da kamudaki durumumuz daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır; çünkü Türkiye ülkelerin en alt sırasında yer almaktadır…


Ülkeler ve Kamuda Nüfus Oranı Yüzdesine Göre Memur İstihdam Oranı

Ülkeler                 Yüzde %        Ülkeler                       Yüzde %

1.Slovenya            41.9            14. Finlandiya                  10.4

2.Polonya              36.4            15. Kanada                       8.15

3. İsrail                  29.1            16. Brezilya                      7.90

4. Fransa                24.8            17. Macaristan                 7.80

5. Çin                     20.2            18. Çek Cumhuriyeti       6.96

6.  Güney Afrika    19.6            19. İrlanda                       6.19

7. İtalya                 16.1             20. Japonya                     6.00

8. Almanya           15.6             21. Avusturya                  5.44

9. İspanya             15.2             22. Yeni Zelanda             5.37

10. İngiltere          14.2             23. Rusya                         2.90

11.ABD                14.0             24. Yunanistan                 2.56

12.Hollanda          12.0             25. Şili                             2.50

13.İsviçre              11.4             26. Türkiye                      2.43    

 

2020 İtibariyle Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdarelerine Ayrılan Bütçe, Bazı Kurumların Çıkartılmaları ile Aşağıdaki Gibidir:

 

Cumhurbaşkanlığı                                 3.152.937.000

Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı     2.182.381.000

Diyanet İşleri Başkanlığı                     11.519.609.000

Yargıtay                                                     505.290.000

Danıştay                                                    210.775.000

Sayıştay                                                     412.090.000

Adalet Bakanlığı                                  19.751.360.000

Millî Savunma Bakanlığı                     53.859.342.000

İçişleri Bakanlığı                                    9.672.218.000

Jandarma Genel Komutanlığı              22.968.117.000

Emniyet Genel Müdürlüğü                  38.973.189.000

Sahil Güvenlik Komutanlığı                  1.128.824.000

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü               2.511.171.000

Afet ve Acil Durum Yön.Başkanlığı     1.637.171.000

Hazine ve Maliye Bakanlığı               468.270.853.000

Millî Eğitim Bakanlığı                       125.396.862.000

Sağlık Bakanlığı                                   58.875.829.000

Kültür ve Turizm Bakanlığı                   5.127.247.000

Aile, Çalış.ve Sos. Hiz. Bak.              125.809.131.000

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı               7.939.333.000

Gençlik ve Spor Bakanlığı                   17.810.481.000

Tarım ve Orman Bakanlığı                  40.302.916.000

Genel Toplam                         :      1.082.021.197.000

Sğlık Bakanlığı: 58.875.829.000 MEB: 125.396.862.000 Millî Savunma, İçişleri, Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik, yani kısaca “güvenliğe” ayrılan bütçe: 126.601.690.000 53,9 milyar lira, Tarım ve Orman Bakanlığına 40,3 milyar lira, Emniyet Genel Müdürlüğüne 39 milyar lira ödenek tahsis edildiği görülmektedir.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı için ayrılan ödenek 29 milyar lira, Jandarma Genel Komutanlığına ayrılan ödenek miktarı da 23 milyar lira nasıl olabiliyor, şaşırmamak elde değil!..   Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay’dan tamamen vazgeçilmiş olduğu, “güvenlik” için neredeyse bütün imkanların (144 Milyar) kullanıldığı görülmektedir.

Diyanetin bütçesi 12 Milyar; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Bütçesi 8 Milyardır!.. Emniyet Genel Müdürlüğünün Bütçesi 40 Milyardır… Ailenin ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Bütçesi ise 125 Milyardır. Hangi aile, nasıl, ne şekilde buradan yararlandığı da meçhuldür!.. Eğitime ayrılan pay ile halkın sağlığına sunulan pay da insanlarımız ve geleceğimize ne kadar değer verildiğini açıkça göstermektedir…

İktidar, Başkanlık, Genel Müdürlük ve Bakanlıklara ayrılan bütçeye bakarak adaletsizliği ortaya koymaktadır. Arabalara konulan vergilerle ne memur ne bürokrat ne de orta halli bir vatandaşın araba alması bir mucizeye dönüşmüştür. KDV, ÖTV, Gelir Vergisi milletin belini bükmüş, doğrulamaz ve kıpırdayamaz hale getirmiştir.

Ödeme Garantili Otoyol, Hasta Garantili Hastane, Geçit garantili tüneller … Mütaitlere bu garantiler verilirken “Kalite Garantisi” hiç mi düşünülmemiş, istenmemiş?.. Böyle olunca yıkılan Hastane, bozulan Yol, çöken Tünel, Köprü, Tüp Geçitin paraları, yine vatandaşın cebinden çıkıyor. 

Örneğin: Bir zamanlar, Kıbrıs’sa su taşıyan deniz altı boruları patlamış. Kıbrıs uzun süre susuz kalmıştı…Bu boruların tamiratı yine aynı şirkete yeniden “500 Milyar” verilerek tekrar yaptırılmış, halk bu firmaya, ödedikleri vergileriyle ikinci kez soydurulmuştur. Ödemesi süreklilik arz eden ve ayları ve yılları sürekli zararla kapatan bu kurumlar “Osmanlının Kapitilasyonları”, “Duyunu Umimiye”den başka bir şey değildir.

Hükümetleri denetleyebilecek hiçbir kurum kalmamış Sayıştay görevini yapamamaktadır. Zaten verilen bütçelerden de anlaşıldığına göre hükümet bu birimleri gözden çıkarmış bulunmaktadır. Halkından ürken, halkından korkan bir iktidar vardır. Ankara’da neredeyse mubalâğâ gibi gelse de her bir metre kareye iki polis bir bekçi düşmektedir… Bu gelecekte olası bir halk hareketine karşı durmak için midir?.. Emniyet Genel Müdürlüğüne ayrılan 40 Milyarlık bütçe bunun için midir? Sorusunu akla getirmektedir…

Bu ülkenin çalışanlarının % 49.5’i asgari ücretli olup peşin vergi vermektedir.  Bu da yetmezmiş gibi marketlerden aldığı her gıda maddesi: ekmekten, zeytinden, peynirden, yumurtadan da ayrıca ÖTV, KDV, Gelir Vergisi, adı altında % 80,90,100,120,150,200,300 gibi gizli vergiler alınmaktadır.   

Türkiye’de dünyanın en büyük ihalelerini alan firmalar hem hiç vergi ödemiyorlar hem de geçmişe dönük, holdinglerin “Milletin a… goyacağım!” diyen “Mehmet Cengiz” in (Cengiz Holding) vergi cezaları derhal siliniyor; 

Kalyon İnşaat’a 9.5 Milyar Liralık Vergi İstisnası tanınırken, Pandemi sebebiyle siftahsız kepenk kapatan esnaf ve yerlerde sürünen halka da bir Cami İmamının Minberde veya Kilise Papazının Ambon’da takındığı tavır ve eda ile bollukta şükür, yoklukta sabır, tavsiyesi ile İban Numarası veriliyor. Gizli ve açıktan vergilerle canına kastediliyor, açıktan selâsı veriliyor. Kısaca: Türk halkı zor günler geçiriyor.

Kaynaklar:

(http://www.tid.gov.tr/Makaleler/466selimcapar.pdf)

(https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/208435)

(https://t24.com.tr/haber/milletin-a-koyacagiz-diyen-cengiz-milletime-kufredecek-kadar-aptal-miyim,281110)

https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/belge/Belcika_Raporu.pdf

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/memur-artiyor-isciler-azaliyor-1828228

https://www.aa.com.tr/tr/politika/2020-yili-merkezi-yonetim-butcesi-belli-oldu/1616663

https://www.memurlar.net/haber/862076/butceden-en-yuksek-payi-alan-bakanliklar.html

https://www.memurlar.net/haber/862076/butceden-en-yuksek-payi-alan- bakanliklar.html

 

 

 

 

Translate