Meral AKŞENER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Meral AKŞENER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eylül 2023 Cuma

MERAL'e DİKKAT!.. Abdullah Çağrı ELGÜN

 MERAL'e DİKKAT!..

                      Abdullah Çağrı ELGÜN

Meral Yine Sahnede! 

Geçen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "Kazanabilecek Aday" diye tutturmuştu!..

Masayı devirdiği unutulmayan Meral AKŞENER, öyle anlaşılıyor ki AKP'nin yollarındaki bütün çalı, diken ve taşları temizlemek peşinde...

AKŞENER’in kafasında yaklaşan bu yerel seçimlerde de yeni kurgular ve gizli planlar var!..

AKŞENER, kendini, AKP'ye yerel seçimlerde CHP’nin elindeki Büyükşehir Belediyelerini altın tepsi içinde sunmaya hazırlanıyor!.. Bu uzak görüşün doğruluğunu “Yerel Seçimler” bitiğinde de göreceğiz…

14 Mayıs seçimlerinden önce:

“Kazanabilecek Aday” diye diretip durdu.  Sonunda masaya bir tekme atıp, masadan kalkmıştı!...

KILIÇDAROĞLU: Piyasadan gelen ve devlet geleneğinden bi haber olan adayların karşısında, daha güçlü ve "Kazanabilecek Aday" olan ve mütevazi yaşantısı ve çalışkanlığı ile hayatını milletine adamış, bir bürokrat!..

Devlet'ten gelen,

Maliye Uzmanı,

Daire Başkanı,

Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür, Müşteşar Yardımcısı ve Devlet Müşteşarlığı yapmıştır.

Devletin en çalışkan ve en yüksek bürokratı olmuş bu çalışkanlığj ile de ödüller almıştır.

Güçlü bir kişilik, güçlü bir Devlet Adamıdır.

14 Mayıs seçimlerinden önce, Meral AKŞENER',  KILIÇDAROĞLU'nun adaylığınını engellemek için ve onun  aleyhinde "Kazanacak Adam"  bulma bahanesiyle, toplumda bir algı oluşturma girişiminde bulundu. Başarılı da oldu. Halkımız malesef bu oltayı çabuk yuttu!..

KILIÇDAROĞLU'nu itibarsızlaştırmak için: Yavuz AĞIRALİOĞLU, Ümit ÖZLALE ve İbrahim Halil ORAL'ı görevlendirip sürekli ateşleyip konuşturan Meral AKŞENER olmadı mı?

Bunlara KILIÇDAROĞLU aleyhinde neler söyletmediler?

Soyu sopu Türk oğlu Türk olan KILIÇDAROĞLU'na :

"Demokrasi kılıflı tek adam!"

(Erneni kökenli

Alevî...)

Kimse fark etmedi mi?

Elbirliği ile KILIÇDAROĞLU’nu itibarsızlaştırıp, masadan kalkıp milletin bütün ümitlerini suya salmadı bu Meral AKŞENER ?..”

Sinan OĞAN'a ve Muharrem İNCE'ye KILIÇDAROĞLU karşısında oy istenmedi mi?

Kemal KILKÇDAROĞLU, daha ilk turda kazanabilecek iken, şansını Meral AKŞENER yok etmedi mi?..

Meral AKŞENER, bütün bunları, kimin için yaptı?.. (Anayasaya aykırılığına rağmen, Erdoğan'ın bir beş yıl daha aynı koltukta kalabilmesi için)

Kısaca ne AKŞENER’in ne de BAHÇELİ’nin Partisini “Tek Başına İktidar” yapma gibi bir derdi yok!.. Mevcut iktidara hizmet, onlar için en büyük şeref olarak görülüyor!..

Bu Yerel Seçimler yaklaşırken de muhtemel İzmir’den aday olabilecek KILIÇDAROĞLU’nu itibarsızlaştırıp yine engelleyerek, İzmir'i boşaltıp AKP için hazır hale getirmek istemektedir...

Şimdi de bunu: İzmir'de Kazanma ihtimali sıfır olan: Ümit ÖZLALE’yi aday göstererek yapmak arzusundadır... 

11 Mart 2022 Cuma

“BATAN GEMİYİ, İLK ÖNCE FARELER TERK EDER!”,Abdullah Çağrı ELGÜN

“BATAN GEMİYİ, İLK ÖNCE FARELER TERK EDER!”

Abdullah Çağrı ELGÜN

İttifak:

“Yerli ve Millî” olanlara soyulduktan sonra, şimdi de: “Etnik kimliklerle siyaseti şekillendireceğim!..”  Diyenlere iktidarı teslim etmek üzeresiniz…

Ne demek, sn. Akşener?

Adnan Menderes de senin gibi yaptı…

Etnik kimliği kaşıdı!..

NATO milliyetçiliği yaptı.

İMF’ye ekonomiyi teslim etti.

ABD’nin 6. FİLO Askerlerinin ülkede rezalet çıkarmasına seyirci kaldı!..

MARSHALL yardımı alarak ABD teslim oldu!..

ABD’nin Askerî Üstlerine ülkeyi pazarladı. Vatanın kanla alınmış topraklarına ABD Askerlerinin Aileleriyle gelip en güzel ve en özel topraklarında köyler kurmalarına izin verdi…

ABD ile yaptığı anlaşmalarla % 70 Tarım ülkesi olan Türkiye ve Türk halkına 43.6 Milyon Dolar bedel ödeterek “Tarımı Yok Etme Planını” ilk o devreye soktu!..

Tarım ülkesi Türkiye, bu anlaşma ile birlikte ABD’den tamamı ihraç fazlası olan: Buğday, Arpa, Mısır, Konserve, Sığır Eti (Nasıl kesildiği belli olmayan(!?..), Peynir, Süt Tozu, Soya Yağı, Don Yağı? (Domuz yağı olma ihtimali daha büyük (!?.) ) Sabun, …vb. gibi ürünler aldı. İşte o gün bu gündür, hep dışarıdan ithal ediyoruz.

ABD, Türkiye’de okul çocuklarına bayat gıdılar, bayat süt tozu dağıttırdı!.. Kenevire, Tütüne, Çaya kota uygulamaya zorladı. İlerleyen zamanda bu ürünleri de ektirmeyerek yasaklattırdı. Sonrasında GDO’lu, çekirdeksiz, tohumsuz ürünler çıktı!..  Zavallı köylümüze 70 dekar orman kadar oksijen sağlayan kenevir haya gitti. Ogün bugündür köylü bir karış toprağının kenarlarına, arkının başına bir iki tane kenevir ekse yaka paça tutulup götürülmektedir…

Türkiye’nin, 1946-1952 yılından itibaren: Askerî-finansal-kültürel-bürokratik-siyasî açılardan ABD hegemonyası altına sokulması “Menderes Dönemi’nin” mirasıdır!..

Hani, siz vatanperverdiniz?

Hani, siz Milliyetçiydiniz?

Sizin milliyetçiliğiniz, IMF Milliyetçiliği!

Sizin milliyetçiliğiniz, NATO milliyetçiliği,

Sizin milliyetçiliğiniz, ABD Milliyetçiliği…

Siz de mi ülkeyi ABD, NATO, İMF’ye teslim edeceksiniz?

“Etnik kimliklerle siyaseti şekillendireceğim?..”  Ne demek, sn. Akşener?

Başbakan olunca: Sizde mi Menderes’in:

Said’i Nursî, Nur Cemaati, Tarikat, Cemaat, Şeyh, Şıhları kılavuz edindiği…

Erdoğan’ın: Açılım Saçılım; İmralı, Olso, Kandil, Dolmabahçe, Habur yolunu mu takip edeceksiniz?.. Ülkeyi otuz altı (36) etnik guruba ayırma, eyaletlere bölme planınız mı var?

Sizin: “Demokratik Parlamenter Sisteme dönüş!” sözünüz bu mu?

“Bambaşka 3. Cumhuriyet!..” ile ne kastediliyor?

Öyleyse sizinle vatan savunulamaz! Sizinle vatan perverlerin yolu ayrılmıştır!.. En meşakkatli günlerde yol arkadaşlığı yaptığınız bilim adamları ve Ülkücü Duayenlerin büyük bölümü sizin yanlışlarınızı görüp ayrılmamışlar mıydı?.. Ne kadar haklı oldukları şimdi daha iyi anlaşılıyor…

Makamdaki müdürünüz, sekreteriniz, güvenlik görevlilerinizden vekiller dahi sizin talimatınızla içeri alınmıyor… Sizde parti içi demokrasisi rafa kaldırılmış… Sizde de “Tek Adam” yönetimine özenti mi var?.. Demir parmaklıklara beraber yapıştığınız, sıcaktan ve kalabalık etkisinde, kan ter içinde kalmış yol arkadaşlarınız ile saat 17.00’ye kadar savcı kararı beklediğiniz kurucu üyelerin, haberi dahi olmadan kararlar alıyorsunuz!.. Yanlış seçim taktikleriniz ve yanlış aday atamalarınız ile hata üzerine hata yapmaya devam ediyor, sürekli kaybediyorsunuz… 

“Vefa”yı sadece İstanbul’da bir semtin adı olarak mı hatırlıyorsunuz? 

(Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Prof. Dr. Özcan YENİÇERİ ve Nevzat BOR, Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ, İsmail GONCUK, Emekli Tuğgeneral Ali AYDIN (Yörük Ali Paşa), Gültekin UYSAL, Hayati ARKAZ, Fatih Mehmet ŞEKER, Tamer AKKAL, İsmail OK, Tuba Vural ÇOKAL…vb.) sizi, niçin “Yol Arkadaşı” olarak kabul etmediler?..

Hâlâ yanlışta ısrarcı mısınız?..

“Başbakan olacağım!” diyorsunuz. Başbakan olunca da mı bunu yapacaksınız?..

CHP’ye buradan sesleniyoruz:

Bütün Partiler bir araya getirilmelidir; ancak Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin ilkelerine ve Parlamenter sisteme dönülmelidir!.. Zaten bütün partiler şartsız bir araya gelmişse, ülkede yangın çok büyük demektir!.. Şart ileri sürenler bu “İttifak”ın dışında kalmalıdır!..

 “Milli hudutlar dâhilinde vatan bir bütündür! Vatanın çeşitli kısımları birbirinden ayrılamaz!” ve “Etnik unsurlara, azınlıklara, siyasî egemenliğimizi ve sosyal dengemizi bozacak statü ve ayrıcalıklar verilemez!..”,

“İstiklâl Marşında ayağa kalmayanlar,

TC. silenler,

Andımızı kaldıranlar,

ABD vatandaşlarını Meclise taşıyıp devlette görev verenler,

Teröristlerin Anıtlarını Diktirenler,

Diyarbakır’da Apo Posterleri altında Apo’nun Mektubu Okuyanlar,

Seçimde almak istedikleri oy için, TRT’de ÖCALAN’nı konuşturanlar.

Keşke Yunan Kazansaydı diyen meczuplar,

Türk’e ve Türklüğe karşı olanlar,

Kurtuluş Savaşına karşı çıkanlar,

Türk olmaktan kurtulduk diyenler,

İzmir Marşı’nı duyunca irkilenler,

İstiklâl Marşı’nın okunuşunda oturanlar,

İşgal Kuvvetleriyle iş birliği yapanlara itibarlarını iade edip, adlarını Devlet kurumlarına vererek, Konferanslar, Anma Günleri düzenleyip, kitap, broşür ve albüm çıkartanlar, bu “İttifak” ta yer alamazlar.…

“Kurucu İradeye”, “Cumhuriyetin Kuruluş Felsefesine” karşı çıkmadıklarını yazılı veya sözlü beyan eden kim olursa olsun, ittifak içerisinde yer almalıdır. Gayrısı “İttifak” ın dışındadırlar…

Parlamento da temsil edilen on üç (13) parti ve bunun dışında seçime girebilecek şartları tamamlamış on bir (11) ile birlikte yirmi dörttür (24). Bunun üçü (3) Cumhur İttifakında yer aldıklarına göre, geriye kalan yirmi bir (21) parti ile hiçbir şart öne sürülmeden ittifakta birleşilmelidir.

BBP, MHP, AKP de seçim kazanılıp icraata başladıktan sonra, görüşülecek ve diyalog kurulacak partiler içerisinde olacak ve bundan sonra da hiç parti ayırımı yapılmayacaktır!..

“Seçim Barajı” tamamen kalkmalıdır! Millet vekili için belirlenecek en küçük il nüfusu dikkate alınarak, bir rakam (Seçmen Sayısı) belirlenecek, bu oy sayısını tutturanlar, Millet Vekili seçilebilecektir. Partilere göre Millet Vekili dağılımı, en yüksek oy almış partilerden başlanarak sırasıyla “Millet Vekili Sayısı” dağılacaktır. Millet Vekili sayısı 100-150’ kişi sayılarından birine veya daha aza indirilmelidir. Nüfusu 500. binin altında olan illerin bölünüp parçalanmasını önlemek için teşkilatlı ilçe olarak varlıklarını sürdürmelidirler. Nüfusu 25.binin üstünde olanlar Nahiye, altında kalanlar kasaba, 10 binin altında kalanlar da köy olarak adlandırılmalıdırlar.

“Batan Gemiyi, İlk Önce Fareler Terk Eder!”:

Memleketin neyi varsa “Özelleştirme” adı altında yok fiyatına satıldı. Şimdi AKP’nin zenginleştirdikleri mal mülk, DOLAR ve EURO Baronları, basın ve yayında: “Saray’ın beşli çetesi!” olarak adlandırılan bu şirket çeteleri, paralarını, üç yıldır sürekli yurtdışına kaçırıyorlar; fakat kaçırma işlemi hâlâ bitmiyor. Önce paralar, sonra da kendileri gitmek için düğmeye bastılar.

Almanya, İngiltere ve Hollanda; ABD, Kanada, Yunanistan, Arnavutluk, Karadağ,  AKP li zenginlerin EURO ve DOLARLARINI uçaklarla, kayıt dışı olarak kaçırıp, aktardıkları ülkeler arasında yer alıyor:

Mehmet CENGİZ (Of Şortlu Cengiz), Emrullah TURAN, İbrahim ÇEÇEN, Remzi GÜR, Mustafa Latif TOPBAŞ, Mustafa ALBAYRAK, Yıldırım DEMİRÖREN, Ethem SANCAK, Turgay DİNER, Ahmet ÇALIK, Fettah TANİNCE, Ali AĞAOĞLU…vb. Ülkeyi terk eden milyonerlerin sayısı bin (1.000) kişiyi aşmıştı… Bugün ise bu sayı on bin kişiye ulaştı!..

Bunların hepsi Türkiye’de kazandıkları paralarla, yabancı ülkelerde yatırım yapıyor, arsa ve büyük binalar alıyorlar…  Bu arada kimilerinin paraları, % 20 komisyon alarak yurt dışına götürmek üzere teslim ettikleri firmalar tarafından, gasp edilip, üzerine oturuluyor; fakat bunları gıkı çıkmıyor, şikayette de bulunamıyorlar; çünkü götürülen bu dövizler kayıt dışı…

Türkiye’de vergi kaçıran ve otuz kez, vergi borcu silinen ve milletin anasına küfreden Mehmet Cengiz (Cengiz Holding, Cengiz İnşaat); Limak Grup (Nihat ÖZDEMİR); Çalık Holding (Ahmet ÇALIK), Sancak Grubu (Ethem SANCAK), Torunlar Grup (Aziz TORUN); batırılan Türkiye Gemisinden kaçan en uçtaki kimseler olarak biliniyor.

Reis, kaynağı belli olmayan körfez ülkelerinden, para bulma ve para getirme gayretine düşmüşken bu şirketler, milletin kanını emerek milletin sırtından kazandıkları (Gelir Garantili Hastane, Gelir Garantili Otoyol, çoğu vatandaşın hiç geçmediği Gelir Garantili Tünel, …vb.) döviz türündeki paraları, yurt dışına kaçırıyorlar. Banklarda Döviz rezervi boşalınca, Türkiye’nin Ekonomi Gemisi de hayliyle çöküyor.

Kısaca, kaçan kaçana! Derken hafızamızda kalan bir ata sözünü hatırlamadan edemiyoruz:

“Batan gemiyi ilk önce, fareler terk eder!”

İfşa, İtiraflar:

Medyaya yansıyan haberlere göre: Kamuda hiçbir yetki ve görevi olmadığı halde, Devletin bütün kilit kurumlarına en kritik personel alımlarının Halim Hoca, denilen ve Ankara/Altındağ Hamamönü’nde iştigal eden bu kişi tarafından yapıldığı açıklanıyor.

Adalar Belediyesinde yaşanan hadiseden sonra, ERT Sistemi, Veri Tabanından sızdırılan bilgilerin bir kısmını, gazeteci Metin CİHAN yayınlamış ve Cevheri GÜVEN de konuyu videolarında anlatmış!..

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA)’ın bütün arşivi sızdırılmış... Devletin bütün kilit Kurumlarına A Grubu kadrolarına, “Personel Alımlarının” Bilâl ERDOĞAN’ın kurduğu, TÜGVA’nın listelerinden atandığı ortaya çıktı: Mit, Emniyet, Yargı, Sayıştay ve Sayıştay Denetimleri ile kilit noktalara TÜGVA listelerinden atamalar yapılmış!..  Bu Kuruluşun bütün masrafları “Hayır Yapıyor” gibi gösterilip, “Devlet Kesesinden” karşılandığı da sızdırılan belge ve bilgilerden anlaşılıyor.

Ayrıca SADAT adlı kuruluşun, Türk Silahlı Kuvvetlerine, Harp Okuluna, dört (4) boyunca Subay alımı yaptığı belirtiliyor…

SADAT: 28 Şubat 2012 tarihinde emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve 23 emekli subay ve astsubay tarafından kuruldu. Şirketin kuruluş içeriğinde, uluslararası alanda askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi tanımlar yer alıyor…

15 Temmuz’dan sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Personelinden olmayan personel tarafından, dört (4) yıl boyunca “Askeri Öğrenci” aldık diye itirafta bulunuyorlar!..  Eskiden Askerî Öğrenciler: Askerî Ortaokul, Askerî Lise, Askerî Harp Akademisinden gelirken, bugün Siyasal İslâmcıların İdeolojileri doğrultusunda SADAT’tan ve doğrudan doğruya sivillerden ayrıca alımlar da siviller tarafından yapılmaktadır. (SADAT: Uluslararası Savunma, Danışmanlık, İnşaat, Sanayi ve Ticaret A.Ş. veya SADAT A.Ş., Türkiye merkezli, bir askeri danışmanlık şirketidir.)

Anlaşılıyor ki bu görüştekiler: 1923’te Atatürk Cumhuriyeti tarafından kaldırılmış olan “Kitab ı Şerike” bölümünde yer alan köleliği, yeniden diriltme çabası içerisindeler; çünkü köle: Bir efendisi olan kimse değildir; aksine gerçek köleler, artık bir efendisiz yaşayamayacak olanlardır!..” Bu bilgi ve belgeler bize: “Erdoğan Rejimi”nin nasıl işletildiğini, ülke kaynaklarının ve devletin içinin nasıl boşaltıldığını bütün çıplaklığı ile ortaya seriyor!..

Geçmişte, Padişahların da: Valide Sultanlar, Haseki Sultanlar, Gözdeler, Cariyeler ve Köleleri vardı!.. Köle Alıp Satılır, Cariye Edinilirdi. Nisa Suresi 5. Ayeti var!.. Abdülmecit Dönemindeki Yenileşme Dönemi (Islahat) Tanzimat Fermanı ile bu sistemin kaldırılması istenmişse de kaldırmak köle tacirleri ve bu işten ekmek yiyen menfaat şebekeleri “Köleliğin” kaldırılmasına karşı çıktıkları için bu sistemi kaldırmak mümkün olmamıştır!

“Hür bir kadınla evlenemiyorsanız, gidin cariye satın alın” denirdi!..  “Şer i şerife karşı mı çıkıyorsunuz. Kuran’ı Kerimde bunun yeri var!.. Köleliği kaldıramazsınız...”diyerek karşı korlardı.

Atatürk bunu Saltanat ile birlikte kaldırırken de yine Müslümanların bir kısmı ve köle satarak menfaat temin eden Köle Tacirleri, kanunun çıkmasına isyan ettiler…

Anlaşılıyor ki: “Cumhur Başkanlığı Hükümet Sisteminde” geriye özlem ve dönüş var! Geriye dönüş için örgütlenme, gizlice organize, kadrolaşma ve bu kadroların zenginleştirilmesiyle, gücü ellerinde bulundurma ve devletin dönüştürme iştiyakı var!..

Bu şirketlerin Türkiye’de zenginleşip Türkiye’den yabancı devletlere uçaklar dolusu para kaçırmaları, Türkiye’yi fakirleştiriyor. Dövizde sıkıntı oluşturuyor.

Hükümet: Vatandaşın yastık altı dövizine ve altınına göz dikti. İBAN Numarası ile para istiyor!.. Kimden? Tabii en büyük ve hazır kaynak olan vatandaştan…

Şirketler zam üstüne zam yapıyor. Elektrik, Su, Gaz ve temel gıda maddelerinde yüzde 500 artışları görenler ürünler var!.. Bunlardaki fiyatlar vatandaşı çaresiz bıraktı!.. Bugün Motorin 26.TL. 25.TL. Mazot ile gittiğimiz 80 Km köyünüze, ilçenize 350-400.TL ödemek durumunda kalıyorsunuz.

Evelenecek çocuğunuza düğün yapmayın. Akraba, eş dostta altın çeyrek altın, yarım altın, tam altın takmak da nedir?..  Bir şey götürmeyin!.. Hatta kesinlikle bu düğünlerde gözükmeyin!

Kısaca size memleketinize gitmeyin, akrabalarınızla görüşmeyin, hediye almayın, yiyecek içeceklerinizi paylaşmayın. Hata mümkünse hiç görüşmeyin. İkram ve hediyeleşmeyi bırakın mı diyorsunuz?.. İyiye gitmiyoruz Usta, diyerek hatırlatmaktan başkaca, yakın çevrelerin yapacağı işler de olmalı!..

Vatandaş sıfırı tüketti. Niçin otuz kez vergisini sıfırladığınız holdinglerden, şirketlerden döviz isteyemiyorsunuz?..

Bu aşırı kazanç elde eden holdingler, iktidar değişirse haksız kazançlarının hesabını vermek durumunda kalacaklarından büyük korkuya kapıldılar… Bu şirketler üç yıldır, döviz ve altın cinsinden birikimlerini özel jetler, tırlar, lüks yadlar ve gemilerle komisyonla peyder pey, yurt dışına çıkarıyorlar!.. Paralarını çıkarmak isterken dolandırılmak da cabası; fakat polise de gidemiyorlar.

Koç ve Sabancı Ailelerini zenginlikte geride bırakan Binali YILDIRIM’ın Hollanda’daki servetinin 26.Milyar DOLAR olduğunu Hollandalıların açıklamalarından öğreniyoruz!... Demirören, Ziraat Bankasından aldığı 750. milyonu ödemedi.  Ağaoğlu Almanya’dan gayrimenkul aldı?.. Ethem Sancak’ın, Türkiye’den, Almanya’ya kaçırdığı para miktarı bilinmiyor!..

Turan ÇÖMEZ: “Türkiye ağır bir ekonomik krizden geçerken, Türkiye’den beslenen yandaş iş adamlarının firmaların, yurt dışına kaçırılan döviz miktarının sınırı belli değil!..” diye açıklamalarda bulunuyor.

Erdoğan, Türkiye’de elde edilmiş bu haksız kazançları kaçıranlara, şöyle seslendi:

“Bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına çıkardığı tezviratları yapılıyor. Böyle bir şey varsa, izahı makul olamaz! Yurt dışına para kaçırmaya tevessül edenleri affetmeyiz!.." ifadelerini kullandı.

KAYNAKLAR:

1. https://www.birgun.net/haber/yuru-ya-kulum-denen-6-sirket-104583

2.https://www.google.com/search?q=AKP%27nin+korudu+be%C5%9F+%C5%9Firket+adlar%C4%B1&oq=AKP%27nin+korudu+be%C5%9F+%C5%9Firket+adlar%C4%B1&aqs=chrome..69i57j33i10i160l2.13491j0j4&sourceid=chrome&ie=UTF-8

3.https://www.google.com/search?q=%C4%B0Y%C4%B0+PART%C4%B0DEN+ayr%C4%B1lan+b%C3%BCt%C3%BCn+vekiller+ve+di%C4%9Ferleri%3F&oq=%C4%B0Y%C4%B0+PART%C4%B0DEN+ayr%C4%B1lan+b%C3%BCt%C3%BCn+vekiller+ve+di%C4%9Ferleri%3F&aqs=chrome..69i57j33i10i160l2.19375j0j4&sourceid=chrome&ie=UTF-8

4.https://www.google.com/search?q=AKP+G%C3%B6%C3%A7%C3%BC+ba%C5%9Flad%C4%B1%3F&oq=AKP+G%C3%B6%C3%A7%C3%BC+ba%C5%9Flad%C4%B1%3F&aqs=chrome..69i57j33i160.8035j0j4&sourceid=chrome&ie=UTF-8

5. https://www.youtube.com/watch?v=qISzsqbwDP8

6. https://haber.sol.org.tr/toplum/iste-akpnin-seckin-sirketleri-yandas-insaat-sirketlerine-3278-milyar-liralik-ihale-277292

7. https://tr.euronews.com/2021/06/18/sadat-nedir-neden-kuruldu-ve-faaliyetleri-neler

22 Haziran 2018 Cuma

PASLAŞMALAR ve AKP SÖZCÜSÜ BAHÇELİ!;,Abdullah Çağrı ELGÜN


PASLAŞMALAR ve AKP SÖZCÜSÜ BAHÇELİ!..
Abdullah Çağrı ELGÜN
PASLAŞMALAR:

Meral AKŞENER, Muharrem İNCE ve Temel KARAMANLIOĞLU rollerini çok iyi ezberlemişler. Bu üçlünün karşısında sadece Tayyip ERDOĞAN’ın kalmış olması şayanı dikkattir. Demek ki sahalarda en etkili ve tek muktedir AKP’de, ERDOĞAN… Başka muhatap yok!. Demek ki ERDOĞAN giderse bunların hiç birinden eser ve iz kalmayacak?
Canlı televizyon, geçmişe dönük videolar, basın ve yayınların incelenmesi, anında onlara ulaşılması, yalan yanlış söylenenlere karşılık bulunması iktidarı zora sokuyor. Eskiden olduğu gibi halkta rağbet bulmuyor. AKP’nin geçmişte söyledikleri ile bugün o söylenenleri  söyleneni tekzip etmesi, yalanlamasına kimse kanmıyor… Bu durum muhaliflerin gözünden kaçmadığı gibi halkta da karşılık buluyor. Üstelik muhaliflerden anında cevap buluyor.
Erdoğan: “Ey Muharrem! Nerdesin?”
İnce: “Ey Erdoğan! Burdayım! Buyur!”
Akşener: “Arkadaş azıcık sus. Birazcık ailene zaman ayır, birazcık evinde otur, her konuda konuşmak mecburiyetinde değilsin, her seferinde şu parmağını sallamak zorunda değilsin. Azıcık evince otur dinlen, nefes al, biz de nefes alalım, Türkiye'de nefes alsın!.." (https://tr.sputniknews.com/turkiye/201803061032523733-aksener-erdogana-seslendi-azicik-sus/ )
“Bugün kendi ikbal ve makamlarını korumak için yapamayacakları hiçbir şey yoktur. Ölçüleri makam ve mevkilerini korumak olunca: her şey kutsal, her şey millî. Makam ve mevkilerine dokunan herkes düşman onlar için. Yüze gülümseyip arkadan malı götüren tosunlarınız var sizin. 28 Şubat'ta yağlı kazıkla tehdit edilirken, dik duran karakterimiz var bizim. 15 Temmuz’da uçaklarla kaçıp, güvende olduğunu anlayınca kahramanlık taslayan lideriniz var sizin.” ( https://www.yeniakit.com.tr/haber/meral-aksenerden-erdogana-yonelik-skandal-sozler-443203.html)
VAZGEÇMEK İSTERLER Mİ?

Seçim sonuçları şimdiden görünüyor. AKP kaybetmiş. Erdoğan Saray’dan ayrılacak… Ayrılacak; ama nasıl? Bu o kadar kolay mı? Bu kadar nimet, bu kadar saltanat, ve etrafta el pençe divan duran hizmet erleri!..
Seçim sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra iktidar kaybetmiş olarak, usulsüz dosyaları, evrakları ve yapılanları yok etmek, delilleri ortadan kaldırmak için can havli ile sancılı çok acele bir imha ve talan yapacak!..
Buna karşı muhalefetin tedbiri nedir? Seçim için bütün planları düşünen muhalifler bunu da düşünmeli alternatif planları ortaya koymalıdırlar.   
Erdoğan’ın, belediye başkanlığı ettiği dönemler de dahil, devletin bütün imkanlarını kendi emrine bağlamış, kurduğu sistemlerle illegal ve legal bütün imkanları siyasî bir partinin emrine teslim etmiştir. Eş  dost, akraba hısım, yandaşlar, partililer, dernekler, vakıflar, basın, yayın ve bir o kadar da ondan beslenen, nemalanan ve geçimini onun hayatiyetine bağlamış bir örgütleşmiş, sistem kurmuş bir topluluk var karşıda. Bu sistem çökse, yıkılsa da birden bire gidebilir mi? Bu öyle kolay kolay kabullenilecek bir şey olabilir mi?.. Bu iktidar ile kurulmuş olan bağlar, bir birine bağlı hareket eden zincirlerin kopması, ara verilmesi, olanlar için bir hayatiyet, yaşamak ve ölmek arasında bir seçim; fakat maalesef; ve çok acıdır ki öyle veya böyle her şey zamanı gelince son bulur...
Bunca evraklar, usulsüz dosyalar, binlerce gizli anlaşma ve sözleşmeler, taahhütler, nasıl ortadan kaldırılacak?.. Yakılacak veya imha edilecek?.. Kim, nasıl ne zaman yapacak bunu?
Bir eli yağda bir eli balda, villalar, yazlıklar, havuzlu daireler ve sıfır arabalar ve havadan devlet kasasından, veya örtülü ödeneklerden ve komisyonlardan gelen paralar… İktidar, bu gücü elinden kaydığını gittiğini, çözüldüğünü anlayınca, nasıl bir vehme  kapılacak?  Vazgeçebilecek mi? Vermemek için direnecek mi?..
Muhalefet bunların da cevabını düşünmeli ve bulmalı!.. Çözüm üretmeli.

BAHÇELİ, AKP SÖZCÜLÜĞÜNÜ ÜSTLENMİŞTİR!..

Erdoğan’dan habersiz Bahçeli’nin söz söylemesi mümkün değil!.. Belli zaman aralıklarında görüşüp konuştukları bilinen bir gerçektir. 2015 seçimleri öncesinde Tuğrul TÜRKEŞ, AKP’ye geçmeden önce ve seçimler  öncesinde Bahçeli’nin gizliden Erdoğan ile görüştüğünü beyan etmiş bu sözleri bütün basında da yer almıştı… Sonrasında malum çıkışlar, MHP’den Tuğrul TÜRKEŞ’in ayrılması, HDP ve MHP’nin seksen(80) milletvekili kazanmaları. AKP’nin tek başına hükümet kuramaması. BAHÇELİ’nin: “Hayır!” dayatması ve KILIÇLAROĞLU’nun BAHÇELİ’ye Başbakanlık teklifi ve sonra 1 Kasım 2015 seçimleri; ve HDP(59 vekil) ve MHP’den(40 vekil) kaçan oylarla, milletvekilinin AKP’ye(317 vekil) kayması ve AKP’nin 317 vekil ile  tek başına iktidarı…
Bugün gelinen nokta geçmişin TEKRARINDAN başka bir şey değildir. Başkanlık sistemine karşı ve AKP’nin azılı rakibi gibi gözüken MHP; ve onun Başkanı BAHÇELİ, ERDOĞAN’nı Başkamlığa taşıdığı yetmiyor, bugün de Başkanlığını ve “Başkanlık Sistemi” ni pekiştirmek için ERDOĞAN’ın kendisine teklif ettiği, erken seçim açıklamasıyla tekrar erken seçime gidiyor. MHP, AKP’nin koltuk değnekliğinden başka bir şey yapmamıştır ve yapmıyor; ama hâlâ Ülkücü kimi seçmenleriinin algısını kendi lehine çevirebiliyor!..
Devlet BAHÇELİ: “Cumhuriyet rejimine düşman, Atatürk ve onun getirdiklerine muhalif, T.C. Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye, Türk ve Türkçülük ve Türklüğe hasım, İstiklâl Marşı’na alerjisi olan, Marşımız okunduğunda ayağa kalkmayan,  “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünden gocunan, ülkemizin isminden rahatsızlık duyan, milliyetçiliği ayakları altına alanların” değirmenine ülkücülere su taşıtmak istiyor… 
Erdoğan “Genel Affı dillendir!” diyor. Bahçeli: “Genel Af!”  diyor. 25 Haziran 2018, sabahı, Erdoğan kazanırsa bu af olabilir mi? Asla olmaz!.. Bir de Muhalifler kazanır ve bu af olursa ne olacağını biliyorum. Bir çok devlet düşmanı menfaat düşkünü çıkarcılar, yurt dışına kaçmak için hazırlanacak!.. Gerçekler bir bir açıklanacak, suçlular suçsuz, suçsuzlar suçlu olarak içeriye gidebilirler… Aklını biran kaybedenler delilleri yok etme, illegal anlaşmaları ve dosyaları ortadan kaldırmak için ellerinden ne gelirse yapacaklar. Bunun için muhaliflerin A,B, C planları mutlak olmalı ve tedbiri elden bırakmamalıdırlar. 
2015’te AKP’nin tek başına iktidar olma, konusunda olmak üzere, iki seçimde de Bahçeli’nin, Erdoğan ile görüşerek anlaştığı ve Tuğrul TÜRKEŞ’i, ERDOĞAN’a gönderdiği basında yayında yer almıştı. Şimdi de “Erken Seçim” kararı ile “Genel AF!” konusunda da ERDOĞAN-BAHÇELİ ikilisinin anlaşmış olduklarını görebiliyoruz. Kısaca Devlet BAHÇELİ, ERDOĞAN ile görünürde çatışıyor gibi yapıp, ERDOĞAN ne derse onu harfiyen yerine getiriyor. Kısaca Devlet BAHÇELİ, ERDOĞAN’ın sözcüsüdür!..
Devlet BAHÇELİ: ERDOĞAN ile birlikte MHP’yi dağıtma, ülkücüleri birbirlerine düşürme görevini üstlenmiştir. Ülkücülere de: “Dağılın! Sizin misyonunuz artık bitmiştir!” demektedir… Bunu görmek için çok zeki olmaya gerek yoktur.
KAYNAKLAR:
1)                   https://www.yeniakit.com.tr/haber/meral-aksenerden-erdogana-yonelik-skandal-sozler-443203.html
2)                   (https://tr.sputniknews.com/turkiye/201803061032523733-aksener-erdogana-seslendi-azicik-sus/ )
3)                   http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/tugrul-turkes-olayina-dair-10-sey-29925024
4)                   https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/tugrul-turkesten-bahceliye-tepki-2461851/
5)                   http://www.mynet.com/haber/politika/ahmet-davutoglu-ile-devlet-bahceli-arasinda-tugrul-turkes-krizi-3164982-1

Translate